30 Mayıs 2009 Cumartesi

BASIN AÇIKLAMASI: ESKİ İRAN CUMHURBAŞKANI, ÜLKEDEKİ AZERBAYCANLILARI AŞAĞILADI

Eski İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin ülkedeki Azerbaycanlılara yönelik aşağılayıcı tavrına tepki olarak İran'ın üç şehri bir haftadır protesto gösterileriyle çalkalanıyor.

14 Mayıs günü internette yayılan bir video, İran'ın önde gelen reformcularının bulunduğu bir toplantıda Hatemi'nin Azerbaycanlılardan düşük zekalı ve ahmak bir topluluk olarak bahsettiğini gösteriyor.

Toplantıda anlatılan ırkçı fıkralara gülen ve destekleyici yorumlarda bulunan katılımcılar arasında Cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi ve tanınmış mollalar da görülüyor.

Tebriz şehrindeki protestolar sırasında dört üniversite öğrencisinin (Hamid Hasan Zare, Babek Meynuği, Ali İmani ve Peyman İmani) gözaltına alındığı bildirildi. Başkent Tahran ve Urmiye şehirlerinde de protesto gösterileri yapıldı. Aktivistler, Hatemi resmi olarak özür dileyene kadar protestolara devam edeceklerini belirttiler.

İran'da Azerbaycanlı Siyasi Mahpusları Savunma Birliği'nin başkanı Fahte Zamani konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "Eski Cumhurbaşkanı Hatemi İran siyasetinde 'medeniyetler arası diyalog' fikrinin savunucusu olarak tanınmasına rağmen reformcu dostlarıyla Azerbaycanlıları aşağılayan ırkçı fıkralar anlatarak eğleniyor".

Resmi istatistiklere göre İran'daki Azerbaycanlılar ülke nüfusunun yaklaşık %30'unu oluşturuyorlar. Azerbaycan Türkleri, Fars etkisindeki İran toplumunda bir çok yönden ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Üç yıl önce devlet ajansına bağlı resmi gazete "İran"da yayınlanan karikatürlerde Azerbaycanlılar 'böcek' olarak gösterilmiş ve onları imha etme yolları anlatılmıştı.

Hatemi'ye tepki olarak başlayan protestolar halen 2006'daki karikatür olayları kadar şiddetlenmiş değil ancak beklenen resmi özür gelmezse gösterilerin giderek yaygınlaşması bekleniyor.

Yerel kaynaklardan alınan raporlara göre Tahran, Tebriz ve Urmiye şehirlerinde onlarca protestocu gözaltına alındı, ancak bunlardan bir kısmının daha sonra serbest bırakılmış olma ihtimali vardır. Tebriz'deki protestoda gözaltına alınan dört kişiden ise haber yok.

ADAPP kuruluşu durumu takip edip bu konudaki gelişmeleri rapor etmeye devam edecektir.

Detaylı Bilgi İçin:

ADAPP kuruluşu başkanı Fahte Zamani: +1-604-677-2524
adapp.info@gmail.com
www.adapp.info
guneysesi.blogspot.com

Devamını oku...

28 Mayıs 2009 Perşembe

Urmiye'de Cumhurbaşkanı Adayı Musevi'nin Konuşması Sırasında Hatemi Protesto Edildi

Urmu-News sitesinin haberine göre Batı Azerbaycan eyaletinin başkenti Urmiye'de eski İran cumhurbaşkanı Hatemi'ye yönelik tepki giderek artıyor. Dün (26 Mayıs günü) Hatemi'nin desteklediği reformcu Cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin Urmiye Stadyumundaki konuşmasında yüzlerce Azerbaycanlı, sloganlar ve pankartlarla Hatemi'yi protesto etti.

Stadyumdaki Urmiyeli seyirciler pankartlar ve sloganlarla anadilde eğitim ve İran'da Azerbaycan Dil ve Kültür Merkezi kurulması gibi taleplerini de dile getirdiler.

Habere göre Mir Hüseyin Musevi'nin konuşması sırasında reformculardan bir grup, Azerbaycanlı protestoculara saldırarak "Yaşasın Azerbaycan" ve "Kahrolsun Apartayd" yazılı pankartları yırttılar. Cumhurbaşkanı adayı Musevi'nin konuşmasından sonra Azerbaycanlı seyircilerden yaklaşık 400 kişi, şehrin işlek caddelerine doğru pankartlar ve sloganlar eşliğinde yola çıktılar ve protestolara devam ettiler.

Eski İran Cumhurbaşkanı Hatemi ve önde gelen bazı reformcuları Azerbaycanlıları aşağılayan fıkralar anlatırken gösteren bir video, bir süredir Azerbaycanlı nüfusun yoğun olduğu çeşitli şehirlerde protesto ediliyor. Hatemi, 12 Haziran'daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mir Hüseyin Musevi'yi desteklediğini duyurmuştu.

Urmu News: http://www.urmiye.blogfa.com/

http://www.savalansesi.com/2009/05/blog-post_1814.html

Devamını oku...

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Reşt Şehrinde İki Azerbaycanlı Aktivist Mahkemeye Çıkarıldı

Güney Sesi: 26 Mayıs Salı günü Azerbaycanlı kültürel aktivistler Vedud Esedi ve Hüseyin Rehimi, Gilan eyaletinin Temyiz Mahkemesinde kapalı celsede yargılandılar.

Daha önce Reşt İnkılap Mahkemesinin 1. Şubesi tarafından "milliyetçilik" ve "düzen aleyhine propaganda" ile suçlanan Azerbaycanlı insan hakları savunucusu Vedud Esedi'ye 1 yıl ve öğrenci aktivist Hüseyin Rahimi'ye 6 ay hapis cezası verilmişti.

Azerbaycanlı aktivistler 2008 yılının Temmuz ayında Reşt şehrinin güvenlik memurları tarafından gözaltına alımış ve bir aydan çok Ettelaat (istihbarat ve güvenlik merkezi) merkezinde gözaltında tutulduktan sonra teminat karşılığında serbest bırakılmışlardı.

Uluslararası insan hakları savunucularını koruma teşkilatı "Front Line" 8 Ağustos 2008 tarihinde yayınladığı bildiride Vedud Esedi'nin tutuklanmasını kınayarak serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu.

Erdebil Azad Üniversitesi öğrenci birliğinin eski başkanı ve kapatılmış Azerbaycan kültür ve folklor dergisi "Seher"in yazı işleri müdürü Vedud Esedi, daha önce 2006 yılının Mayıs ayında İran'da Azerbaycanlıların protesto gösterileri döneminde de Erdebil şehrinde tutuklanmış ve 40 gün boyunca gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılmıştı.

Devamını oku...

26 Mayıs 2009 Salı

İran'da Azerbaycanlı Üniversite Öğrencilerinin Protestoları Büyüyor

Güney Sesi: Bugün (26 Mayıs Salı günü) Tahran'ın Emir Kebir Üniversitesindeki Azerbaycanlı Öğrenciler, eski cumhurbaşkanı Hatemi ve diğer bazı reformcuların Azerbaycanlıları aşağıladığı görüntülere tepki olarak protesto gösterisi düzenlediler. 200'den çok öğrencinin katıldığı protestoda, videoda görüntülenen Hatemi, Seyid Yahya Caferi, Mecid Ensari ve İshak Cihangiri'nin resmi olarak özür dilemeleri talep edildi.


Tahran İlim ve Sanayi Üniversitesinin Azerbaycanlı öğrencileri de yayınladıkları bildiriyle yarın (27 Mayıs Çarşamba) üniversitenin önünde bir protesto gösterisi düzenleyeceklerini açıkladılar.

25 Mayıs Pazartesi günü ise Zencan Üniversitesinde öğrenciler Hatemi ve görüntüdeki diğer reformcuların tavrını protesto ettiler. Yaklaşık 100 Kişinin katıldığı protesto gösterisinde öğrenciler devlet yetkililerinin konuyla ilgili sessizliğini kınadılar. Başta eski cumhurbaşkanı Hatemi ve din adamı Yahya Caferi olmak üzere görüntüde yer alanların özür dilemesinin talep edildiği protesto, okunan bildiriyle sona erdi.

Zencan Üniversitesindeki Protestodan Fotograflar: http://www.savalansesi.com/2009/05/blog-post_1165.html
Tahran Emir Kebir Üniversitesindeki Protestoyla ilgili Haber ve Fotograflar: http://www.savalansesi.com/2009/05/blog-post_7952.html

Devamını oku...

Cumhurbaşkanı Adayı Musevi'nin Ziyaret Ettiği Tebriz'de en az 15 Aktivist Gözaltına Alındı

Güney Sesi: Yerel kaynaklardan alının haberlere göre, 25 Mayıs Pazartesi günü, reformcuların cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin Tebriz'i ziyaret edip konuşma yapmasının ardından güvenlik güçleri en az 15 Azerbaycanlı aktivisti gözaltına aldılar.


Gözaltına alınanlar arasında Cihanbehş Bahtaver, Nadir Bahtaver, Ferid Bağerzade, Babek Meynuği, Ali İmani, Mehdi İmani, Armin Şakeran Vahid, Esger Kadimi, Ali Sadıki ve Hamid Hasan Zare adlı aktivistlerin olduğu bildirildi.

Aktivistlerin gözaltına alınma nedeninin, Musevi'nin konuşması sırasında eski cumhurbaşkanı Hatemi'nin Azerbaycanlıları aşağıladığını gösteren video'yu sloganlarla protesto etmeleri olduğu belirtildi. Eski Cumhurbaşkanı Hatemi, 12 Haziran'daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mir Hüseyin Musevi'yi desteklediğini ilan etmişti.

Bunun dışında 23 Mayıs günü Tebriz'de güvenlik memurları Ali, İrej, Resul, Gulam ve Naser Bedeli adlı Azerbaycanlı aktivistleri evlerini basarak gözaltına aldılar.

22 Mayıs günü Tebriz'de Şah Gölü (Elgölü) Parkına düzenlenen yürüyüşteki protesto gösterilerinde gözaltına alınan üniversite öğretim görevlisi Ali Rıza Ferşi ve diğer aktivistlerin durumundan ise haber alınamadı.

Farsça Haber: http://www.savalansesi.com/2009/05/blog-post_26.html

Devamını oku...

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Bianet: İran Azerbaycanlıları Seçimler Öncesinde Sokaklarda

Reformcuların Azerbaycanlıları aşağılayan videoları gün yüzüne çıkınca protestolar başladı. Üç sene önce de bir karikatür yüzünden benzer olaylar çıkmış, İran hükümeti zor kullanarak Azerbaycanlıların üzerine gitmişti.

Yaklaşık 10 gündür İran'da özellikle Azerbaycanlı nüfusun yoğun olduğu kuzeyde ve başkent Tahran'da son derece gergin bir atmosfer var. Bu şehirlerin çoğuna diğer bölgelerden ek güvenlik kuvvetleri yerleştirildi. Bu atmosferin nedenlerinden biri, eski İran cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi ve önde gelen reformcuların internette yayılan bir görüntüsü ve bu görüntülerin Azerbaycanlıların büyük tepkisini çekmesi.

Çeşitli webbloglar ve video paylaşım sitelerinde yayılan görüntülerde Hatemi, Mecid Ensari ve diğer birkaç reformcu din adamı ve siyasetçi, toplandıkları bir evde görülüyorlar. Görüntülerin başında eski cumhurbaşkanı Hatemi, nüfusunun neredeyse tamamı Azerbaycanlı olan tarihi Erdebil şehriyle ilgili anlattığı fıkrada "Hz. Fatıma ve Hz. Ali'nin evlenmeden çocuk sahibi olduklarını sanacak kadar cahil olan bir din adamını" örnek vererek "Erdebil'in bu olduğunu" söylüyor .

Daha sonra söz alan başka bir din adamı ise anlattığı fıkrayla Azerbaycanlı kadınların "zinakar" olduğunu ima ediyor. İnternette yayılan bu görüntüler Azerbaycan bölgesinin her kesiminden büyük tepkilere neden oldu. Tahran, Tebriz ve Urmiye başta olmak üzere pek çok şehrin üniversitelerinde yayılan bildirilerde Hatemi'nin görüntülerden dolayı resmen özür dilemesi talep edildi. Erdebil şehrinde yayılan bildirilerde ise halk sandık başına gitmeyerek seçimleri boykot etmeye çağrıldı.

İranlı Azerilerin tepkisi

Azerbaycanlı nüfusun yoğun olduğu beş eyalette reformcu aday Mir Hüseyin Musevi'nin seçim çalışmalarında görev yapan halkla ilişkiler başkanı Ali Bikes, bahsedilen görüntülere tepki olarak istifasını bildirdi ve Hatemi'ye yazdığı açık mektupta bir daha hiçbir reformcu ile çalışmayacağını duyurdu. Eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, 12 Haziran'da yapılacak olan seçimlerde Mir Hüseyin Musevi'yi destekleyeceğini ilan etmişti.

20 Mayıs Çarşamba günü Tebriz şehrinde bir otelde Musevi'nin yardımcıları tarafından düzenlenen ve söz konusu görüntülerde yer alan din adamı Mecid Ensari'nin konuk olduğu oturumda bazı Azerbaycanlı üniversite öğrencileri "Haray Haray Men Türkem" (Haykırıyorum Ben Türküm) ve Farsça olarak "Hatemi Özür Dilemelidir" yazılı pankartlar açarak reformcu adayların internette yayılan görüntülerini protesto ettiler. Görgü tanıklarının ifadelerine göre reformcu adayın yardımcıları bunun üzerine Azerbaycanlı öğrencilere bıçakla saldırarak yaklaşık 10 kişiyi yaraladılar.

22 Mayıs Cuma günü ise aynı şehirde Hürremşehr kentinin işgalden kurtuluşu nedeniyle devlet tarafından düzenlenen geniş katılımlı yürüyüş, protesto gösterilerine ve güvenlik güçlerinin sert müdahelesine sahne oldu.

Yürüşçülerden bir bölümünün, anadilde eğitim sloganları seslendirmesi üzerine güvenlik güçleri göz yaşartıcı gaz kullandı. Ağır yaralananların olduğu yürüyüşte aralarında Tebriz Üniversitesi öğretim görevlisi Mühendis Ali Rıza Ferşi'nin de bulunduğu yaklaşık 10 kişi gözaltına alındı. Radio Free Europe'un haberine göre "protestocular anadilde eğitim konusu dışında eski cumhurbaşkanı Hatemi'yi, Azerbaycanlılarla ilgili bir fıkra anlatırken görüntüleyen videoya da tepki gösterdiler".

23 Mayıs'ta Urmiye şehrinde yapılan protesto gösterisi ise devletin günün ilk saatlerinden itibaren iletişimi engellemek için şehrin internet bağlantılarını kesmesine neden oldu. Urmu-News sitesinin haberine göre yaklaşık 500 kişinin katıldığı gösteri, reformcu aday Mir Hüseyin Musevi'nin seçim binasının önünde başladı ve şehrin Atayi meydanına doğru devam etti. Gösterinin sonlarında bazı katılımcıların gözaltına alındığı ve polisin 20 yaşlarındaki bir genci motorla sürükleyerek yaralanmasına neden oldukları rapor edilmiştir.

Öğrencilerin protestoları

Aynı günlerde çeşitli şehirlerin üniversitelerinde protesto gösterileri düzenlendi. 23 Mayıs'ta Tahran'ın Şehid Recayi ve Kerec'in Öğretmenler Üniversitesinde, 24 Mayıs'ta ise Tahran Üniversitesi ve Urmiye Azad Üniversitesindeki Azerbaycanlı öğrenciler tarafından protestolar yapıldı. Kerec Öğretmenler Üniversitesindeki gösteride Farsça "Irkçılığın sağı solu yoktur", "Medeniyetler arası diyalogdan medeniyetlerin aşağılanmasına" (Hatemi, İran siyasetinde "Medeniyetler arası diyalog" söylemiyle öne çıkıyordu), "Aşağılanmaya Son, Hakaretlere Son" pankartları kaldırıldı.

Urmiye Azad Üniversitesinde 100'den çok öğrencinin katıldığı protestoda da Hatemi'nin ve yetkililerin özür dilemesi istendi. Tahran Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin önünde Azerbaycanlı öğrenciler tarafından düzenlenen protestoda okunan bildiride ise "meclisin ve yargının, uluslararası insan hakları doğrusultusunda çeşitli ırklara ve miliyetlere yönelik hakaretlere son verilmesini sağlayacak düzenlemeler yapması" talep edildi. Yayınlanan bildiride "reformcu cumhurbaşkanı adayları Kerrubi ve Mir Hüseyin Musevi'nin konuyla ilgili duruşlarını belli etmeleri, aksi takdirde bunun Hatemi'nin tavrını onaylamak olarak kabul edileceği" belirtildi.

Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre başta Tebriz Azad Üniversitesi olmak üzere Azerbaycan'daki diğer üniversitelerin öğrencileri, reformcu adayların bölgeye yapılacak ziyaretlerinde protestolar düzenlemeleri halinde tutuklanmakla tehdit edildiler. Mir Hüseyin Musevi'nin 25 Mayıs'ta Tebriz'i ziyaret etmesi bekleniyor.

İran İslami Şura Meclisi Erdebil milletvekili Seyyed Kazem Musevi 24 Mayıs Pazar günü Fars Haber Ajansıyla yaptığı röportajda Hatemi'nin Azerbaycanlılardan özür dilemesi gerektğini ifade etti. Böylece halkın tepkisi meclise de yansımış oldu. Hükumete yakın olan "Baztab Online" haber sitesi 18 Mayıs 2009 tarihli haberinde yetkililerin, konunun Azerbaycan bölgesinde geniş çaplı olaylara neden olmasından endişe ettiklerini yazmıştı.

Karikatür krizi

Tırmanan bu gerginlik, 2006 Mayıs karikatür protestolarının üçüncü yıldönümüne denk geldi. 12 Mayıs 2006 günü ülkenin resmi haber ajansına bağlı "İran" gazetesinin Cuma ekinde "Hamamböceklerinin bizi böcekleştirmemeleri için ne yapmalıyız?" başlıklı bir yazı yayınlanmış, yazıya ait karikatürlerde ise Azerbaycan Türkçesinde konuşan bir hamamböceği çizilmişti. Karikatürün yanındaki paragrafta hamamböceklerinin "insan dili"nden anlamadıkları açıklanıyor ve soylarını tüketme yolları "mizahi" bir dille anlatılıyordu.

Bu aşağılayıcı yazı ve karikatürün yayınlanmasından hemen sonra Tebriz, Urmiye, Zenjan, Erdebil ve Tahran üniversitelerindeki Azerbaycanlı öğrenciler protesto gösterileri ve açlık grevi başlattılar. Ancak kültür bakanının susması, ve İran gazetesinin özür dilemekte gecikmesi halkı sokaklara döktü. Onbinlerce Azerbaycanlı, İran'ın dört bir yanında ayrımcılığı protesto edip kimlik haklarını talep ettiler.

Uluslararası anlaşmalara göre, devlet güvenlik güçlerinin hiçbir durumda sivillere ateş açma hakkı yoktur, ancak ne yazık ki İran devleti insan hakları ihlallerine bir yenisini daha ekleyerek Azerbaycan bölgesindeki gösterileri şiddet kullanarak bastırdı. İran İslam Cumhuriyeti Anayasasının 27. maddesine göre " İslam'ın temel ilkelerine karşı olmamak şartıyla silah taşınmaksızın yapılacak her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşü serbesttir".

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 20. maddesine göre ise "Herkesin silahsız ve saldırısız toplanma, dernek kurma ve derneğe katılma özgürlüğü vardır". Bu yasalara rağmen İran Devleti dört koldan silahlı kuvvetlerini devreye sokarak (gönüllü milis teşkilatı Besic, Devrim Muhafızları, polis ve asker) 22, 23 ve 25 Mayıs 2006 tarihlerinde Azerbaycan bölgesinin çeşitli şehirlerinde, temel insan haklarını talep etmek için toplanan protestocuların üstüne ateş açıp gösterileri kana buladı.

Azerbaycan İnsan Hakları Şurası'nın raporları ve "Türkiye'deki Güney Azerbaycanlı Öğrenciler Federasyonu"nun bültenine göre protestoculardan yüzlercesi yaralandı, yüzlercesi gözaltına alındı ve onlarcası hayatını kaybetti. 22 Mayıs 2006 günü Doğu Azerbaycan eyaletinin başkenti Tebriz'de düzenlenen protestolarda hayatını kaybedenlerin sayısı 5-10 arasında tahmin edilmiştir. Tebriz'in İmamiye mahallesindeki faallerden olan Rıza Mir Agapur Dervişi, İran polisinin cop darbeleri sonucu ağır yaralanmış ve hastahaneye yattıktan üç gün sonra hayatını kaybetmiştir.

Aynı şehrin Pervaz Mahallesinden Behzad Sebuhinejad'ın işkence edilmiş ve ellerinde kelepçe izleri bulunan naaşı, 24 Mayıs 2006 günü Tebriz'de Şah Gölü'nün kenarında bulundu. 23 Mayıs 2006'da Batı Azerbaycan'ın başkenti Urmiye'deki gösterilerde 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Ferzad Esedpur ve Ayvaz Seyyahi, güvenlik güçlerinin müdahelesi sonucu hayatını kaybetti. 27 Mayıs'ta Erdebil'de protesto gösterilerinde çıkan olaylarda en az 3 kişinin hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Doğu Azerbaycan eyaletindeki Merend şehrinde ise Mühendis Mecid Müezzin isimli bir vatandaş başına aldığı cop darbeleri nedeniyle beyin kanaması geçirip yaşamını yitirmiştir.

Erdebil eyaletine bağlı Meşkinşehr'de protestonun en ön safındaki 23 yaşındaki Celil Abidi isimli bir genç, rütbeli bir polisin doğrudan başına ateş etmesiyle hayatını kaybetmiş, ailesinin avukatı Saleh Kamrani ise tutuklanmıştır. BBC'nin Farsça bölümünün yaptığı röportaja göre devlet yetkilileri aileyi olayı duyurmamaları konusunda tehdit etmiş ve naaşı geç teslim etmiştir.

Devletin göstericilere en sert müdalede bulunduğu yer ise Batı Azerbaycan'ın Sulduz (Negede) şehri oldu. Sulduz'da 25 Mayıs 2006 günü yapılan gösterilerde polis ve Devrim Muhafızları'nın (Sepah Pasdaran) halka ateş açması sonucu en az 13 vatandaş hayatını yitirdi. 39 yaşındaki üç çocuk babası Esger Kasımi, 65 yaşındaki Mehmed Ali Cennetniya, 35 yaşındaki Himmet Esimzade, 25 yaşındaki Tevhid Azeriyun, Yahya Novruzi, Alirıza Gulipur, Habib Rezevi, Hamza Niyazi, Esger Şikari, 16 yaşındaki Hüseyin Fethipur ve ismi tespit edilemeyen 15 yaşında bir genç devlet güvenlik güçleri tarafından öldürüldü.

Sulduz'da hayatını kaybedenlerden dördünün (Himmet Esimzade, Tevhid Azeriyun, Esger Kasımi ve Hüseyin Fethipur) ailelerinin, güvenlik güçleri aleyhine yaptıkları suç duyurusu bir buçuk yıl boyunca cevapsız kaldı. Aralarında komutan ve albayların da bulunduğu 20 sanıklı dava ise sonuçlanamadı. Adı geçen aileler şehrin Ettelaat (istihbarat ve güvenlik teşkilatı) memurları tarafından, kayıplarının mezarları başında topluca anma törenleri düzenlememeleri konusunda uyarıldıklarını açıkladılar. Meşkinşehr'de hayatını kaybeden 23 yaşındaki Celil Abedi'nin yakını, BBC'nin Farsça bölümünün yaptığı röportajda devletin baskısını bu sözlerle ifade etti: "Naaşını geç teslim ettiler....Bize yasımızı bile sessizce tutmamızı söylediler.Gönül rahatlığıyla ağlayamadık bile."

Hakkını demokratik yollarla arayan halkın, devlet güçlerinin saldırgan müdahelesiyle karşılaştığı ayaklanma, İran'daki Azerbaycan toplumunun hafızasında derin izler bıraktı. Olayların birçok şehirde yürüyüşlerle anıldığı 1. yıldönümünde de pek çok gözaltı ve işkence vakası yaşandı. Geçtiğimiz yıl ise devlet yeniden anma gösterilerinin düzenlenmesini engellemek için haftalar öncesinden Azerbaycan bölgesine ek güvenlik güçlerini sevk etti. Hatemi ve reformcuların video görüntülerinin yayılmasının ise 2009'daki yıldönümüne denk gelmesi, devletin endişesini arttırdı.

Bu iki olay, Azerbaycan Türklerine yönelik aşağılamaların İran-Fars kültüründe ne derece yaygın olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Zira ırkçılığa varan deyimler ve dozu ayarlanamayan fıkralar, ülkenin en medeni görünen siyasetçileri ve sözde entellektüelleri tarafından bile benimsenmiş görünüyor.(SZ/EÜ)

İstanbul - BİA Haber Merkezi

25 Mayıs 2009, Pazartesi

Sevda ZENJANLI

http://bianet.org/bianet/dunya/114724-iran-azerileri-secimler-oncesinde-sokaklarda


Devamını oku...

24 Mayıs 2009 Pazar

İran'da Azerbaycanlı Üniversite Öğrencileri Hatemi'yi Protesto Ettiler

Güney Sesi: İran'ın eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi ve diğer bazı reformcuların tepki çeken görüntülerinin internette yayılmasının ardından Azerbaycanlı üniversite öğrencileri çeşitli şehirlerde protesto gösterileri başlattı.

23 Mayıs günü Tahran'ın Şehid Recayi ve Kerec'in Öğretmenler Üniversitesinde yapılan protesto gösterilerinde Hatemi'nin görüntülerde anlattığı fıkrayla Azerbaycanlıları aşağılaması kınandı. 24 Mayıs gününün sabah saatlerinde ise Tahran Üniversitesi ve Urmiye Azad Üniversitesindeki Azerbaycanlı öğrenciler tarafından protestolar düzenlendi.

Urmiye Azad Üniversitesinde 300'den çok öğrencinin katıldığı protestoda, Hatemi'nin ve yetkililerin özür dilemesi talep edildi.

Tahran Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin önünde Azerbaycanlı öğrenciler tarafından düzenlenen protestoda okunan bildiride, meclisin ve yargının, uluslararası insan hakları doğrusultusunda çeşitli ırklara ve miliyetlere yönelik hakaretlere son verilmesini sağlayacak düzenlemeler yapması talep edildi. Tahran Üniversitesinin Azerbaycanlı öğrencileri tarafından yayınlanan bildiride reformcu cumhurbaşkanı adayları Kerrubi ve Mir Hüseyin Musevi'nin konuyla ilgili duruşlarını belli etmeleri, aksi takdirde bunun Hatemi'nin tavrını onaylamak olarak kabul edileceği belirtildi.

Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre başta Tebriz Azad Üniversitesi olmak üzere Azerbaycan'daki diğer üniversitelerin öğrencileri, reformcu adayların bölgeye yapılacak ziyaretlerinde protestolar düzenlemeleri halinde tutuklanmakla tehdit edildiler.

Kaynaklar:
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Azadliq Radyosunun Haberi:

http://www.azadliq.org/content/article/1738487.html

Farsça Haber ve Fotograflar:
http://www.savalansesi.com/2009/05/blog-post_4350.html
http://www.savalansesi.com/2009/05/blog-post_4830.html

Urmiye Azad Üniversitesindeki Protestodan Farsça Haber ve Fotograflar:

http://www.savalansesi.com/2009/05/blog-post_6005.html


Devamını oku...

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Radio Free Europe: Tebriz'de Çıkan Olaylarda Protestocular Gözaltına Alındı

Güney Sesi: Merkezi Prag'da bulunan uluslararası Radio Free Europe, 22 Mayıs 2009 tarihli haberinde Tebriz'deki yürüyüşte çıkan olaylara yer verdi.
Radio Free Europe'un haberine göre, ülkenin kuzeybatısındaki Tebriz şehrinde devlet tarafından düzenlenen geniş katılımlı yürüyüşte, Azerbaycanlıların anadilde eğitim hakkıyla ilgili slogan atan katılımcılardan en az 4 kişi gözaltına alındı. Protestocuların internette yayılan ve eski cumhurbaşkanı Hatemi'yi, Azerbaycanlıları aşağılayan bir fıkra anlatırken görüntüleyen videoya da tepki gösterdikleri belirtildi. Olaylar 2006 yılında İran devlet gazetesinde Azerbaycan Türkçesinde konuşan bir hamamböceği karikatürünün çizilmesi nedeniyle ülke çapında düzenlenen protesto gösterilerinin üçüncü yıldönümüne denk geldi.

Devamını oku...

22 Mayıs 2009 Cuma

Tebriz'de Güvenlik Güçleri Yürüyüşçülere Saldırdı, Gözaltına Alınanlar Var

Güney Sesi: Tebriz'de 22 Mayıs Cuma günü, Hürremşehr kentinin işgalden kurtuluşu nedeniyle düzenlenen geniş katılımlı yürüyüş, protesto gösterilerine ve güvenlik güçlerinin sert müdahelesine sahne oldu.

Yerel kaynaklardan alınan haberlere göre, yürüyüşçülerden bir bölümünün, Azerbaycanlıların "İran" adlı devlet gazetesinde yayınlanan hakaret içerikli ırkçı karikatüre karşı protesto gösterilerinin 3. yıldönümü nedeniyle anadilde eğitim sloganları seslendirmesi üzerine güvenlik güçleri göz yaşartıcı gaz kullandı.

Yürüyüşte gözaltına alınanlar arasında Mühendis Ali Rıza Ferşi, Ali Eslami, Esger Çemeni, Bayram Halekzade, Seccad Karabağlı, Vahid Ağacani ve eşi Seher Fethi ile kızkardeşi Hale Fethi'nin bulunduğu, Ferdin Muradpur, Vahid Alizade, Ekber Mehemmedi ve Kadir Hemmeti adlı katılımcıların ise ağır yaralı oldukları bildirildi.

İran devletinin resmi ajansına bağlı TV 3'ün haberine göre Tebriz şehrinin Şah Gölü (Elgölü) parkına düzenlenen yürüyüşe yaklaşık 300 bin kişi katılmıştı
Kaynaklar:

Devamını oku...

21 Mayıs 2009 Perşembe

Tebriz'de Seçmenlerle Görüşen Reformcular Azerbaycanlı Muhalif Öğrencilere Saldırdı

Güney Sesi: Doğu Azerbaycan eyaletinin başkenti Tebriz'de 20 Mayıs Çarşamba günü İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin reformcu adayı Mir Hüseyin Musevi'nin yardımcıları tarafından düzenlenen soru-cevap oturumunda Musevi'nin yardımcıları Azerbaycanlı muhalif öğrencilere saldırdılar.

Görgü tanıklarının ifadelerine göre oturum sırasında bir grup Azerbaycanlı üniversite öğrencisi, "Haray Haray Men Türkem" (Haykırıyorum Ben Türküm) ve Farsça olarak "Hatemi Özür Dilemelidir" yazılı pankartlar açarak reformcu adayların internette yayılan görüntülerini protesto ettiler. Bunun üzerine Mir Hüseyin Musevi'nin destekçileri Azerbaycanlı öğrencilere saldırarak yaklaşık 10 kişiyi yaraladılar.

İnternette yayılan söz konusu görüntülerde İran'ın eski cumhurbaşkanı reformcu Muhammed Hatemi, Mecid Ensari ve reformcuların önde gelenleri kendi aralarında Azerbaycan Türklerini aşağılayan hakaret içerikli fıkralar anlatırken görülüyorlar.

Tahran, Tebriz ve Urmiye başta olmak üzere birçok şehrin üniversitelerinde yayılan bildirilerde Hatemi'nin görüntülerden dolayı resmen özür dilemesi talep edildi.

Azerbaycanlı nüfusun yoğun olduğu beş eyalette Mir Hüseyin Musevi'nin seçim çalışmalarında görev yapan halkla ilişkiler başkanı ise bahsedilen görüntülere tepki olarak istifasını bildirdi.

Eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, 12 Haziran'da yapılacak olan seçimlerde reformcu aday Mir Hüseyin Musevi'yi destekleyeceğini duyurmuştu.

Hükumete yakın olan "Baztab Online" haber sitesi ise konunun Azerbaycan bölgesinde geniş çaplı olaylara neden olmaması için yetkililerin çeşitli önlemler almayı düşündüklerini yazdı.


















Kaynaklar:
Farsça Haber: http://www.savalansesi.com/2009/05/blog-post_20.html

Reformcuların Tepki Çeken Görüntüleri: http://www.youtube.com/watch?v=nYsRU_L6jrA

Azerbaycanlı Halkla İlişkiler Başkanının Reformcuların Seçim Çalışmalarından İstifası: http://www.oyrenci.com/News.aspx?newsId=6725

Hükumete yakın Baztab-Online Sitesinin Haberi: http://www.baztabonline.com/fa/pages/?cid=33442


Devamını oku...

14 Mayıs 2009 Perşembe

Ramin Sadıki Serbest Bırakıldı

Güney Sesi: Erdebil Hapishanesinde gözaltında tutulan Azerbaycanlı kültürel aktivist Ramin Sadıki, teminat karşılığında serbest bırakıldı.

Yakınlarının belirttiğine göre Sadıki, 87 günlük gözaltı süreci boyunca şiddetli fiziksel ve psikolojik işkencelere maruz kalmış, bu işkenceler altında yalan suç senaryolarını kabul etmeye zorlanmıştı.

Ramin Sadıki daha önce 2006 yılının Dünya Anadili gününde de gözaltına alınmıştı. Bu dönemde Uluslararası Af Örgütü yayınladığı acil eylem çağrısıyla Sadıki'yi "vicdan mahpusu" ilan etmiş ve serbest bırakılmasını talep etmişti.
Devamını oku...

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Bianet: İRAN'IN İNSAN HAKLARI DOSYASI

Ahmedinejad'ın Ülkesinde "Farklı Olan" Herşey Tehdit Altında

Dilara'nın 17 yaşında "işlediği" suçtan idamı, hak ihlallerini yeniden gündeme getirdi.

Gözaltında ve hapishanede ölüm, çocuk yaştakilerin idamı, Fars olmayanlara baskı ve ayrımcılık, onaylanmayan düşüncelerin cezalandırılması, giderek yaygınlaşıyor.

Bir hafta önce İran'da 23 yaşındaki Dilara Darabi'nin idam edildiği haberi, dünyanın dikkatinin yeniden ülkedeki insan hakları durumuna çevrilmesine neden oldu. Dilara Darabi, 17 yaşındayken işlemekle suçlandığı bir cinayet yüzünden idam cezasına çarptırılmış ve bu durum uluslararası insan hakları kuruluşlarının tepkisini çekmişti. Cinayeti işlediğine dair, daha sonra değiştirdiği kendi ifadesi dışında hiçbir kanıt bulunmayan Dilara için birkaç yıldır yürütülen kampanyalar, İran devlet yetkililerinin 19 Nisan Pazar günü bu idamı 2 ay için ertelediklerini ilan etmelerine neden olmuştu. Ancak İran yetkilileri, bu açıklamadan sadece 19 gün geçtikten sonra Darabi'yi avukatına bile haber vermeden idam ettiler.

Çocukların idamı
İran'ın da imzaladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi, suçun işlendiği tarihte 18 yaşından küçük olan çocuk suçlular için ölüm cezasını yasaklıyor. Buna rağmen Af Örgütü rakamlarına göre 8'i geçen yıl olmak üzere 1990'dan bu yana 42 İran vatandaşı, işlediği suçlardan ötürü reşit olmadan idam edildi. Başta Uluslararası Af Örgütü -Amnesty International- olmak üzere pek çok kuruluş cezanın bu şekilde infaz edilmesini kınadı. Dünyanın dört bir yanından insan hakları savunucuları bugünlerde Dilara'nın idamını İran konsolosluklarının önünde toplanarak protesto ediyorlar.

"Düşünce suçluları"na zulüm
Yine bundan kısa bir süre önce, biri internet günlüğü (blog) yazarı olan üç düşünce suçlusu İran Hapishanelerinde gözaltındayken hayatını kaybetmişti. 29 yaşındaki webblog yazarı Ümid Rıza Mirsayafi "Dini Lidere (Hamaney) Hakaret Etmek" suçlamasıyla tutuklanmış ve 18 Mart günü işkenceleriyle ünlü Evin Hapishanesinde ölmüştü. Bunun üzerine Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü başta olmak üzere birçok kuruluş İran devletinin bu ölümden sorumlu olduğunu açıkladı ve olayın aydınlanması için bir soruşturma komisyonu oluşturulması talep edildi. Mirsayafi, tutuklanmasının ardından internet günlüğünde yayınladığı yazıların çoğunun geleneksel Fars müziği ile ilgili olduğunu ve sadece kendi arkadaş çevresinin okuduğu özel bir alan olduğunu söylemişti.

İran'ın insan hakları ihlallerinin gündeme gelmesine neden olan bir diğer gelişme de ABD-İran çifte vatandaşı gazeteci Roxana Saberi'nin 8 yıl hapis cezasına çarptırılması oldu. Tutukluğu bulunduğu Evin Hapishanesinde açlık grevine başlayan Saberi önce sadece alkol satın almakla suçlanmış, ancak daha sonra casusluk suçlamasıyla mahkemeye çıkarılmıştı. Saberi'nin yargı sürecinin adaletsizce yürütüldüğünü savunan uluslararası kuruluşlardan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünden gönüllüler, gazeteciyi desteklemek için Mayıs ayının başından itibaren dönüşümlü açlık grevi başlattılar. Saberi'nin serbest bırakılması için yürütülen uluslararası imza kampanyasına katılım 27.000'i aştı.

Fars olmayanlara ayrımcılık
İran'ın insan hakları ihlallerinden halkın her kesimi nasibini alıyor. Gündemde görünür olan bu vakalar bir yana, rejimin hak ihlallerinin bir de daha az bilinen boyutları var. Nüfusunun yarısından fazlası Fars olmayan etnik gruplardan oluşan İran'da Azerbaycanlı üniversite öğrencileri, gazeteciler ve aydınlar bu tavrın en büyük mağdurları.

İran Devleti, ülkenin sınır bölgelerinde yaşayan milletlere son yıllarda giderek artan bir kuşkuyla bakıyor ve bu toplumların huzursuzluğunu Batı'nın ve ABD'nin kışkırtması olarak yorumluyor. Azerbaycan kültürel kimliğini ve anadil haklarını savunanlar genellikle "Pan-Türkizm yayılmacılığı yaparak ülke güvenliğine karşı eylemlerde bulunmak" gibi ucu açık suçlamalarla karşılaşıyorlar.

İran Anayasasının 15. maddesine göre "İran halkının resmi ve ortak dili Farsçadır. Resmi yazışmalar, metinler ve senetler ve okullarda okutulan ders kitaplarının bu dilde olması gerekir. Fakat basında ve toplu iletişim araçlarında yerel ve etnik dillerin kullanılması ve okullarda Farsçanın yanında yerel edebiyatın okutulması (öğretilmesi) serbesttir".

Ancak İran Devleti, 30 yıldır kabul ettiği kendi Anayasasını uygulamıyor ve Farsça olmayan dillerin kullanımına büyük zorluklar çıkarılıyor. Örneğin 10 Aralık ve 2 Şubat tarihlerinde ülkenin kuzeyindeki Erdebil şehrinde, anadilde eğitim hakkıyla ilgili kültürel çalışmaları olan 6 aktiviste beşer yıl sürgünde hapis cezaları verildi. "Milli güvenlik aleyhine faaliyet etmek"le suçlanan bu kültürel aktivistlerin dördü üniversite öğrencisi, biri ise gazeteciydi. İran Anayasasına ve uluslararası hukuk kurallarına göre bir suça iki ayrı cezanın (hapis ve sürgün) verilmesi mümkün değil ancak mahkeme "tutukluların bulundukları eyaletin güvenliğini tehdit edebilecekleri" bahanesiyle aktivistleri İran'ın 6 ayrı eyaletinin hapishanelere gönderme kararını verdi. Temyiz başvurusunda bulunan Azerbaycanlı gençlerin geleceği belirsiz.

ADAPP (İran'da Azerbaycanlı Siyasi Tutukluları Savunma Birliği) kuruluşunun yıllık raporunda belirttiğine göre gözaltına alınan Azerbaycanlı kültürel aktivistlerin neredeyse tamamı işkence ve kötü muameleye maruz kalıyorlar.Yine İran'ın kendi Anayasasında maksimum gözaltı süresinin 48 saat olarak belirtilmesine rağmen aylar boyunca suçlamaları belirtilmeden gözaltında tutulanlar oluyor. İran Azerbaycanlısı gazeteci ve insan hakları aktivisti Said Metinpur, 2007 yılının Mayıs ayında gözaltına alınmış ve 278 (yaklaşık 9 ay) boyunca mahkemeye çıkarılmadan sorgulanmıştı. Gözaltına alınmasına gerekçe olarak "Türkiye'deki bir insan hakları konferansına katılımı" gösterilen Metinpur 9 ay süren gözaltından sonra tam 650 bin dolarlık kefalet karşılığında geçici olarak serbest bırakılmıştı. Azerbaycanlı gazeteci, mahkemede tıpkı Roksana Saberi gibi "İran'a karşı olan ülkelerle işbirliği yapmak"la suçlanıp 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Gözaltında ölüm
İran'ın gözaltındaki aktivistlere nasıl davrandığını gösteren çarpıcı bir örnek de Ferhad Mohseni'nin durumu... Ferhad,Mayıs 2008'de gözaltına alınmış ve 20 gün sonra işkence edilmiş cesedi Tebriz şehrindeki gölün kenarında bulunmuştu. Raporlara göre yetkililer, henüz 25 yaşındayken sorgu merkezinin hücresinde hayata gözlerini yuman Ferhad'ın ailesinin otopsi talebini reddettiler. Yurtdışından yayın yapan Farsça bir radyoya bu konuyla ilgili röportaj veren İranlı bir gazeteci de daha sonra gözaltına alındı.

İran İslam Cumhuriyeti, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'ni (ICCPR) imzalayan ülkelerden biri. Buna göre ülkede suçlaması ne olursa olsun gözaltındaki mahkumlara işkence etmek kesinlikle yasak. Ancak kendi anayasasının maddelerini çiğneyen devlet, imzaladığı uluslararası sözleşmeleri de hiçe sayıyor.

Devletin hukuksuz tavrı devam ettikçe İran halkının geleceğe yönelik tek umudu, insan haklarının evrenselliği doğrultusunda dünyanın bu ihlalleri her boyutuyla görmesi ve mağdur olan her kesime desteğini göstermesi oluyor. Zira İran'ın 80 yıldan uzun süredir içine hapsedildiği diktatörlük çemberini aşmanın tek yolu uluslararası dayanışmadan geçiyor. (SZ/EK)

______________________________________
Tahran - BİA Haber Merkezi

11 Mayıs 2009, Pazartesi

Sevda ZENJANLI

http://www.bianet.org/bianet/dunya/114419-ahmedinejadin-ulkesinde-farkli-olan-hersey-tehdit-altinda

http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1242176827&day=13&month=05&year=2009


Devamını oku...

İran'da Azerbaycanlı Siyasi Mahpusları Savunma Birliği'nin (ADAPP) Aylık Raporu- Nisan 2009

İran devletinin Azerbaycanlı kültürel aktivistlere yönelik baskı ve tutuklamaları geçtiğimiz ayda da devam etmiştir. Azerbaycanlı aktivistler keyfi olarak tutuklanmakta, haklarındaki suçlamalar belirtilmeden ve avukat tutma hakları verilmeden, işkence ve kötü muamele görme tehlikesi altında gözaltında tutulmaktadırlar.

Gözaltına Alınanlar:
Çeşitli haber kaynaklarından alınan bilgilere göre Tebriz'de Azerbaycanlı yazar ve kültürel aktivist Neği Ahmedi Azer Mukaddem'in 16 Nisan Perşembe günü Tebriz'de gözaltına alınarak şehrin Ettelaat (istihbarat teşkilatı) sorgu merkezine götürülmüştür.

Mukaddem'in ailesinin, yazarın gözaltına alınma nedeniyle ilgili bilgi alamadıkları ancak bunun, adı geçen aktivistin yayınlanan kitaplarıyla bağlantılı olabileceğini düşündükleri belirtildi.

Azerbaycan tarihi, dil ve edebiyat alanında "Türk Dili ve Azerbaycan Tarihi", "Meşrutiyet Olayları", "Sultan Mehmed ve Tebriz Minyatür Mektebi" gibi birçok kitabın yazarı ve çevirmeni olan Ahmedi Azer Mukaddem, İran Yazarlar Birliği'nin üyesi ve Azerbaycan Yazarlar Birliği'nin şeref üyesidir.

Tutuklu Ramin Sadıki'nin Sağlığına Yönelik Endişeler:
5 Şubat 2009 tarihinde Erdebil'de babasının evinde gözaltına alınarak şehrin Ettelaat (istihbarat teşkilatı) sorgu merkezine götürülen Azerbaycanlı kültürel aktivist Ramin Sadıki, 12 Nisan 2009 tarihinden itibaren Erdebil Hapishanesinin genel bölümüne nakledilmiştir.

Tutuklunun ailesinin, kendisinin durumunu ve gözaltı nedenini öğrenmek amacıyla mahkeme ve hapishane yetkililerine yaptıkları başvurular sonuçsuz kalmıştır. Ailesi, aktivistin şiddetli işkence gördüğüne inandıklarını ve halihazırda durumunun uygunsuz olduğunu belirtmişlerdir.

Bundan önce de yerel haber kaynakları, adı geçen tutukluya gözaltında asılsız suç senaryolarını kabul ettirmek amacıyla şiddetli fikizsel ve psikolojik işkenceler uygulandığını bildirmişti. Verilen bilgilere göre Sadıki'nin gözaltı süresi, işkence altında verdiği itirafları daha sonra yalanlaması nedeniyle uzatılmıştı.

Adı geçen aktivistin kardeşleri olan İbrahim ve Mehmed Sadıki, kendisiyle aynı dönemde tutuklanarak 20 gün gözaltında tutulduktan sonra 30 bin dolar teminat karşılığında serbest bırakılmışlardı. İbrahim ve Mehmed Sadıki'nin gözaltında tutuldukları süre boyunca işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları, avukat tutma ve aileleriyle görüşme hakkından mahrum bırakıldıkları bildirildi.

Ramin Sadıki, daha önce 21 Şubat 2007 tarihinde Dünya Anadili kutlamalarında bildiriler yaydığı için gözaltına alınmış ve bir aydan sonra teminat karşılığında serbest bırakılmıştı. Uluslararası Af Örgütü, bu konuda yayınladığı raporda Ramin Sadıki'yi vicdan mahpusu ilan ederek bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu.

Verilen Hapis Cezaları:
Doğu Azerbaycan eyaletinin Eher şehrinde 17 yaşındaki Azerbaycanlı öğrenci aktivist İbrahim Nuri, beş yıl boyunca ertelenecek olan 10 aylık hapis cezasına çarptırıldı.

İbrahim Nuri, 6 Nisan 2009 tarihinde Eher İnkılap Mahkemesinin Birinci Şubesinde avukatsız ve kapalı olarak görülen mahkemede, 2006 yılının Mayıs ayında İran'da Azerbaycanlıların devlet gazetesinde yayınlanan hakaret içerikli karikatüre karşı protesto gösterilerine katılmak ve "düzen aleyhine propaganda yapmak" suçlamasıyla yargılandı. İbrahim Nuri, verilen karar üzerine temyiz mahkemesine başvuruda bulundu.

17 yaşındaki Azerbaycanlı aktivist, daha önce kültürel faaliyetleri nedeniyle defalarca gözaltına alınmıştı.

O ilk olarak 7 Mayıs 2007'de Eher şehrinin Ettelaat (İstihbarat ve Güvenlik Teşkilatı) merkezine çağrılmış ve 3 gün gözaltında tutulduktan sonra teminat karşılığında serbest bırakılmıştı. Aynı yılın 21 Mayıs gününde ise "Yasadışı toplantılara çağrı bildirileri yaymak" suçlamasıyla tekrar gözaltına alınmış ve bir hafta sonra teminat karşılığında serbest bırakılmıştı. Adı geçen aktivist geçtiğimiz yıl, kültürel faaliyetleri gerekçe gösterilerek eğitim gördüğü lisenin müdürü tarafından 3 gün boyunca okuldan uzaklaştırılmıştı.

Azerbaycanlı işçi aktivist Mehmed Cerrahi, Doğu Azerbaycan Temyiz Mahkemesinin 6. Şubesinden Hakim İmani tarafından 4 ay şartlı (ertelemeli) hapis cezasına çarptırıldı.

Cerrahi 2006 yılında, işçi haklarıyla ilgili bir derginin yayını nedeniyle "düzen aleyhine propaganda yapmak" suçlamasıyla 4 ay -ertelemesiz- hapis cezasına çarptırılmıştı. Adı geçen aktivist 20 Eylül 2008 tarihinde Tebriz'de gözaltına alınarak şehrin merkezi hapishanesine götürüldü.

Belirtilen tarihte, mahkeme kararı aktiviste duyurulmamış ve temyiz başvurusu yapma hakkı elinden alınmıştı.

Memurların bu cezasının kesin olduğunu söylemeleri üzerine aktivistin avukatı temyiz mahkemesine başvurmuş ve Cerrahi 20 gün gözaltından sonra Tebriz Hapishanesinden serbest bırakılmıştır. Avukatın itirazından sonra Cerrahi'nin suç dosyası Doğu Azerbaycan eyaleti Temyiz Mahkemesinin 6. Şubesine taşınmış ve 2009 yılının Şubat ayında verilen hükme göre 4 ay hapis cezası, iki yıl için ertelenmiştir.

Aktivist Mehmed Cerrahi, gözaltına alınması nedeniyle 2008 yılının Eylül ayında işinden kovulmuştur.

Hapsedilenler:
Azerbaycanlı kültürel aktivist Ali Hüseyinnejad, 4 Nisan 2009 günü tutuklanarak 8 aylık hapis cezasını çekmesi için Makü Hapishanesine götürüldü. Bu aktivist, halkı 2006 yılında Azerbaycanlıların İran gazetesinin hakaret içerikli karikatürüne karşı protesto gösterilerinin 1. yıldönümü gösterilerine davet etmesi nedeniyle gözaltına alınmıştı. "Düzen aleyhine propaganda yapmak" suçlamasıyla yargılanan aktivist 1 yıl hapis cezasına çarptırılmış, bu ceza temyiz mahkemesinin kararıyla 8 aya indirilmişti.

Ali Hüseyinnejad daha önce 2006 yılının Mayıs ayında da gözaltına alınmıştı. O bir ay boyunca gözaltında tutulduktan sonra İnkılap Mahkemesi tarafından 500 dolar para cezasına çarptırılmıştı.

Azerbaycanlı Faal Din Adamı Hüccetü'l-islam Azimi Kadim Serbest Bırakıldı:

Azerbaycanlı faal din adamı Hüccet'ül-İslam Abdülaziz Azimi Kadim, 16 Nisan 2009 günü bir yıllık hapis cezasının sona ermesiyle Kum şehrinin Lengrud Hapishanesinden serbest bırakıldı.

Azimi Kadim, 2005 yılının Nisan ayında Din Adamları Özel Mahkemesi tarafından "Din adamlığı haysiyetine haraket" suçlamasıyla 10 yıl süreyle din adamlığı elbisesi giymekten menedilmiş, ancak verilen hükme uymaması nedeniyle yargılanarak 91 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.

Azerbaycanlı din adamı, 2007 yılının Ocak ayında aynı suçla yargılanarak Kum şehrinin Din Adamları Mahkemesi tarafından bir yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Azimi Kadim, 3 Mayıs 2008'de tutuklanarak Kum'un Lengrud Hapishanesine götürülmüştü.

Azimi Kadim geçtiğimiz yıllarda bir çok kez gözaltına alınmış ve hapishaneye götürülmüştür. O, 5 Ağustos 2005 tarihinde Tebriz Parkında Meşrutiyet devriminin yıldönümü törenlerine katılımı nedeniyle gözaltına alınmış ve 3 ay sonra teminat karşılığında serbest bırakılmıştı. Azimi Kadim, çıkarıldığı mahkemede 18 ay hapis hapis, Azerbaycan bölgesinden 5 yıl sürgün ve “din adamlığı haysiyetine hakaret” suçundan 10 yıl süreyle din adamlığı elbisesi giymekten menedilmek cezalarına çarptırılmıştı. Azerbaycanlı din adamı, 2006 yılının Mart ayında hapis cezasını çekmek üzere Tebriz Hapishanesine gönderilmiş ancak 6 ay sonra şartlı af ile tahliye edilmişti.

Uluslar Arası Af Örgütü, 24 Ağustos 2005, 4 Mayıs 2006 ve 27 Ekim 2006 tarihlerinde Hüccet'ül-İslam Abdülaziz Azimi Kadim'in durumuyla ilgili 3 ay bildiri yayınlamıştır.

Azerbaycanlı Ehl-i Hakk (Alevi) Tutuklular Açlık Grevi Başlattılar:

Yerel kaynaklardan alınan haberlere göre, İran'ın Yezd Hapishanesinde tutuklu bulunan Azerbaycanlı Ehl-i Hakk (Alevi) mahpuslar Sehend Ali Muhammedi, Bahşali Muhammedi ve İbadullah Kasımzade, hapishane yetkililerinin kötü muamelesine maruz kalmaktadırlar. Adı geçen tutukluluların, hapishanedeki uygunsuz durumu ve temel insan haklarının çiğnenmesini protesto etmek adına 21 Nisan 2008 Salı gününden itibaren açlık grevine başladıkları bildirildi.

Tutuklu yakınlarının belirttiklerine göre, Yezd Hapishanesinin yetkilileri, gece vakti ibadet eden İbadullah Kasımzade'yi engellemeye teşebbüs etmiş ancak tutuklu, ibadetine devam etmekte ısrar edince kendisini döverek hapishanenin hücre bölümüne götürmüşlerdir. Kasımzade'nin hücrede ibadetine devam ettiğini farkeden görevliler bunun üzerine hücreye girerek tutuklunun yüzüne biber gazı sıkmış ve kendisini şiddetle dövmüşlerdir.

Bu olaydan sonra, aynı hapishanedeki diğer Alevi tutuklular olan Sehend Ali ve Bahşali Muhammedi, hapishane görevlilerinin tavırlarına ve temel insan haklarının çiğnenmesine karşı açlık grevine girmişlerdir. Halen hapishane hücresinde tutulan İbadullah Kasımzade'nin durumu bilinmemektedir.

Bu üç tutuklu, Yunis Agayan ve Mehdi Kasımzade ile birlikte Ehl-i Hakk (Alevi) inancının Ateşbeyli tarikatına mensup olup Batı Azerbaycan eyaletinin Koşaçay (Miyandoab) eyaletinde 4 yıl önce güvenlik güçleriyle Alevi köylüler arasında çıkan çatışmada tutuklanmışlardı. Mahkemede idam cezasına çarptırılan Azerbaycanlı Alevilerin üçünün cezası, temyiz mahkemesinin kararıyla Yezd Hapishanesinde 13 yıl hapis cezasına dönüştürülmüş, ancak Mehdi Kasımzade ve Yunis Agayan'ın idam cezaları kaldırılmamıştı. 27 yaşındaki Alevi mahpus Mehdi Kasımzade 28 Şubat 2009 sabahı idam edildi. Halen Urmiye Hapishanesinde tutuklu bulunan Yunis Agayan'ın idam hükmünün ne zaman infaz edileceği ise bilinmiyor.

Uluslararası Af Örgütü, 27 Nisan Pazartesi günü yayınladığı acil eylem çağrısında Yunis Agayan'ın durumuyla ilgili endişelerini bildirerek idam hükmünün kaldırılması çağrısında bulundu.

Mahkemeye Çıkarılanlar:
Azerbaycanlı kültürel aktivistler Salih Mollaabbasi ve Muharrem Kamrani, 11 Nisan 2009 Cumartesi günü Eher şehrinin İnkılap Mahkemesinde yargılandılar.

Mollaabbasi ve Kamrani, 2006 yılının Nisan ayında Eher şehrinde gözaltına alınmış ve sırayla 45 ile 20 gün gözaltı süresinden sonra, teminat karşılığında Eher ve Tebriz şehirlerinin Ettelaat (istihbarat ve güvenlik teşkilatı) sorgu merkezinden serbest bırakılmışlardı.

Adı geçen aktivistlere yönelik suçlamalar, "bildiri yayarak düzen aleyhine propaganda yapmak", "Pan-Türkizm propagandası" ve "Kanunsuz toplantılara katılmak" olarak açıklanmıştır.

Mühendis Mollaabbasi, Tebriz Üniversitesi tarım bölümünden mezun olup üniversitedeki öğrenci hareketinin eski faallerindendir. Doktor Muharrem Kamrani ise Urmiye Üniversitesi veterinerlik bölümünden mezun olup, Şehriyar Topluluğunun yönetim kurulu üyesi, kapatılmış öğrenci dergisi Oyanış'ın sorumlu müdürü ve Azerbaycan Yayınları Birliği üyesidir.

Salih Molla Abbasi daha önce 2006 yılının Mayıs ayında Azerbaycanlıların devlet gazetesindeki hakaret içerikli karikatüre yönelik protesto gösterilerinin birinci yıldönümünde gözaltına alınmış ve bir hafta sonra seerbest bırakılmıştır.

Uluslararası Af Örgütü 2 ve 3 Mayıs 2006 tarihlerinde yayınladığı iki bildiride Salih Molla Abbasi ve Muharrem Kamrani'nin gözaltında tutulmasını kınamış ve serbest bırakılmaları çağrısında bulunmuştu.

Devamını oku...