29 Haziran 2009 Pazartesi

Bianet: İran'da Protestolar Sistemi Hedef Almadıkça Değişim Zor


Uluslararası medya ve kamuoyunun gözü iki haftadan uzun süredir İran'da. 12 Haziran'da yapılan Cumhurbaşkanı Seçimi sonrası başta Tahran olmak üzere çeşitli şehirlerde yaşanan olaylar, ülkede internete, cep telefonlarına ve haber alışverişine koyulan büyük engellere rağmen dünyaya duyuruldu. Bu yazıda İran sisteminde cumhurbaşkanlığı seçimlerinden, reformcu aday Mir Hüseyin Musevi ve kampanyada onunla birlikte yer alan eşi Zehra Rahnevard'dan, seçimlerde hile iddialarının kaynaklarından ve protesto gösterilerinin boyutlarından bahsedeceğiz.

İran İslam Cumhuriyeti Anayasasının 9. bölümünün 113. maddesinde "Cumhurbaşkanının, (dini) liderden sonra ülkenin en yüksek otoritesi olduğu" belirtiliyor. 115. maddeye göre "Cumhurbaşkanı aşağıdaki özellikleri taşıyan siyasi ve dini şahıslar arasından seçilmelidir: "-İran milliyeti, -İran vatandaşlığı, -İdari kapasite ve beceri, -olumlu özgeçmiş, -güvenilirlik ve dindarlık, -İran İslam Cumhuriyeti'nin esas prensiplerine ve ülkenin resmi mezhebine (Şii İslam) bağlılık". Anayasada Cumhurbaşkanının cinsiyetine dair herhangi bir koşul yok, ancak şu ana kadar seçimlere aday olan bütün kadınların başvuruları reddedildi.

İran'da adayları belirleme yetkisi, (altısı doğrudan, diğer altısı ise yargı başkanı vasıtasıyla dolaylı olarak dini lider Ali Hamaney tarafından atanan) 12 üyesi bulunan Şurayı Nigehban-i Kanun-i Esasi'ye (Anayasayı Koruyucular Konseyi) ait. Şurayı Nigehban, halk oylaması başlamadan önce seçim adaylarını elemeden geçirmek dışında uygun gördüğü durumda seçim sonucunu iptal etme yetkisine de sahip.

12 Haziran 2009 Cumhurbaşkanı Seçimlerinde, 42'si kadın olmak üzere 476 adaydan dördü dışında hepsi Şura tarafından diskalifiye edildi. Diskalifiye edilen adaylar arasında, 6. ve 7. dönem Tebriz milletvekili Ekber Alemi de bulunuyordu. Reformcular tarafından aday olarak gösterilen Alemi, 2006 yılının Mayıs-Haziran aylarında İran Azerbaycanında yapılan protestolarda güvenlik güçleri tarafından öldürülen göstericilerle ilgili Mecliste söz alarak İçişleri Bakanlığından açıklama talep etmişti.

Siyasi yorumcular haftalar öncesinden yarışın reformcu aday Mir Hüseyin Musevi ve şimdiki cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad arasında geçeceğini tahmin ediyorlardı. Mir Hüseyin Musevi, Humeyni'nin hayatta olduğu ve dini lider (Vilayet-i Fakih) olarak devletin başında bulunduğu Ekim 1981- Ağustos 1989 tarihleri arasında başbakanlık yaptı. Bu yıllar, İran İslam Cumhuriyeti sisteminin yerleştiği ilk yıllar olması ve aynı zamanda İran-Irak Savaşının yaşanması nedeniyle ülkenin en zor dönemleriydi. Musevi, daha sonraki 20 yıl boyunca siyaset sahnesinde yer almadı.

Musevi'nin eşi Zehra Rahnevard, kampanya sürecine aktif katılımıyla İran ve Dünya medyasının dikkatini üzerine çekti. 2006 yılına kadar Tahran El-Zehra Üniversitesinin rektörlüğünü yapan ve eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin danışmanı olan Rahnevard, "Zeyneb Burucerdi" takma adıyla "Müslüman Kadının Hicabının (örtüsünün) Mesajı" (Türkiye'de Kadının Adı ismiyle yayınlandı), "Ashab-ı Uhdud", "Örtünmenin Güzelliği ve Güzelliğin Örtülmesi" (İngilizceye Beauty of Concealment adıyla çevrildi) gibi çoğunluğu İslam ve kadınlar ile ilgili olan 15 kitap yazdı.

Gençlik döneminde Şah karşıtı grevlere katılan Rahnevard, seçim kampanyasında "bütün siyasi tutukluların serbest bırakılacağı" sözünü verdi. Binlerce (kimi kaynaklara göre 30.000'den çok) sol kökenli siyasi tutuklunun idam edildiği ve cenazelerinin ailelerine teslim edilmeden boş bir toprak alandan ibaret olan "Khavaran" toplu mezarlığına gömüldüğü 1988-İran Siyasi Suçlu İdamları, eşi Musevi'nin başbakanlığı döneminde gerçekleşmişti. Mezar taşı konmasına izin verilmeyen ve ailelerinin, sadece piksel numaraları yardımıyla sevdiklerinin gömüldüğü yerleri tam olarak tespit etmeye çalıştıkları Khavaran toplu mezarlığının, bu yılın Ocak ayında devlet yetkilileri tarafından buldozerlerle dümdüz edilerek yerine ağaçların dikildiği rapor edilmişti.

İranlı bir çok muhalif topluluk, seçim öncesi yapılan bu elemenin anti-demokratik olduğunu ve tüm adayların sistemin birer parçası olduğunu savunarak boykot çağrısında bulundu. Örnek olarak, "Beluçistan Halk Cephesi", "Beluçistan Milli Hareketi", "Kürdistan Özgürlük Partisi", "el-Ahvaz Demokratik Dayanışma Partisi", "İran Türkmenistanı Milli Hareketi", "Güney Azerbaycan Milli Uyanış Hareketi", "Türkmen Milli Demokratik Hareketi", "Komela-İran Kürdistanı Partisi", "Azerbaycan Federal Demokratik Hareketi" gibi üyeleri olan ve 5 Haziran'da yayınladığı bildiride "İran'da yaşayan insanlara şeffaf ve özgür olmayan bir ortamda gerçekleşecek olan seçimleri boykot ederek, insanlık dışı rejime meşruiyet -yasallık- kazandırmamalarını tavsiye eden" "İran Federal Halklar Kongresi" verilebilir.

Sağlıklı istatistiklere ulaşmak mümkün olmasa da Şurayı Nigehban (Anayasayı Koruyucular Konseyi) sözcüsü Kethüdayi, seçime katılım oranının yüzde 75'ten fazla olduğunu belirtti.. Bu sayı, daha önceki seçimlere katılım oranının üç katı. Oyların yüzde 63'ünü Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın, yüzde 33'ünü ise Mir Hüseyin Musevi'nin aldığı açıklandı. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı A. Davutoğlu'nun seçim sonrası "katılım oranının siyasal meşrutiyet açısından katılım son derece önemli bir gösterge olduğunu" söylemesi ve İran'daki muhafazakarlara yakın basın organlarının aynı yöndeki yorumları, İranlı muhaliflerin meşruiyet konusundaki endişelerinin yersiz olmadığını gösteriyor.

12 Haziran sabahından beri İran'da cep telefonlarının SMS şebekelerinin kilitlenmesi, Mir Hüseyin Musevi'nin basın açıklamasında da dile getirilen "bazı sandıklarda oyların kaybolduğu ve çeşitli yerlerde seçmenlere oy pusulalarının tükendiği söylenerek oy kullanımının engellendiği" iddiaları, diğer reformcu aday Kerrubi'nin aldığı oyların, seçim kampanyasında çalışan şahısların sayısından bile daha düşük olması, devlet kanalında muhafazakar aday Rızayi'nin aldığı oyların saat 9:47'de 633.048, aynı gün saat 13:53'te ise 587.913 olarak gösterilmesi ve daha sonra internette yayılan çeşitli görüntüler halkın oylarında değişiklikler yapıldığı izlenimini uyandırıyor.

Bu tür somut kaynaklara dayanan hile iddiaları, sonuçların açıklanmasından hemen sonra Tahran'da protesto gösterilerinin başlamasına neden oldu. Ertesi günlerde Şiraz, İsfahan ve Mazenderan'ın Sari şehri gibi bölgelerde de protestolar yapıldı. Ancak Mir Hüseyin Musevi'nin anavatanı olan ve İran'da yaşanan her devrimde büyük rol oynayan Tebriz şehri ve Azerbaycan bölgesine, 15 Haziran'dan beri sessizlik hakim. Khuzistan (Ahvaz), Beluçistan, Kürdistan, Gülistan (Türkmen-sahra, Güney Türkmenistan) gibi Fars olmayan etnik toplulukların yoğun olduğu eyaletlerin tümünde aynı sessizliği görmek mümkün ancak siyasi yorumcular, gerek Musevi'yle hemşehrilik bağları, gerekse Azerbaycanlıların İran'daki tüm devrimlerde Tebriz çarşısı esnafının grev yapmasından, halkın protesto gösterileri yapmasına kadar faal olarak rol alması nedeniyle Azerbaycan bölgesinin seçim sonrası protestolarda nispeten suskun olmasının anlamlı olduğunu belirtiyorlar.

Bunu, İran Azerbaycanlıların merkezi sistemden umudunu tamamen kesmesi olarak yorumlamak mümkün. Bu, 22 Haziran günü Azerbaycan Cumhuriyeti'nden yayın yapan "Azadlıq" radyosuna röportaj veren Tebrizli aktivist Hidayet Zakir'in açıklamalarından da hissedilebiliyor: "Bizim protestolarımızda, anadil haklarıyla ilgili imza kampanyalarımızda vesaire, hiç biri bize katılmadı. Kabul etmediler.

Bu yüzden de bizim dostlarımız, o davanın bizim davamız olmadığı kararına vardılar. İçerde bir güç savaşı var ve bu protestolar da o yüzden yapılıyor. Diğer şehirlerdeki aktivistler de bu tavrımızı destekliyorlar. Ancak hiç kimsenin bu protestolara katılmasına engel olunmuyor. Herkes kendi tutumunu belirlemekte özgür ve kim isterse bu olaylarda yer alabilir. Zaten Tahran'daki protesto gösterilerine orada yaşayan Azerbaycan Türkleri de katıldı. Tutuklananlar ve yaralananlar arasında onlar da var". Azadlıq Radyosunun söz konusu haberinde, İran Azerbaycanındaki seçimlerle ilgili son protesto gösterinin 15 Haziran'da Urmiye'de yapıldığını ve şiddet kullanılarak dağıtıldığı da bildirildi: "Verilen bilgilere göre gösteriler dağıtılırken en az 2 kişi yaşamını yitirdi, ancak bu bilgiler ne dünya medyasında, ne de Tahran'daki reformcu toplulukların bildirilerinde yer almadı."

1979 İslam Devriminden hemen sonra Azerbaycan, Tebrizli Ayetullah Şeriatmedari önderliğinde "Vilayet-i Fakih" sistemine karşı ayaklanmış, İran'ın diğer bölgeleri tarafından destek görmeyen bu ayaklanma Humeyni ve yandaşları tarafından şiddetle bastırılmıştı. İran İslam Cumhuriyeti Anayasasının 57. maddesine göre yasama, yürütme ve yargının, görüşü altında görev yaptığı Vilayet-i Fakih için hiç bir kanuni sınırlama yoktur.

Her türlü dış siyaset kararını alıp uygulama yetkisi olan dini liderin başlıca yetkileri 110. maddede "ülkenin genel siyaset ve stratejisini belirlemek" ve "bütün kuvvetlerin başı olarak savaş,barış ve seferberlik ilan edebilmek" olarak belirtilmiştir. Halihazırda dini lider olarak bu sınırsız yetkilere sahip olan Ayetullah Hamaney, Cumhurbaşkanı kim olursa olsun ülkenin iç ve dış siyasetinin kontrolünü elinde tutuyor.

Yaklaşık üç haftadır Tahran sokaklarını sarsan "Merg ber diktator" (diktatöre ölüm) sloganları doğrudan Hamaney'i ve Vilayet-i Fakih sistemini hedef almayıp sistemden dışlanmış kesimlerin sesini duyurmadıkça, İran'da köklü bir değişiklik beklemek mümkün görünmüyor.(SZ/EÜ)

____________________________________________
Kaynaklar:
* Zahra Rahnavard-Beauty of Concealment (Örtünmenin Güzelliği): http://www.al-islam.org/beautyofconcealment/
* 1988 İran Siyasi Tutuklu İdamları: http://en.wikipedia.org/wiki/1988_executions_of_Iranian_political_prisoners
* Khavaran: Ölümü Susturmak (İngilizce): http://www.iranian.com/main/blog/paymaneh-amiri/khavaran-silencing-dead
* Khavaran Mezarlığında 2007 yılında siyasi tutukluların aileleri tarafından yapılan anma törenleri: http://www.kanoon-zendanian.org/Xavaran-2007.html

İstanbul - BİA Haber Merkezi

29 Haziran 2009, Pazartesi

Sevda ZENJANLI

http://bianet.org/bianet/dunya/115520-iranda-protestolar-sistemi-hedef-almadikca-degisim-zor

Devamını oku...

ADAPP, İran Devletinin Sivillere Yönelik Şiddetini Kınamaktadır

İran'daki Azerbaycanlı Siyasi Tutukluları Savunma Birliği (ADAPP), baskıya karşı mücadele eden İran halklarını desteklemektedir. Bugünlerde yaşanan seçim sonrası krizi, İranlıların demokrasi taleplerinin bir yansımasıdır.

ADAPP, seçim sonrası kitlesel demokrasi taleplerinin şiddetle bastırılmasını kınamaktadır. Besij militanlarının sivillerin üzerine ateş açtığı video görüntüleri, herkesi derinden etkileyerek rahatsız etmiştir. ADAPP, şiddeti kınamakta ve İslam Cumhuriyeti yetkililerini başvurdukları şiddeti bir an önce durdurmaya çağırmaktadır.

2006 yılının Mayıs ayında, bir devlet gazetesinde yayınlanan ve Azerbaycanlıları böcek olarak gösteren karikatürün protesto edildiği gösterilerde onlarca katılımcı öldürülmüş ve yüzlercesi gözaltına alınmıştır. Gösterilerin, tıpkı İran seçim sonucu protestoları gibi şiddetle bastırılmasına rağmen uluslararası medya ve kamuoyu bu olayları neredeyse görmezden gelmiştir. ADAPP, medyanın potansiyelinin farkındadır ve uluslararası toplumu İran'da demokrasi ve ifade özgürlüğü taleplerini dikkate almaya devam etmeye çağırmaktadır.

Twitter ve Facebook gibi internet siteleri, İran devletinin hak ihlallerinin rapor edilmesinde en etkili araçlardan biri haline gelmiştir. Ancak ADAPP, medyayı bu sitelerdeki raporları yayınlarken dikkatli olmaya çağırmaktadır, zira devlet yetkililerinin bu sitelere sızarak yanıltıcı raporlar yayınladıkları bilinmektedir.

3 yıldan beri ADAPP İran'daki Azerbaycanlı insan hakları topluluklarıyla yakın ilişkide olup Tebriz, Urmiye, Erdebil ve diğer başlıca Azerbaycan şehirlerinden raporlar almaya devam etmektedir. 13 Haziran'da İran seçim sonuçları protestolarının başlamasından itibaren ADAPP, İran Azerbaycanlılarıyla günlük bilgi alışverişinde bulunmuştur.

Seçim sonuçları açıklandıktan hemen sonra Tebriz ve Urmiye şehirlerinde protesto gösterileri düzenlenmiştir. Görgü tanıklarının ifadelerine göre Urmiye'de 2 protestocu hayatını kaybetmiştir. Tanıklar ayrıca 15 Haziran'da Tebriz'de yapılan protestolarda 3 kişinin öldüresiyle dövüldüğünü bildirmişlerdir.

15 Haziran'dan beri Azerbaycanlılar hiçbir protesto gösterisi düzenlememişlerdir. Tebriz'deki gösterilerden olduğu iddia edilen çeşitli görüntüler ve raporlara rağmen ADAPP'ın kaynakları, başlıca Azerbaycan şehirlerinin İran'ın diğer bölgelerine göre nispeten sakin olmaya devam ettiklerini bildirmişlerdir.

ADAPP, devletin gösterdiği şiddetin kurbanlarının ailelerine en içten başsağlığı dileklerini iletmektedir. ADAPP İran'da demokrasiyi desteklemekte ve devleti, İran halklarının isteklerini dikkate almaya çağırmaktadır.

Devamını oku...

28 Haziran 2009 Pazar

Musevi'nin Seçim Kampanyasının Eski Sorumlularından Ali Bikes Gözaltında

Güney Sesi: Azerbaycanlı kültürel aktivist ve doktora öğrencisi Ali Bikes 15 Haziran Pazartesi günü Tahran'da İstihbarat Bakanlığı (Ettelaat) memurları tarafından gözaltına alınarak Evin Hapishanesine götürülmüştür.

Yakınlarının belirttiğine göre Ali Bikes, Pazartesi günü ailesine telefon açarak bu hapishanenin (İstihbarat Bakanlığı tarafından yönetilen) 209. bölümünde tutulduğunu açıklamıştır. Gözaltına alındığı günden beri avukat tutmasına ve ailesiyle görüşmesine izin verilmeyen aktivistin sorgu sırasında işkence ve kötü muamele görmesinden, ayrıca dosyasının son günlerde Tahran'da yapılan protestolarla ilişkilendirilmesinden korkulmaktadır.

Azerbaycanlı nüfusun yoğun olduğu beş eyalette reformcu aday Mir Hüseyin Musevi'nin seçim çalışmalarında halkla ilişkiler başkanı olarak görev yapan Ali Bikes, internette yayılan ve Hatemi'yi Azerbaycanlıları aşağılayan fıkralar anlatırken gösteren videoya tepki olarak istifasını bildirmiş ve yazdığı açık mektupta bir daha hiçbir reformcu ile çalışmayacağını duyurmuştu. Eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, 12 Haziran'da yapılacak olan seçimlerde Mir Hüseyin Musevi'yi destekleyeceğini ilan etmişti.

Ayrıca söz konusu görüntüleri protesto eden diğer Azerbaycanlı aktivistlerden olan Mühendis Ali Rıza Ferşi ve eşi Sima Didar, hala gözaltında tutulmaktadırlar.

Devamını oku...

24 Haziran 2009 Çarşamba

İRAN: Azeriler Hemşehrileri Musevi'yi Siyasi Güç Savaşında Desteklemek Konusunda Temkinliler

Şahin Abbasov 23/6/09

İran'daki Azeri topluluğun sayısı tahminen 15-20 milyon olup, ülke nüfusunun çeyreğini oluşturuyor. Büyük çoğunluğu Tahran'da Mahmud Ahmedinejad yönetimine karşı soğuk olan Azerilerin, oylarını kendisi de Tebriz'li bir Azeri olan Cumhurbaşkanı seçimleri mağlubu Mir Hüseyin Musevi'ye verdikleri sanılıyor. Buna rağmen Azeriler hala İran'ın sosyal ve ekonomik kontrolü için devam eden mücadelede aktif olarak yer almakta isteksiz görünüyorlar.

Musevi'nin İran'daki azınlıkların sivil-medeni hakları konusuna yeterince eğilmemesi, bir çok Azerinin şu andaki süreçte geride durmalarının sebebini oluşturuyor. İran Azerileri, harekete geçmelerinin sağlayacağı kazançların ikna edici olmadığını düşünüyorlar. Tahran ve Kum'da devam eden güç savaşına rağmen Azeriler yaşam kalitelerinde kayda değer bir gelişim olacağına inanmıyorlar.

Tebriz'de gayri-resmi bir kuruluş olan İran'daki Azerbaycanlı Siyasi Mahpusları Savunma Birliği sözcüsü Yaşar Hakkakpur, Azeri aktivistlerin Musevi'nin Cumhurbaşkanlığında ısrar etmek ya da Ahmedinejad'a muhalefet etmekte bir kazanç görmediklerini belirtiyor.

Türkiye'den telefonla röportaj veren Hakkakpur durumu şöyle açıklıyor: "Tahran'daki Musevi'yi destekleyen kuruluşlar Azeri şehirlerinde gözaltına alınan aktivistlerden raporlarında söz etmiyorlar. Farsça basın yayın organlarında azınlıklar yok sayılıyor. Neden Azeriler onların davasını savunsun ki?". (detaylı bilgi için bkz. Eurasia Insight arşivi)

"Bu Azerilerin şimdiki rejimi destekledikleri anlamına gelmiyor. Sadece büyük bir fark göremiyorlar." Bu durum, Azerbaycan'daki Azeriler tarafından söz konusu olaylara nispeten sakin yaklaşılmasının nedenini açıklıyor. Örneğin, Bakü'deki İran Elçiliği önünde hiç bir Musevi destekçisi gösteri gerçekleşmedi.

Tebrizli diğer bir Azeri kültürel aktivisti de Hakkakpur'la aynı görüşte. Adının açıklanmaması şartıyla konuşan aktivist "Biz (Azeriler) rejim ve Musevi arasındaki karşılaşmaya müdahele etmemeye karar verdik" açıklamasını yapıyor. O, şu anda önde gelen Musevi destekçilerinden bazılarının 2006'da Tebriz ve diğer şehirlerdeki Azeri protestolarının şiddetle bastırılmasını onayladıklarını belirtiyor. Söz konusu protesto gösterileri, bir İran gazetesinin gençlik ekinde Azerileri böcek olarak gösteren bir karikatürün yayınlanmasından sonra patlak vermişti.

Azerilerin çoğu Musevi'ye verilen kitlesel desteğe katılmaya istekli değilken, hile karıştırılan 12 Haziran seçimlerinden sonra sokaklara çıkanlar da oldu. (detaylı bilgi için bkz. Eurasia Insight arşivi) Azerbaycan'daki haber kaynakları 13 ve 15 Haziran'da İran'ın Doğu Azerbaycan ile Batı Azerbaycan eyaletlerinin başkentleri olan Tebriz ve Urmiye şehirlerindeki protesto gösterlierinde beş kişinin öldürüldüğünü, onlarca katılımcının ise yaralandığını rapor etti.

Genel olarak, etnik azınlıkların yoğun olduğu bir çok bölge -sadece Doğu ve Batı Azerbaycan değil, Kürdistan, Beluçistan ve Khuzistan da dahil- Tahran'daki seçim sonrası kargaşaya göre daha sakinler.
Azeriler, Araplar, Kürtler ve Beluçlar gibi topluluklar, Tahran yetkilileri tarafından sistematik ayrımcılığa maruz kalıp kültürel ve dil haklarından mahrum kaldılar. Ancak onlar, şu andaki krizi, sorunlarına çözüm bulma şansı olarak görmüyorlar.

Tahran'daki radikaller, etnik azınlık topluluklarının daha faal olmamaları için yoğun çaba gösteriyorlar. Etnik azınlıklar meselesi İran için bir bombaya benziyor ve eğer şu anda patlarsa, ülkenin güç savaşının yönünü bir anda değiştirebilir. Radikaller başkent Tahran'ı güvenlik güçleri aracılığıyla kuşattıkları gibi, etnik azınlıkların yoğun olduğu bölgelerin başkentlerinde de kilit konumlarda yer alıyorlar. İddialara göre radikaller ayrıca Musevi ve yakınlarına, muhalefetin etnik azınlık topluluklarındaki huzursuzluğu tetiklediği ortaya çıkarsa şiddete başvuracaklarını bildirdiler.

Seçim kampanyaları süresince hem Musevi hem de Ahmedinejad, Azerilerin sivil haklarını genişletmek konusunda söz verdiler. Tebrizli kaynaklara göre konuşmasını Türkçe yaptığı iddia edilen Ahmedinejad, üniversite ve okullarda Azeri dil kursları açma vaadinde bulundu. Musevi ise Azeri Türkçesini İran'ın ikinci resmi dili yaparak Azeri nüfusunun yoğun olduğu bölgelerin ekonomik imkanlarını genişletme sözünü verdi.

Ancak Azerilerin çoğunluğu bu vaatleri boş sözler olarak değerlendiriyorlar. Hakkakpur'a göre "her seçimde adaylar Tebriz, Urmiye ve diğer şehirlere gelerek benzer vaatlerde bulunuyorlar. Ama seçimleri kazandıklarında, verdikleri sözleri birdenbire unutuyorlar."

Bakü'de sürgünde yaşayan Güney Azerbaycan Milli Uyanış Hareketi sözcüsü Azeri aktivist Ağrı Karadağlı ise konuyu şöyle yorumladı: "Musevi, siyasi kariyeri boyunca Azerilere yönelik baskıların giderilmesine ve onların dil haklarına hiç bir ilgi göstermedi ve onun bir değişim için kararlı olduğuna dair hiç bir kanıt yok."

Yazının orjinali: http://www.eurasianet.org/departments/insightb/articles/eav062309c.shtml

Devamını oku...

23 Haziran 2009 Salı

Hapsedilenler Arasında Azerbaycanlılar da Var

Güney Sesi: Azerbaycan Cumhuriyeti'nde yayın yapan Azadlıq Radyosu 22 Haziran 2009 tarihli haberinde, İran'da yaşanan seçim sonrası olayların ülkedeki Azerbaycan toplumu üzerindeki yansımalarını değerlendirdi.:

'Resmi haberlere göre ölenlerin sayısı 20-30 arasında; ancak diğer kaynaklara göre bu sayı 100'ün üzerinde. Erdebil şehrinde ise Tahran'daki gibi olaylar beklenmiyor.

"Erdebil'de Tahran'daki Gerginlik Hissedilmiyor": Tahran'da yaşayan Türkçe öğretmeni Mehdi Naimi, bir kaç gündür nispeten daha sakin olan Erdebil şehrine geldiğini belirtiyor. Naimi, İran'ın diğer şehirlerindeki olayları Tahran'daki aktivistlerin internette yayınladığı haberlerden ve telefon görüşmelerinden öğreniyor. Mehdi Naimi, ülkenin genelinde gözaltı dalgaları nedeniyle gerginliğin olduğunu belirtiyor. Erdebil ise Tahran'dan daha sakin. Açıklamalarına göre, başkenti sarsan protesto dalgası İran Azerbaycanında daha az hissediliyor.

İran'ın diğer Azerbaycan şehirlerinde de buna benzer açıklamalar duymak mümkün. İletişim kurduğumuz şahıslar, olaylarda ölenlerin sayısıyla ilgili İran televizyon ve gazetelerinde verilen sayının 20-30 arasında olduğunu belirttiler.

Açıklamları, Tebriz şehrinden Hidayet Zakir de doğruluyor. O da Mehdi Naimi gibi Tahran'da yaşanan gerginliğin Azerbaycan şehirlerinde hissedilmediğini belirtiyor. Nedenini ise şöyle açıklıyor: " Bizim protestolarımızda, anadil haklarıyla ilgili imza kampanyalarımızda vesaire, hiç biri bize katılmadı. Kabul etmediler. Bu yüzden de bizim dostlarımız, o davanın bizim davamız olmadığı kararına vardılar. İçerde bir güç savaşı var ve bu protestolar da o yüzden yapılıyor. Millet de bu oyuna geliyor."

Hidayet Zakir, diğer Azerbaycan şehirlerindeki aktivistlerle fikir alışverişleri yapıldığını belirtti. "Onlar da bu tavrı destekliyorlar. Ancak hiç kimsenin bu protestolara katılmasına engel olunmuyor. Herkes kendi tutumunu belirlemekte özgür ve kim isterse bu olaylarda yer alabilir. Zaten Tahran'daki protesto gösterilerine orada yaşayan Azerbaycan Türkleri de katıldı. Tutuklananlar ve yaralananlar arasında onlar da var".

İran Azerbaycanındaki kaynaklar burda son protesto gösterisinin 15 Haziran'da Urmiye'de yapıldığını ve şiddet kullanılarak dağıtıldığını bildiriyorlar. Verilen bilgilere göre gösteriler dağıtılırken en az 2 kişi yaşamını yitirdi, ancak bu bilgiler ne dünya medyasında, ne de Tahran'daki reformcu toplulukların bildirilerinde yer almadı.'

Haberin tamamını okumak için: http://www.azadliq.org/content/article/1759974.html

Devamını oku...

18 Haziran 2009 Perşembe

Azerbaycanlı Siyasi Tutuklu Ali Rıza Ferşi'nin eşi Sima Didar Gözaltına Alındı

Güney Sesi: Siyasi tutuklu Mühendis Ali Rıza Ferşi'nin eşi, Azerbaycanlı kültürel aktivist ve öğrenci dergisi Yaşmaq'ın eski sorumlu müdürü Sima Didar, Tebriz'de gözaltına alındı.

Ferşi'nin avukatı Abbas Cemali'nin verdiği bilgilere göre, yetkililer 18 Haziran Perşembe günü ona başvurarak Didar'ın eşini Tebriz Hapishanesi'nin Ettelaat (İstihbarat Teşkilatı) kontrolündeki 37. koğuşunda ziyaret edebileceğini belirttiler. Ancak avukat ve Sima Didar hapishaneye gittiklerinde memurlar, hakimin yayınladığı çağrı belgesini (celb belgesi) göstererek Didar'ı gözaltına aldılar. Avukatın açıklamalarına göre belgede gözaltı nedenleri Tebriz'de 22 Mayıs'taki protestolara katılmak ve milliyetçilik olarak belirtildi.

22 Mayıs Cuma günü Tebriz'de El Gölü (Şah Gölü) parkına devlet tarafından düzenlenen geniş katılımlı bir yürüyüşte, katılımcılardan bir bölümünün Azerbaycanlıların anadilde eğitim hakkıyla ilgili sloganlar atmaları ve internette yayılan bir video nedeniyle Hatemi'nin Azerbaycanlılardan özür dilemesini taleb etmeleri, güvenlik güçlerinin sert müdahelesiyle sonuçlanmış, aralarında üniversitede öğretim üyesi olan Ali Rıza Ferşi'nin de bulunduğu aktivistler gözaltına alınmışlardı.
Uluslararası Af Örgütü 9 Haziran'da İran'da Cumhurbaşkanı seçimleri öncesi insan hakları durumuyla ilgili bir rapor yayınlayarak aralarında Ali Rıza Ferşi'nin de bulunduğu 15'den çok aktivistin gözaltına alındığını yazmıştı.

Af Örgütünün Raporu: http://www.amnesty.org/en/library/asset/MDE13/053/2009/en/4e086bc7-ca74-4200-ac60-fd6cd1f0b081/mde130532009en.html
Farsça Haber Kaynağı: http://www.savalansesi.com/2009/06/blog-post_5845.html


Devamını oku...

Azerbaycanlı Yazar İlgar Müezzinzade Gözaltına Alındı

Güney Sesi: Azerbaycanlı yazar ve kültürel aktivist İlgar Müezzinzade, 15 Haziran'da Erdebil eyaletine bağlı Germi kasabasında gözaltına alındı.

Müezzinzade'nin yakınlarının belirttiklerine göre memurlar 31 Mayı ve 8 Haziran günleri onu gözaltına almak amacıyla Meşkinşehr'deki (Hıyav) evlerini ziyaret etmiş, burda aile bireylerini tehdit etmişlerdi. Aile bireyleri, aktivistin nerde tutulduğuna dair bilgi alamadıklarını belirttiler.

Müezzinzade, Meşkinşehr'de Azerbaycanlıların anadilde eğitim hakkı talepleri ve internette yayılan ve tepki toplayan bir video görüntüsüyle ilgili bildirilerin yayılmasının ardından gözaltına alınmıştır.

Söz konusu bildirilerle ilgili aynı şehirde Aydın Zakeri, Ali Feyzi, Mansur Seyfi ve Ferdin Nobeht adlı Azerbaycanlı kültürel aktivistler de gözaltına alınmış olup, Erdebil ve Meşkinşehr'de gözaltında tutulmaktadırlar.

Devamını oku...

17 Haziran 2009 Çarşamba

İran'da Azerbaycanlı Siyasi Mahpusları Savunma Birliği'nin (ADAPP) Aylık Raporu- Mayıs 2009

İran'da Azerbaycanlılara yönelik sistematik hak ihlalleri 2009 yılının Mayıs ayında da devam etmiş ve aktivistlerin İran seçimleri öncesinde insan hakları konusunda nispeten iyileşmeye yönelik beklentisi, geçtiğimiz ay yaşanan olaylar sonucu yerini umutsuzluğa bırakmıştır.
Eski İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin Azerbaycanlılara yönelik hakaretine karşı yapılan protesto gösterileri sonrası aktivistlere yapılan saldırılar ve gözaltılar ile internet sitelerine erişimin engellenmesi, ayrıca gözaltı sürelerinin hukuksuzca uzatılması Mayıs ayında yaşanan başlıca hak ihlallerindendir. Yetkililer, Azerbaycanlı kültürel aktivistleri keyfi olarak gözaltına almaya ve avukatlarla görüşmelerini engellemeye devam etmektedirler.

Azerbaycanlı Aktivistlere yönelik Saldırı ve Gözaltılar
14 Mayıs günü internette yayılan bir videoda İran eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, önde gelen reformcularla biraradayken Azerbaycanlıları aşağılayan fıkralar anlatırken görüntülenmiştir. Toplantıda tanınmış din adamlarının yanısıra reformcu cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin temsilcileri de görülmektedir. Görüntülerde yer alanların tümü anlatılan ırkçı fıkralara gülmekte ve Azerbaycanlılara yönelik hakaret içerikli açıklamalar eklemekteydiler.

Söz konusu görüntülerin internette yayılmasının ardından İran'da Azerbaycanlı nüfusun yoğun olduğu şehirlerde ve üniversitelerde protesto gösterileri düzenlenmiştir. Tebriz, Urmiye, Koşaçay (Miyandoab), Meşkinşehr ve diğer Azerbaycan şehirlerinde onlarca aktivistin tutuklandığı bildirilmiştir.

22 Mayıs Cuma günü Tebriz'de El Gölü (Şah Gölü) parkına düzenlenen geniş katılımlı bir yürüyüşte, katılımcılardan bir bölümünün sloganlar atarak etnik topluluklara yönelik hakaretleri kınamaları ve Hatemi'nin Azerbaycanlılardan resmen özür dilemesini taleb etmeleri, güvenlik güçlerinin yürüyüşçüleri darp edip göz yaşartıcı bomba fırlatarak müdahele etmesiyle sonuçlandı. Protestocuların bir kısmının yaralandığı olaylarda gözaltına alınan aktivistlerin isimleri: Ali Rıza Ferşi (Tebriz Üniversitesi öğretim üyesi), Ali Eslami, Esger Çemeni, Bayram Halikzade, Seccad Karabağlı, Ferdin Muradpur, Murtaza Muradpur, Hekem Muradpur, Vahid Ağacani, eşi Seher Fethi ve Hale Fethi olarak belirlenmiştir. Vahid Ağacani, Seher Fethi ve Hale Fethi, üç gün gözaltında kaldıktan sonra teminat karşılığında serbest bırakıldılar.

Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre 23 Mayıs Cumartesi günü güvenlik memurlardı Tebriz'de Bedeli ailesinin evine baskın yaparak Ali, İrej, Resul ve Gulam Bedeli'yi gözaltına almışlardır. Gulam Bedeli, bir hafta boyunca gözaltında tutulduktan sonra teminat karşılığında serbest bırakılmıştır.

25 Mayıs Pazartesi günü Cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin Tebriz'de Bağ-ı Şimal stadyumundaki konuşması sırasında bir grup izleyici, pankartlar kaldırarak Azerbaycanlıların anadil haklarıyla ilgili ve Hatemi'nin internette yayılan görüntülerine tepki içeren sloganlar seslendirmiştirler. Bunun üzerine emniyet memurları slogan atan izleyicilere saldırıp darp ederek 15'den çok protestocuyu gözaltına almıştır. Gözaltına alınanların isimleri: Ali İmani (Tebriz Üniversitesi öğrencisi), Mehdi İmani (Tebriz Üniversitesi öğrencisi), Hamid Hasanzade (Tebriz Azad Üniversitesi öğrencisi), Babek Minuği (film ve belgesel yönetmeni), Esger Kadimi (Tebriz Üniversitesi öğrencisi), Cihanbehş Bahtaver, Nadir Bahtaver, Ferdin Bağerzade, Armin Şakeran Vahi, Ali Sadıki ve Abdullah Sedugi olarak belirlenmiştir. Esger Kadimi, Hamid Hasanzade, Cihanbehş ve Nadir Bahtaver adlı aktivistler 10 gün gözaltında tutulduktan sonra teminat karşılığında serbest bırakılmıştırlar.

31 Mayıs günü Meşkinşehr kentinin Ettelaat (istihbarat ve güvenlik teşkilatı) memurları, şehrin genelinde dağıtılan bildirilerle ilgili olarak Azerbaycanlı kültürel aktivistler Aydın Zakeri, Mansur Seyfi ve Ferdin Nobaht'i gözaltına almışlardır. Gözaltına alınan aktivistlerden birinin ailesine göre Meşkinşehr'in yargı yetkilileri adı geçen aktivistlere yönelik gözaltı kararı çıkarmış ve ailelerine, onlarla görüşme izni vermemiştirler. Şu anda sorgulama aşamasında olan aktivistlerin avukat tutmaları engellenmektedir.

Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre güvenlik memurları 1 Haziran Pazartesi günü saat 3 sularında, ellerinde belge olmadığı halde gözaltına almak amacıyla Azerbaycanlı aktivistlerin evlerine girmiştir. Memurlar, tanınmış Azerbaycanlı yazar ve aktivist İbrahim Raşidi'nin evine girmiş, kendisi orda bulunmadığı için aktivisti gözaltına alamayıp evi arayarak kitaplarına ve yazılarına el koymuşlardır.

22 Mayıs günü Miyandoab (Koşaçay) kentinde Azerbaycanlı kültürel aktivistler Seccad Aziziyan ve "... Şiri", 2006 yılında İran'da Azerbaycanlıların protesto gösterilerinin yıldönümüyle ilgili bildiri yaydıkları gerekçesiyle gözaltına alınmış ve işkenceye maruz kalmışlardır. Adı geçen aktivistler 24 Mayıs günü suçlamaları belirtildikten sonra teminat karşılığında serbest bırakılmışlardır.

Öte yandan 20 Mayıs Cumartesi günü Tebriz'de Şehriyar Salonunda Cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin kampanya yetkilileri tarafından düzenlenen soru-cevap oturumunda muhalif Azerbaycanlı öğrencilere saldırıldı. Oturumda Azerbaycanlı aktivistler "Haray Haray Men Türkem" (Haykırıyorum Ben Türküm) ve Farsça olarak "Hatemi Özür Dilemelidir" yazılı pankartlar kaldırarak tepkilerini barışçıl olarak ifade etmiş ve Hatemi ile görüntülerdeki reformcuların resmen özür dilemelerini taleb etmişlerdir. Bunun üzerine oturumu düzenleyen Mir Hüseyin Musevi'nin kampanya yetkilileri aktivistlere saldırmış ve pankartlarını yırtarak onları darp etmiştir. Aralarında Urmiye Azad Üniversitesi eksi öğrencisi ve eski siyasi tutuklu Hadi Hamidi Şafik ile Tebriz Üniversitesi İslami Birliği üyesi Naim Ahmedi'nin de bulunduğu 10 aktivist yaralanmıştır.

Ayrıca 31 Mayıs Pazar günü Urmiye'de şehrin eski milletvekili Şehrbanu Amani'nin katılımıyla gerçekleştirilen soru-cevap oturumunda, seçimlerde Mir Hüseyin Musevi'yi destekleyeceğini açıklayan eski cumhurbaşkanı Hatemi'nin internette yayılan görüntüleri ve Azerbaycanlılara yönelik hakaretamiz tavrıyla ilgili bir soru yönelten izleyici, Musevi'nin kampanya yetkilileri tarafından darp edilmiştir.

Uzun Süreli Gözaltı
4 Nisan Cumartesi gününden beri gözaltında tutulan Azerbaycanlı gazeteci ve yazar Neği Ahmedi Azer, halen Tebriz'deki Ettelaat (İran İstihbarat Bakanlığı) merkezinde tutuklu bulunmaktadır. Çeşitli kaynaklardan verilen bilgilere göre Ahmedi Azer, fiziksel ve ruhsal baskılara maruz kalmaktadır.
10 Mayıs Pazar günü Ettelaat (istihbarat bakanlığı) memurları Ahmedi Azer'in evini bir saat boyunca aramış ve kitaplarına, el yazmalarına ve bazı kişisel eşyalarına el koymuşlardır. Aktivistin yakınlarının belirttiğine göre sivil giyimli memurlar eve arama izni olmadan girmişlerdir. Ahmedi Azer'in ailesi, gözaltına alınmasından iki ay geçmesine rağmen şu ana kadar ona karşı yöneltilen suçlamalara dair bilgi alamamıştırlar. Ailesi, Azerbaycanlı yazarın gözaltına alınmasının, yayınlanan yazıları ve kitaplarıyla ilgili olabileceğini düşünmektedir. Ahmedi Azer'e, iki aydan uzun süren gözaltı sürecinde avukatla görüşme izni verilmemiştir.
Azerbaycan tarihi, dil ve edebiyat alanında "Türk Dili ve Azerbaycan Tarihi", "Meşrutiyet Olayları", "Sultan Mehmet ve Tebriz Minyatür Mektebi" gibi birçok kitabın yazarı ve çevirmeni olan Neği Ahmedi Azer Mukaddem, İran Yazarlar Birliği'nin üyesi ve Azerbaycan Yazarlar Birliği'nin şeref üyesidir.

Verilen Hapis Cezaları
Urmiye'de 2008 yılının Ağustos ayında uluslararası futbol turnuvasında çıkan olaylarda gözaltına alınan Azerbaycanlı kültürel aktivistler Said Mahmudi,Yaver Şerifi, Mehmed Şerifi, Said Resulpur, Mocteba Kahriz, Gulamrıza Damene ve Ali Ekberi, Urmiye Ceza Mahkemesinin 104. Şubesi tarafından altı ay hapis ve 30 kırbaç cezasına çarptırıldılar. Aktivistlere yönelik suçlamalar "Milliyetçi sloganlarla ayrılıkçı topluluklara destek vermek ve bu toplulukların sembollerini göstermek" olarak belirtilmiştir. Hakim bu suçlamaya, aktivistlerin turnuva sırasında ellerinde Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bayrağını sallayarak sloganlar atmalarını kaynak olarak göstermiştir. 2008 yılının yaz aylarında Urmiye şehrinde yapılan futbol turnuvasında Azerbaycan Cumhuriyeti, Irak, İran ve Türkiye'nin temsilcileri yarışmışlardı.

İnternet Sitelerine Erişimin Engellenmesi
İran'da Azerbaycan öğrenci hareketine ait internet sitelerinden biri olan "oyrenci.com" adresine erişim, 11 Mayıs 2009 gününden beri İletişim Bakanlığı tarafından engellenmiştir.
Siteye erişim, devletin resmi radyo televizyon merkezi tarafından düzenlenen bir anketin Tebriz Üniversitesinde geniş çaplı gösterilerle protesto edildiği ve "Azerbaycan Öğrenci Günü" ilan edilen 11 Mayıs 1995'in yıldönümünde engellendi. Ayrıca 23 Mayıs 2009 günü, Azerbaycanlı öğrencilerin Hatemi'nin internetteki görüntülerine tepki olarak düzenlenen protesto gösterilerinin giderek arttığı günlerde "milliharakat.com" sitesine de erişim devlet yetkilileri tarafından engellendi. Bu iki site siyasi, toplumsal ve kültürel alanlarda faaliyet edip haberler yayınlayarak Azerbaycanlıların anadil hakları konusunda bilgi alışverişini sağlıyorlardı.
Bunun dışında, siyasi ve toplumsal incelemeler yayınlayan "gunaskam.com" (Güney Azerbaycan Sosyo-Kültürel Araştırmalar Merkezi) sitesine erişim, 15 Mayıs 2009 gününden beri engellenmiştir. Üç yıldır faaliyet eden bu sitede, İran ve Azerbaycan'la ilgili yüzlerce bilimsel makale yayınlanmıştır.

Mahkemeye Çıkarılanlar
26 Mayıs Salı günü Azerbaycanlı kültürel aktivistler Vedud Esedi ve Hüseyin Rehimi, Gilan eyaletinin Temyiz Mahkemesinde yargılandılar. Kapalı celsede görülen mahkemede Vedud Esedi'nin avukatlığını Ali Necefi üstlendi.
Daha önce Reşt İnkılap Mahkemesinin 1. Şubesi tarafından "milliyetçilik" ve "düzen aleyhine propaganda" ile suçlanan Azerbaycanlı insan hakları savunucusu Vedud Esedi'ye 1 yıl ve öğrenci aktivist Hüseyin Rahimi'ye 6 ay hapis cezası verilmiştir.
Azerbaycanlı aktivistler 2008 yılının Temmuz ayında Reşt şehrinin güvenlik memurları tarafından gözaltına alımış ve bir aydan çok Ettelaat (istihbarat ve güvenlik merkezi) merkezinde gözaltında tutulduktan sonra teminat karşılığında serbest bırakılmışlardır. Hüseyin Rehimi'nin gözaltı süreci boyunca işkence ve kötü muameleye maruz kalıp asılsız suçlamaları 'itiraf etmesi' için baskı gördüğü bildirilmiştir.
Uluslararası insan hakları savunucularını koruma teşkilatı "Front Line" 8 Ağustos 2008 tarihinde yayınladığı bildiride Vedud Esedi'nin tutuklanmasını kınayarak serbest bırakılması çağrısında bulunmuştur.

Serbest Bırakılanlar
Azerbaycanlı kültürel aktivist Ramin Sadıki, 87 gün gözaltında tutulduktan sonra 4 Mayıs 2009 günü teminat karşılığında Erdebil Hapishanesinden serbest bırakılmıştır. Yakınlarının belirttiğine göre Sadıki, gözaltı süreci boyunca şiddetli fiziksel ve psikolojik işkencelere maruz kalmış, bu işkenceler altında yalan suç senaryolarını kabul etmeye zorlanmıştı.
Ramin Sadıki 2006 yılının Dünya Anadili gününde de gözaltına alınmış ve daha sonra teminat karşılığında serbest bırakılmıştı. Bu dönemde Uluslararası Af Örgütü yayınladığı acil eylem çağrısıyla Sadıki'yi "vicdan mahpusu" ilan etmiş ve serbest bırakılmasını talep etmişti.

Tanınmış Azerbaycanlı kültürel aktivist İbrahim Caferzade, 24 Mayıs 2009 günü bir yıllık hapis cezasının sonra ermesinden sonra Hoy Hapishanesinden serbest bırakılmıştır.
Caferzade, 21 Şubat 2007 tarihinde Hoy şehrinde Dünya Ana Dili Günü kutlamalarına katılarak "düzen aleyhine propaganda"yla suçlanmıştı. Hoy İnkılap Mahkemesi aktivisti bir yıl hapis, iki yıl Borazcan şehrine sürgün ve üç yıl siyasi-toplumsal faaliyetlerden menedilme cezalarına çarptırmıştı. Avukat Muhammed Rıza Fagihi'nin verdiği bilgiye göre Caferzade, 21 Şubat 2007'de Hoy şehrinin caddelerinden birinde, bir gösteriye katıldığı suçlamasıyla gözaltına alınmış ve bu ağır cezaları almıştır. Yetkililer, Caferzade'nin dosyasını sürgün cezasına çarptırıldığı Borazcan şehrine nakletmiştirler. Verilen cezaya göre Caferzade, hapis süresi tamamlandıktan sonra İran'ın güneybatısındaki Borazcan şehrinin emniyet dairelerine başvurmalı ve iki yıllık sürgün dönemi başlamalıdır.
İbrahim Caferzade, Hoy şehrinin Armin sivil toplum kuruluşunun eski başkanı ve yetkili kurulunun üyelerinden olup, tanınmış Azerbaycanlı kültürel aktivistlerdendir. O 1999 yılından beri en az altı kez devlet güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınmış ve hapse girmiştir.


Devamını oku...

16 Haziran 2009 Salı

Tebriz Üniversitesi'nin On Öğrencisi Gözaltına Alındı

Güney Sesi: İran güvenlik güçleri 15 Haziran Pazartesi gecesi ülkenin Doğu Azerbaycan eyaletinin başkentindeki Tebriz Üniversitesinin yatakhanesine girerek on öğrenciyi gözaltına aldılar.

Alınan haberlere göre güvenlik güçleri 15 Haziran Pazartesi günü saat 23 sularında Üniversite yurduna girerek, aralarında Azerbaycanlı öğrenci aktivistler Amir Merdani ve Emin Cehani'nin de bulunduğu on öğrenciyi gözaltına almış ve bir minibüse bindirerek bilinmeyen bir yere götürmüşlerdir.

Amir Merdani daha önce 2007 yılının yaz aylarında gözaltına alınarak üç ay boyunca tutuklu kalmış, daha sonra "milli güvenlik aleyhine faaliyet eden topluluklara üyelik" suçlamasıyla üç yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Uluslararası Af Örgütü bu dönemde yayınladığı acil eylem çağrısıyla aralarında Merdani'nin de bulunduğu öğrencilerin bir an önce serbest bırakılmalarını talep etmişti.

Tebriz Üniversitesi'nin öğrencilerinden birinin açıklamalarına göre, üniversitedeki bütün sınavlar iptal edilmiş ve yetkililer, öğrencilere Salı akşamına kadar üniversite yurtlarını terk etmelerini söylemişlerdir.

İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlanmasının ardından son bir kaç gündür Tebriz Üniversitesi'nde gösteriler başlatan öğrenciler, Azerbaycanlıların kültürel haklarının talep edildiği sloganlar atarak "oylarının çalınmasını" protesto ediyorlar.


Devamını oku...

İran'da Azerbaycanlı Siyasi Tutuklu Ali Abbasi Açlık Grevinde

Güney Sesi: Azerbaycanlı kültürel aktivist ve siyasi mahpus Ali Abbasi, temel tutuklu haklarının çiğnenmesine itiraz olarak açlık grevine başladı.

"Milli güvenlik aleyhine faaliyet ve casusluk" suçlamalarıyla çarptırıldığı beş yıl hapis cezasını Erdebil Hapishanesinde çekiyor olan Abbasi, yakınlarıyla yaptığı görüşmede onlara fiziksel ve psikolojik baskılara maruz kaldığını söyleyerek 13 Haziran'dan itibaren açlık grevine başladığını duyurdu.

İran'da Azerbaycanlı Siyasi Mahpusları Savunma Birliği'ne verilen raporlara göre daha önce Erdebil Hapishanesinin 7. Bölümünde (siyasi tutuklular koğuşunda) tutulan Ali Abbasi, yaklaşık altı ay önce diğer birkaç siyasi tutukluyla birlikte hapishanenin karantinasına nakledilmiş olup son derece kötü durumdadır. Alınan bilgilere göre Abbasi'nin ailesi ve yakınlarıyla telefon görüşmeleri yapma hakkı hapishane yetkilileri tarafından kısıtlanmakta ve İran'da tutuklulara genel olarak verilen çıkış izinleri kendisine verilmemektedir.

Erdebil Hapishanesi müdürü Enzabi, siyasi tutuklulara yönelik baskı ve kötü muameleleriyle tanınıyor. Azerbaycanlı siyasi ve kültürel aktivist Abbas Lisani bu hapishanede açlık grevindeyken Enzabi, kendisinin geceleri ısısı -10 dereceye varan hücreye nakledilmesi emrini vermiş, bu nokta Uluslararası Af Örgütü'nün raporlarına konu olmuştu.

Ali Abbasi 16 Ekim 2007 tarihinde gözaltına alınmış ve 38 gün boyunca Erdebil şehrinin Ettelaat (istihbarat teşkilatı) merkezinde işkence görerek sorgulandıktan sonra avukatsız ve kapalı olarak görülen mahkemede, Hakim Hasanzade'nin kararıyla 11 yıl hapis cezasına çarptırılmış, ancak bu ceza daha sonra temyiz mahkemesinin kararıyla 5 yıla indirilmişti. Erdebilli kültürel aktivistin Azerbaycan Cumhuriyetini ziyaret etmesi, suç dosyasında kanıt olarak sunulmuştu.

Devamını oku...

10 Haziran 2009 Çarşamba

İran: Seçim Öncesi Muhalefete Yönelik Baskı ve Huzursuzluk

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ - BASIN AÇIKLAMASI
MDE 13/053/2009
9 Haziran 2009

İran Cumhurbaşkanı Seçimleri 12 Haziran'da gerçekleşecektir. Şu andaki Cumhurbaşkanı Mahud Ahmedinejad; İran Devrim Muhafızları'nın eski komandosu Muhsin Rızayi; eski başbakan Mir Hüseyin Musevi (eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi tarafından destekleniyor) ve eski meclis sözcüsü Mehdi Kerrubi seçimlerde aday olarak yer alıyorlar.

Uluslararası Af Örgütü, bazı adayların ülkede kadınlara karşı devam eden ayrımcılıkla -bu konu kadın hakları aktivistlerinin çabalarıyla öne çıkarılıyor-, etnik azınlıkların durumuyla ve halkın refahını sağlamak için ekonomik sorunların çözümüyle ilgili sözlerini memnuniyetle karşılamakta, ancak endişe yaratan başka ciddi insan hakları ihlallerinin de olduğunu hatırlatmaktadır. Bunlara ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, keyfi tutuklamalar, işkence ve kötü muamele, adil olmayan yargılamalar, idam cezasında (çocuk suçlulara karşı da uygulanmak üzere) ciddi artış olması ve taşlanarak idam edilme vakalarının devam etmesi dahildir.

AÇIKLAMANIN AZERBAYCANLILARLA İLGİLİ BÖLÜMÜ:

-Kendisi de Azerbaycanlı topluluğa mensup olan- Mir Hüseyin Musevi'nin kampanyası, 14 Mayıs'ta YouTube'da yayınlanan ve (Musevi'yi destekleyen) eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'yi İranlı Azerbaycanlıları aşağılayan yorumlar yaparken gösteren bir videodan sonra ırkçılık suçlamalarıyla karşılaştı. Hatemi bu görüntülerin sahte olduğunu iddia etti. Videonun yayınlanmasından sonra yüzlerce Azerbaycanlı aktivist protesto gösterileri düzenleyerek Hatemi'nin özür dilemesini talep ettiler. Bunlardan bir kısmı gözaltına alınmış olup tecritte tutulmaktadırlar.

Örneğin 22 Mayıs'ta Tebriz'in El Gölü (Şahgölü) Parkına devlet tarafından düzenlenen bir yürüyüşte, katılımcılardan bazıları Hatemi'nin görüntülerini protesto ederek anadilde -Azerbaycan Türkçesinde- eğitim hakkı talep ettiler. Tebriz'in kuzeybatısındaki Merend şehrinin İslami Azad Üniversitesi profesörü Ali Rıza Ferşi, diğer 14 protestocuyla birlikte gözaltına alınmış olup hala gözaltında tutulmaktadır. Raporlara göre protestoculardan dördü, yaralı oldukları halde gözaltına alınmışlardır. Onların sağlık durumuna dair bilgi yoktur.

Basın Açıklamasının Orjinal Metni: http://www.amnesty.org/en/library/asset/MDE13/053/2009/en/4e086bc7-ca74-4200-ac60-fd6cd1f0b081/mde130532009en.html

Devamını oku...

8 Haziran 2009 Pazartesi

İran'da Cumhurbaşkanı Seçimleri Öncesi Huzursuzluk ve İnsan Hakları İhlalleri

İran'da 12 Haziran'da yapılacak cumhurbaşkanı seçimlerinin perde arkasında ayrımcılık, şiddet içeren huzursuzluklar ve muhalefete karşı baskılar giderek artmaktadır.

Başvuran adaylar arasında kadınların da olduğu ancak elemeden geçemedikleri ülkenin onuncu cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi azınlık topluluklarına mensup aktivistlerin keyfi olarak tutuklanması ve rahatsız edilmesi, sansürlerin artması, silahlı saldırıların ve intihar eylemlerinin yapılması endişe yaratmaktadır.

Raporun Azerbaycanlılarla ilgili Bölümü:
-Kendisi de Azerbaycanlı topluluğa mensup olan- Mir Hüseyin Musevi'nin kampanyası, 14 Mayıs'ta YouTube'da yayınlanan ve (Musevi'yi destekleyen) eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'yi İranlı Azerbaycanlıları aşağılayan yorumlar yaparken gösteren bir videodan sonra ırkçılık suçlamalarıyla karşılaştı. Hatemi bu görüntülerin sahte olduğunu iddia etti. Videonun yayınlanmasından sonra yüzlerce Azerbaycanlı aktivist protesto gösterileri düzenleyerek Hatemi'nin özür dilemesini talep ettiler. Bunlardan bir kısmı gözaltına alınmış olup tecritte tutulmaktadırlar.

Devamını oku...

6 Haziran 2009 Cumartesi

İran'da Azerbaycanlıların Protesto Gösterilerinde 100'den Çok Aktivist Gözaltına Alındı

Güney Sesi: İran Eski Cumhurbaşkanı Hatemi'nin Azerbaycanlılara yönelik aşağılayıcı tavrına tepki olarak Azerbaycanlı nüfusun yoğun olduğu şehirlerde ve üniversitelerde yapılan protestolar, İran'daki Azerbaycanlı kültürel aktivistlerin yeni bir gözaltı dalgasıyla karşı karşıya kalmasına neden oldu.

14 Mayıs günü internette yayılan bir videoda İran eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, önde gelen reformcularla biraradayken Azerbaycanlıları aşağılayan fıkralar anlatırken görüntülendi. Toplantıda tanınmış din adamlarının yanısıra reformcu cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin temsilcileri de görülmekteydi. Görüntülerde yer alanların tümü anlatılan ırkçı fıkralara gülmekte ve Azerbaycanlılara yönelik hakaret içerikli açıklamalar eklemekteydiler.

Hatemi ve toplantıda görülen diğer reformcuların 12 Haziran'daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mir Hüseyin Musevi'yi destekliyor olmaları, Musevi'nin seçim konuşmalarında ve ziyaretlerinde protesto gösterilerinin yapılmasına neden oldu. Gösterilerde katılımcılar Azerbaycan kültürel kimliğini savunup, görüntülere tepki göstererek devletten anadilde eğitim hakkı başta olmak üzere daha geniş haklar talep ettiler. Bu protestolar İran güvenlik güçleri tarafından göstericilerin darp edilmesi ve tutuklanmasıyla bastırıldı.

Tebriz, Urmiye, Erdebil, Meşkinşehr, Miandoab (Koşaçay) ve diğer Azerbaycan şehirlerinde 100'den çok aktivist gözaltına alındı, ancak bunlardan sadece 35 kişinin kimliği biliniyor.

İran'daki Azerbaycanlı Siyasi Mahpusları Savunma Birliği (ADAPP) tarafından verilen bilgilere göre 25 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin Tebriz'de Bağ-ı Şimal stadyumundaki konuşması sırasında gözaltına alınan Hamid Hasanzade (üniversite öğrencisi), Esger Kadimi (üniversite öğrencisi), Ferdin Bağerzade, Cihanbehş Bahtaver ve Nadir Bahtaver adlı aktivistler 10 gün gözaltında tutulduktan sonra teminat karşılığında serbest bırakıldılar. Ancak aynı gün gözaltına alınan Armin Şakeran Vahi, Ali Sadıki, Babek Minuği (film ve belgesel yönetmeni), Abdullah Sedugi, Ali İmani ve Mehdi İmani, halen tutukludurlar.

Bunun dışında 23 Mayıs'ta güvenlik memurlarının Tebriz'de Bedeli ailesinin evine baskın yaparak Ali, İrej, Resul ve Gulam Bedeli adlı aktivistleri gözaltına aldıkları, Gulam Bedeli'nin bir hafta boyunca gözaltında tutulduktan sonra teminat karşılığında serbest bırakıldığı bildirildi.

Öte yandan 22 Mayıs Cuma günü Tebriz'de El Gölü (Şah Gölü) parkına düzenlenen geniş katılımlı bir yürüyüşte, katılımcılardan bir bölümünün anadilde eğitim hakkıyla ilgili sloganlar atmaları ve Hatemi'nin Azerbaycanlılardan özür dilemesini taleb etmeleri, güvenlik güçlerinin sert müdahelesiyle sonuçlandı. Protestocuların bir kısmının yaralandığı olaylarda gözaltına alınan aktivistlerin isimleri: Ali Rıza Ferşi (Tebriz Üniversitesi öğretim üyesi), Ali Eslami, Esger Çemeni, Bayram Halikzade, Seccad Karabağlı, Ferdin Muradpur, Murtaza Muradpur, Hekem Muradpur, Vahid Ağacani, eşi Seher Fethi ve Hale Fethi olarak belirlendi. Vahid Ağacani, Seher Fethi ve Hale Fethi adlı aktivistlerin üç gün gözaltında kaldıktan sonra teminat karşılığında serbest bırakıldıkları, ancak polisin müdahelesi nedeniyle yaralanan ve gözaltına alınan Ferdin Muradpur'un sağlık durumundan endişe edildiği belirtildi. Ağır yaralı olan Vahid Alizade, Ekber Mehemmedi ve Kadir Hemmeti adlı protestocuların durumuna dair bilgi yok.

Urmiye'de 23 Mayıs günü Cumhurbaşkanı adayı Musevi'nin seçim merkezi önündeki protesto gösterilerinde de katılımcıların bir bölümü gözaltına alındı. Bunlardan Urmiye Üniversitesi öğrencisi Ferşid Adeli, iki gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı.

31 Mayıs günü Meşkinşehr'de Azerbaycanlı kültürel aktivistler Aydın Zakeri, Mansur Seyfi ve Ferdin Nobaht, şehrin genelinde dağıtılan bildirilerle ilgili olarak gözaltına alındılar. Söz konusu bildirilerde Azerbaycanlıların anadil haklarından bahsediliyor ve İran hükumetinin Azerbaycanlılara yönelik tavrı kınanıyordu. Adı geçen aktivistlerin 3 Haziran günü Meşkinşehr kentinin Ettelaat (istihbarat ve güvenlik bakanlığı) merkezinden Erdebil şehrinin Ettelaat sorgu merkezine götürüldükleri bildirildi. ADAPP kuruluşunun raporuna göre sorgulanma aşamasındaki kültürel aktivistlerin avukat tutmaları engelleniyor.

Öte yandan 1 Haziran'da Mir Hüseyin Musevi'nin Erdebil şehrine ziyaretinde birçok aktivistin gözaltına alındığı, ancak kimliklerinin hala tespit edilemediği bildirildi. Musevi'nin ziyareti sırasında şehirde olağanüstü güvenlik önlemleri alındığı belirtildi.

İran yargı sözcüsü Ali Rıza Cemşidi 2 Haziran'da Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada Tebriz'de gözaltına alınanların "milli güvenlik aleyhine faaliyet etmek ve silah bulundurmak"la suçlandıklarını söyleyerek, detaylı açıklama yapmaktan kaçındı. Bu açıklama, son aylarda bölgede bir silahlı çatışmanın yaşanmaması ve söz konusu protestoların hiçbirinin şiddet içermemesiyle çelişki yarattı.

Son haftalardaki protestolarda gözaltına alınan Azerbaycanlı kültürel aktivistlerin tamamının avukat tutma ve aileleriyle görüşme haklarından mahrum bırakıldıkları açıklandı.

Devamını oku...

2 Haziran 2009 Salı

Meşkinşehr'de Azerbaycanlı Aktivistler Gözaltına Alındı

Güney Sesi: İran'da Erdebil eyaletine bağlı Meşkinşehr bölgesinde Aydın Zakeri, Mansur Seyfi ve Ferdin Nobaht adlı Azerbaycanlı kültürel aktivistlerin 31 Mayıs Pazar akşamı gözaltına alındıkları bildirildi.

Ayrıca 1 Haziran Pazartesi günü aynı şehirde güvenlik güçlerinin gözaltına almak amacıyla birçok Azerbaycanlı aktivistin evlerine girdikleri, evi aranan aktivistler arasında yazar İbrahim Raşidi'nin de bulunduğu belirtildi. Alınan bilgilere göre o sırada evde bulunmayan Raşidi'nin kitaplarına ve yazılarına güvenlik güçleri tarafından el konuldu.

Gözaltı dalgasının, son günlerde Azerbaycanlıların anadilde eğitim hakkıyla ilgili şehrin genelinde dağıtılan bildirilerle ilgili olabileceği sanılıyor. Bu süreçte diğer bazı aktivistlerin de gözaltına alınmış olmalarına ihtimal verildiği, ancak şimdilik kesin bir bilgiye ulaşılamadığı belirtildi.

Devamını oku...