18 Ağustos 2009 Salı

İran'da Azerbaycanlı Siyasi Tutukluları Savunma Birliği'nin (ADAPP) Aylık Raporu- Temmuz 2009

İran'daki Azerbaycanlılara yönelik sistematik insan hakları ihlalleri 2009 yılının Temmuz ayında da devam etmiş, kültürel aktivistler geçen aylarda olduğu gibi keyfi gözaltılara, işkence ve kötü muameleye maruz kalmışlardır. Gözaltındaki aktivistlerin avukat tutma ve aileleriyle görüşme hakları tanınmamaktadır.

Gazeteci ve İnsan Hakları Savunucusu, Sekiz Yıl Hapis Cezasını Çekmek Üzere Tutuklandı
Azerbaycanlı gazeteci ve insan hakları savunucusu Said Metinpur, 11 Temmuz günü Tahran Devrim Mahkemesi 15. Şubesi tarafından çağrılarak, sekiz yıl hapis cezasını çekmek üzere Evin Hapishanesine gönderilmiştir. Said Metinpur, 25 Mayıs 2007 tarihinde Zenjan şehrinde gözaltına alınarak, 278 gün boyunca mahkemeye çıkarılmadan ve suçlamaları belirtilmeden hücrede tutulmuş, daha sonra 500 bin dolardan çok teminat karşılığında serbest bırakılmıştı. 9 Haziran 2008'de Tahran Devrim Mahkemesinin 15. Şubesinde kapalı celsede Hakim Salavati'nin başkanlığında yargılanan gazeteci, "yabancılarla iletişim kurmak" (casusluk) suçlamasıyla yedi ve "sistem aleyhine propaganda yapmak" suçlamasıyla bir yıl olmak üzere, toplam 8 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Azerbaycanlı insan hakları savunucusuna verilen bu ceza, Kasım ayında Tahran Temyiz Mahkemesi tarafından da onaylanmıştı. Said Metinpur, serbest bırakıldıktan sonra gözaltı döneminde gördüğü baskılardan kaynaklanan bel ağrısı ve sindirim sistemi sorunları gibi sağlık sorunları çekmeye başlamıştı.

Güvenilir kaynakların ifadelerine göre İran İstihbarat Bakanlığı görevlileri Metinpur’u yapmadığı suçlara itiraf etmesi için işkence etmişlerdir. Bu süre boyunca onun avukatı ve ailesiyle iletişim kurması engellenmiştir. Aktivistin kardeşi Ali Rıza Metinpur da, kendisine yönelik baskıların bir devamı olarak 28 Ağustos 2008 tarihinde gözaltına alınmıştı.

Tahran Üniversitesi felsefe bölümü mezunu ve haftalık yayınlanan "Yarpaq" (Azerbaycan Türkçesi’nde: Yaprak) ile "Moc-e Bidari" (Farsça: Uyanış Dalgası) dergilerinin yazı işleri topluluğu üyesi, webblog -internet günlüğü- yazarı ve insan hakları savunucusu olan Metinpur, Türkiye'ye yaptığı bir yolculuktan sonra bu suçlamalarla karşılaşmıştır.
Uluslararası Af Örgütü, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Front Line ve Gazetecileri Savunma Birliği kuruluşları daha önce yayınladıkları raporlarda Said Metinpur'u düşünce suçlusu olarak gördüklerini belirterek hiç bir ön şart olmadan bir an önce serbest bırakılmasını talep etmişlerdir.

Azerbaycanlı Öğrenci Aktivistler Tutuklandı
Tebriz Devrim Mahkemesi tarafından bir yıl kesin ve iki yıl şartlı hapis cezasına çarptırılan Azerbaycanlı öğrenci aktivistler Feraz Zehtab, Aydın Haceyi ve İhsan Necefi, 8 ve 9 Temmuz günlerinde tutuklanarak hapis cezalarını çekmek üzere Tebriz Hapishanesine gönderilmiştir.

9 Şubat 2009'da "Azoh" (Azerbaycan öğrenci hareketi) adlı webblogun yazarlığıyla ilgili Tebriz Devrim Mahkemesi 1. Şubesinde Hakim Hemler tarafından yargılanan Tebriz Üniversitesi öğrencileri Seccad Radmehr, Feraz Zehtab, Aydın Haceyi, Amir Merdani, İhsan Necefi ve Malek Eşter İsfahan Üniversitesi öğrencisi Mecid Makudi "sistem aleyhine propaganda" ve "milli güvenlik aleyhine faaliyet eden kuruluşa üyelik" suçlamalarıyla, daha sonra Temyiz Mahkemesi tarafından da onaylanan bir yıl kesin ve iki yıl şartlı hapis cezasına çarptırılmışlardı.

Adı geçen aktivistler 2008 yılının yaz aylarında Tebriz’ın istihbarat görevlileri tarafından gözaltına alınmış ve yaklaşık üç ay boyunca işkence altında gözaltında tutulup teminat karşılığında serbest bırakılmışlardı.

Uzun süren gözaltı dönemleri ve yeni gözaltılar
Meşkinşehr (Hıyav) şehrinde, Azerbaycanlı kültürel aktivist ve üniversite öğrencisi Cafer Agamohammedi, 21 Temmuz'da öğrenci evinde güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınmıştır. Aktiviste şu ana kadar ailesi ve yakınlarıyla iletişim kurma izni verilmemiştir. görevliler, aktivisti gözaltına aldıkları sırada evini arayarak kitaplarına, not defterlerine ve diğer kişisel eşyalarına el koymuşlardır.

Yerel kaynakların ifadelerine göre adı geçen aktivistin gözaltına alınmasının, Haziran ayının sonlarında Meşkinşehr'de Azerbaycanlıların anadil ve kültürel haklarıyla ilgili yayılan ve eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin Azerbaycanlılarla ilgili fıkra anlatırken görüntülendiği videonun kınandığı bildirilerden kaynaklanmasına ihtimal verilmektedir.

Yazar ve Türkçe öğretmeni Hasan Abdullahi (Ümidoğlu) 13 Temmuz günü Tebriz'deki evinde emniyet memurları tarafından gözaltına alınarak, İstihbarat Bakanlığı gözaltı merkezine ve daha sonra Tebriz Hapishanesine nakledilmiştir. Adı geçen aktivistin yakınlarının ifadelerine göre şu ana kadar, gözaltına alınma nedeniyle ilgili bilgi alınamamıştır. Güvenlik güçleri, aktivisti gözaltına aldıkları sırada evini arayarak bazı kitaplarına ve yazılarına el koymuşlardır.

9 Haziran'da Tahran'ın İslamşehr bölgesinde gözaltına alınan Azerbaycanlı kültürel aktivist Mahmud Ocaklı, 19 Temmuz'da ailesiyle görüşebilmiştir. Yakınlarının açıklamalarına göre Ocaklı'nın dosyasından sorumlu olan hakim, kendisini 50 bin dolar teminat karşılığında serbest bırakma kararı vermiş, ancak ailesi ve yakınları henüz bu miktarı temin edip mahkemeye ödeyememişlerdir.

Serbest Bırakılanlar
9 Haziran'da Mahmud Ocaklı'yla birlikte gözaltına alınarak Evin Hapishanesine nakledilen Azerbaycanlı kültürel aktivist Behnam Şeyhi, 55 gün gözaltında tutulduktan sonra 3 Ağustos günü 50 bin dolar teminat karşılığında serbest bırakılmıştır.

Şeyhi gözaltı döneminin neredeyse tamamını Evin Hapishanesi'nin 209. bölümünde fiziksel ve psikolojik baskılar altında geçirmiş ve kötü muameleyi protesto etmek için girdiği 15 günlük açlık grevi sonucunda böbrek rahatsızlığına yakalanarak 2 gün boyunca hastanede tutulmuştur.

Adı geçen aktivistler, İslamşehr mahallelerinde, Cumhurbaşkanı adayı Musevi'nin propaganda çalışmalarının yer aldığı duvarlara Farsça "Azerbaycanlıların Talebi: Anayasanın 15. ve 19 maddelerinin uygulanmasıdır" sloganını yazmaları ve aynı sloganı kağıt paralara basmalarıyla ilgili olarak gözaltına alınmışlardı.

Meşkinşehr (Hıyav) şehrinde 31 Mayıs günü İstihbarat Bakanlığı görevlileri tarafından gözaltına alınarak Erdebil Hapishanesine nakledilen Azerbaycanlı kültürel aktivistler İlgar Müezzinzade, Mansur Seyfi ve Ferdin Nobaht, teminat karşılığında serbest bırakılmışlardır.

İlgar Müezzinzade 23, Ferdin Nobaht ve Mansur Seyfi ise 38 gün gözaltında tutulduktan sonra 8 Temmuz günü kişi başı 30 bin dolar teminat karşılığında serbest kalmış ve suçlamaları "sistem aleyhine propaganda yapmak" olarak belirtilmiştir.

Yerel kaynakların ifadelerine göre bu aktivistler, Haziran ayının sonlarında Meşkinşehr'de Azerbaycanlıların anadil ve kültürel haklarından bahsedilen ve eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin Azerbaycanlılarla ilgili fıkra anlatırken görüntülendiği videonun kınandığı bildirilerin dağıtımından sonra gözaltına alınmışlardır.

16 Haziran günü, tutuklanan Azerbaycanlı gazeteci ve insan hakları savunucusu Said Metinpur'un serbest bırakılması için düzenlenen dua toplantısıyla ilgili olarak gözaltına alınarak Zenjan şehrindeki İstihbarat Bakanlığı gözaltı merkezine nakledilen Azerbaycanlı kültürel aktivistler Rıza Abbasi, Ahmed Medadi ve Mühendis Rauf Taheri, 12 gün boyunca gözaltında tutulduktan sonra 20 bin dolar kefalet karşılığında serbest bırakılmışlardır.

Bundan önce Zenjan şehrindeki İstihbarat Bakanlığı memurları, Said Metinpur'un anne ve babasını çağırarak, hiç bir Azerbaycanlı aktivisti evlerine almamaları, aksi takdirde Evin Hapishanesindeki oğullarına kötü davranılacağı yönünde tehdit etmişlerdir.

Aynı gün Zenjan şehrindeki kültürel aktivistlerden Tevekkül Ganilu, şehrin İstihbarat Bakanlığı ofisinde birkaç saat boyunca sorgulanarak serbest bırakılmıştır. Memurlar Ganilu'ya, Said Metinpur için dua toplantısı düzenlenmesinin kanunlara aykırı olduğunu söylemişlerdir. Güvenlik memurları ayrıca, Zenjan'daki bir çok Azerbaycanlı kültürel aktivisti telefonla arayarak kendilerine söz konusu toplantıya katılmamalarını, aksi takdirde topluca gözaltına alınacaklarını söyleyerek tehdit etmişlerdir.

Alevi Tutuklu Yunis Agayan'ın İdam Haberi Tekzip Edildi
Urmiye Hapishanesindeki Azerbaycanlı Alevi (Ehl-i Hakk) tutuklu Yunis Agayan'ın ailesi ve yakınları, internette yayılan idam haberini tekzip etmişlerdir.

Yakınlarının ifadelerine göre Yunis Agayan, memurlar tarafından tartışma çıktığı gerekçesiyle hücreye hapsedilmiş ve burda beş gün boyunca psikolojik işkenceler altında tutulduktan sonra, hapishanenin genel bölümüne nakledilmiştir.

Yunis Agayan, Mehdi Kasımzade, Sehend Ali Mehemmedi, Bahşali Mehemmedi ve İbadullah Kasımzade, Ehl-i Hakk (Alevi) inancının Ateşbeyli tarikatına mensup olup, Batı Azerbaycan eyaletinin Koşaçay (Miyandoab) eyaletinde 4 yıl önce güvenlik güçleriyle Alevi köylüler arasında çıkan çatışmada tutuklanmışlardı. Mahkemede idam cezasına çarptırılan Azerbaycanlı Alevilerin üçünün cezası, temyiz mahkemesinin kararıyla Yezd Hapishanesi’nde 13 yıl hapis cezasına dönüştürülmüş, ancak Mehdi Kasımzade ve Yunis Agayan'ın idam cezaları kaldırılmamıştı. 27 yaşındaki Alevi mahpus Mehdi Kasımzade 28 Şubat 2009 sabahı idam edilmiştir, halen Urmiye Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Yunis Agayan'ın idam hükmünün ne zaman infaz edileceği ise bilinmemektedir.

Uluslararası Af Örgütü, 27 Nisan Pazartesi günü yayınladığı acil eylem çağrısında Yunis Agayan'ın durumuyla ilgili endişelerini bildirerek idam hükmünün kaldırılması çağrısında bulunmıştur.

Yıllık Babek Kalesi Toplantısına Katılımın Engellenmesi
İran güvenlik güçleri, Babek Kalesi toplantısı öncesinde, 2-3 Temmuz günleri Babek Kalesi ve Keleyber kasabası civarında toplanmayı yasakladığını duyurmuştur. Bu yasağın nedeni, bölgede Devrim Muhafızları'nın (Sepah Pasdaran) askeri manevra yapmayı planlaması olarak gösterilmiştir. İran Devrim Muhafızları ayrıca Eher şehri ve Keleyber kasabasında bildiriler yayarak halka, bu günlerde Babek Kalesi'ne gitmekten uzak durmaları çağrısında bulunmuşlardır.

Azerbaycanlılar her yıl, Azerbaycan milli kahramanı Babek Hürremdin'in doğum yıl dönümü olan 2-3 Temmuz günlerinde, İran'ın kuzeybatısındaki Keleyber kasabasında bulunan Bezz -Babek- Kalesinde bir araya gelerek kültürel anma toplantıları gerçekleştirmektedirler. Ancak İran devleti, 2005 yılından beri bu kültürel toplantıların yapılmasını engellemekte ve bir hafta öncesinden bu tarihi kaleye giden yolları kapatarak bölgede askeri manevralar yapmaktadır.

Bir Kadın Tebriz'de Recm Edilme Tehlikesiyle Karşı Karşıya
Sakine Mohammadi (Aştiyani) adlı Azerbaycanlı kadın, Tebriz şehrinde recm (taşlanarak öldürülme) cezasına çarptırılmıştır. O, dört yıldan beri "zina" suçlamasıyla Tebriz Hapishanesi'nde tutulmaktadır.

Avukat Muhammed Mustafavi'nin Azerbaycan Cumhuriyetinden yayın yapan "Azadlıq" radyosuyla yaptığı röportajda verdiği bilgilere göre "Aştiyani, daha önce aynı suçlamayla 100 kırbaç cezasına çarptırılmıştır. Ancak bu cezanın uygulanmasından sonra eşinin bilinmeyen bir şekilde öldürülmesi üzerine tekrar yargılanmıştır. O mahkemede, başka erkeklerle ilişki kurarak zina yaptığını 'itiraf etmeye' zorlanmıştır, ancak kendisi mahkeme önünde bu itirafını defalarca tekzip etmiş ve bunu söylemeye mecbur edildiğini açıklamıştır. Davaya beş hakimden oluşan bir heyet bakmış ve hakimlerden ikisi beraat, üçü ise recm cezası verilmesine karar vermiştir."

Avukat, hakimlerden ikisinin beraat kararı vermesini, daha önce 100 kırbaç cezası uygulanmasını ve diğer faktörleri göz önünde tutarak karara itiraz etmiş ve temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Bu yılın Haziran ayında İran'da recm ve el kesme gibi cezalara son verilmesi gündeme gelmiş, ancak bu maddeler anayasadan kaldırılmamıştı.