25 Ağustos 2006 Cuma

Ali Khodabakhshi (Elyaz Yekanli), Iran'da kültürel,sosyal ve siyasi aktivist

KAMUSAL BELGE
AI Indeksi: MDE 13/098/2006

25 Ağustos 2006

UA 229/06 Sağlık Endişesi/ İşkence/ Olası Düşünce Mahkumu/ Güvenlik Endişesi

İRAN - Ali Khodabakhshi (Elyaz Yekanli) (E), aktivist, 31 yaşında ve ailesi

İran'da Azerbaycan Türk toplumunun (İran Azerbaycanlılarının) önde gelen kültürel,sosyal ve siyasi aktivistlerinden biri olan Ali Khodabakhshi (Elyaz Yekanli), 8 Haziran'dan beri suçlamaları belirtilmeden gözaltında tutulmaktadır. Khodabakhshi'ye gözaltında "itiraf vermesi" için işkence edilmiştir. Azerbaycan Türkleri adına yürüttüğü barışçıl faaliyetler nedeniyle gözaltına alındığı düşünülen Khodabakhshi, Uluslararası Af Örgütü tarafından "vicdan mahpusu" (düşünce suçlusu) sayılmaktadır. İstihbarat Bakanlığı'nın Khobakhshi ailesini telefon ederek ve evlerine giderek tedirgin ettikleri bildilmiştir. Onların güvenliğinden endişe edilmektedir.

Ali Khodabakhshi, Azerbaycanlı Türk toplumunun haklarını savunmak adına yaptığı faaliyetlerle ilgili olarak 1993 yılında 18 aylık hapis cezası çekmiştir. Daha sonra Türkiye'ye gelerek 2005 yılının Eylül ayında BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nden mülteci statüsü kazanmıştır. 2006 yılının Nisan ayında İran'a dönmesi üzerine İstihbarat Bakanlığı memurları tarafından 10 gün boyunca gözaltına alınmıştır, bu süreçte işkence gördüğü belirtilmektedir.

8 Haziran ya da ona yakın olan günlerde, Ali Khodabakhshi İran'ın kuzey-batısındaki Kahriz Yekan köyündeki evinde gözaltına alınmıştır. O, Mayıs ayında bölgede gerçekleşen kitlesel gösterilere katılmıştı. Gözaltına alındıktan sonra Tebriz şehrindeki İstihbarat Bakanlığı (Ettelaat) gözaltı merkezinde 30 gün boyunca tecritte tutulmuştur. Bu süreçte ailesine ve avukatına erişimi engellenmiş ve gözaltı nedeni ailesine açıklanmamıştır. Daha sonra İran'ın kuzeybatısındaki Merend şehrinin Qirkhlar (Kırklar) Hapishanesine nakledilmiştir ve halen orda tutulmaktadır.

Khodabakhshi'nin Tebriz'de gözaltındayken, suç işlediğine dair itiraf vermeye zorlandığı, elektrik şoku ve şiddetle darp edilmek dahil fiziksel ve psikolojik işkencelere maruz kaldığı bildirilmiştir.Ailesi Kırklar Hapishanesini ziyaret ettiğinde Ali Khodabakhshi'nin son derece zayıf ve güçsüz görünüp fazla konuşamadığı, elektrik şokunun kollarındaki etkisinden dolayı bir bardağı tutmakta bile zorlandığı açıklanmıştır.

Ali Khodabakhshi'nin çeşitli sağlık sorunları olduğu bildirilmiştir. Gördüğü işkencenin ve diğer koşulların sonucu olarak, dengesini kaybetmekte, kalp, sindirim ve böbrek problemleri yaşamakta ve görme-duyma algılarının bozulmaktadır. Gereken sağlık yardımlarının sağlanıp sağlanmadığı bilinmemektedir. Yetkililerin düzenli tedaviyi sağlamamaları halinde bunun mahpusun sağlığına ciddi hasar vereceğinden endişe edilmektedir.

Ali Khodabakhshi'nin Qirkhlar (Kırklar) Hapishanesine, kendisini rahatsız eden ve tehditler yönelten uyuşturucu bağımlıları ve adli suçlularla bir arada tutulduğu bildirilmiştir. Hapishane memurları Khodabakhshi'ye, psikolojik olarak çökene kadar kendisini burada tutacaklarını söylemişlerdir. Tutukluya burada verilen yemek miktarının son derece kısıtlı olduğu bildirilmiştir.

GENEL BİLGİLENDİRME: 2006 yılının Mayıs ayında İran'ın Azerbaycan Türk nüfusunun çoğunlukta olduğu kuzey-batı şehirlerinde, 12 Mayıs günü devlet gazetesi "İran"da yayınlanan ve Azerbaycanlıların çoğunun hakaretamiz olarak kabul ettikleri karikatürler protesto edildi. Bu gösterilerde yüzlerce katılımcı gözaltına alındı. (bkz. UA 151/06, MDE 13/055/2006, 26 Mayıs 2006 ve UA 163/06, MDE 13/063/2006, 8 Haziran 2006). Gözaltına alınanların bir kısmının işkence gördükleri ve tedaviye ihtiyaç duydukları bildirildi. Adı geçen gazete 23 Mayıs günü geçici olarak kapatıldı ve editörü ile karikatürlerin çizeri gözaltına alındı. İran'daki Azerbaycanlı kaynakların belirttiğine göre güvenlik güçlerinin müdaheleleri sonucu onlarca protestocu öldürüldü ve yüzlercesi yaralandı. Güvenlik güçleri gösterilerde ölenlerin olduğunu reddettiler, ancak 29 Mayıs günü bir polis memuru Sulduz (Negede) şehrindeki protestolarda 4 kişinin öldüğünü ve 43 kişinin yaralandığını açıkladı.

ÖNERİLEN EYLEM: Lütfen Farsça, İngilizce, Fransızca, Arapça ya da kendi dilinizde bir mektup yazarak en kısa sürede gönderin. Mektubunuzda:

- Ali Khodabakhshi'nin 8 Haziran'dan beri suçlamaları belirtilmeden gözaltında tutulması nedeniyle endişe duyduğunuzu belirtin;

-Khodabakhshi'nin, Tebriz'de İstihbarat Bakanlığı'nın gözaltı merkezinde gördüğü bildirilen aralıksız işkencenin sonucu olarak yaşadığı sağlık problemleriyle ilgili kaygınızı belirtin;

- Yetkililerden, onun gözaltında insancıl muamele gördüğünün garanti edilmesini talep edin;

-Yetkililere ona ihtiyaç duyduğu sağlık yardımını bir an önce vermeleri, ayrıca ailesi ve avukatıyla düzenli olarak iletişim kurabilmesini sağlamaları çağrısında bulunun.

-İran'ın taraf ülkelerinden biri olduğu BM Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi'nin "Hiç kimse işkenceye veya zalimane, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele veya cezaya maruz bırakılamaz." maddesini hatırlatarak işkence iddialarının araştırılmasını ve sorumluların yargılanmasını talep edin.

- Yetkililere, İran kanunlarına göre baskı altında ve zorla itiraf almanın yasak olduğunu hatırlatın;

- Yetkililerden, gözaltı nedenini ve varsa suçlamaları açıklamalarını talep edin;

- Khodabakhshi'nin sadece İran'daki Azerbaycan Türklerinin haklarını savunmak adına yürüttüğü barışçıl faaliyetleri nedeniyle gözaltına alınmış olması nedeniyle endişe duyduğunuzu belirtin;

- Yetkililere, uluslararası standartlara göre adli bir suçla yargılanmadığı halde onu hiç bir ön koşul olmadan bir an önce serbest bırakmaları çağrısında bulunun;

Yetkililer tarafından korkutulup tedirgin edildikleri bildirilen Khodabakhshi ailesinin güvenliğinden endişe duyduğunuzu belirterek, onlar için gereken her tedbirin alımasını talep edin.

Devamını oku...

17 Ağustos 2006 Perşembe

Mehdi (Oktay) Babaei Ajabshir. aktivist

KAMUSAL BELGE
AI İndeksi: MDE 13/093/2006

17 Ağustos 2006

UA 221/06 Hücre Gözaltısı / İşkence Tehlikesi/ Olası Düşünce Mahkumu

IRAN Mehdi (Oktay) Babaei Ajabshir (E), 31 yaşında, aktivist

Azerbaycanlı tanınmış aktivistlerden biri olan Mehdi (Oktay) Babaei Ajabshir , 11 Temmuz'da gözaltına alınmıştır. Şu anda (Tebriz Hapishanesi ya da İstihbarat Bakanlığının Tebriz'deki ofisi olduğu sanılan) bilinmeyen bir yerde, tecrit gözaltısında tutulup işkence görme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Azerbaycan Türkleri'nin haklarını savunmak adına yürüttüğü barışçıl faaliyetler nedeniyle gözaltına alındığı düşünülen Ajabshir, Uluslararası Af Örgütü tarafından "vicdan mahpusu" (düşünce suçlusu) sayılmaktadır.

28 Haziran saat 22:30'da, yaklaşık 16 İstihbarat Bakanlığı (Ettelaat) polis memuru, Mehdi Babaei Ajabshir'i gözaltına almak amacıyla evine girmiştir. O sırada evde olmayan Ajabshir'in kardeşi Ali gözaltına alınmş ve evleri iki saat boyunca aranmıştır. Memurlar Türkçe kitaplara, CDlere, ailenin bilgisayarına, bir postere ve ailenin fotograf albümlerine el koymuşlardır. İddialara göre memurlar aileyi, Mehdi Babaei Ajabshir'i yakaladıklarında işkence edeceklerini, hatta vuracaklarını söyleyerek tehdit etmişlerdir. Aynı gece İstihbarat Bakanlığı memurları ailenin evini sürekli telefonla arayarak Mehdi Babaei Ajabshir'in nerede olduğunu söylemelerini talep etmiştir.

Ertesi gün Ali Babaei Ajabshir, kardeşini Tebriz İstihbarat Bakanlığına teslim olmasına ikna etmesi şartıyla serbest bırakılmış, ancak Mehdi Ajabshir eve dönmemiştir. 11 Temmuz'da ailesine onun sokakta İstihbarat Bakanlığı memurları tarafından gözaltına alındığının görüldüğü söylenmiştir. Ailesi, 21 Temmuz'da, o telefon açıp Tebriz'de İstihbarat Bakanlığı gözaltı merkezinde tutulduğunu söyleyene kadar Ajabshir'in nerde olduğuna dair bilgi alamamışlardır. O konuşmadan beri ailesiyle iletişim kuramamakta ve avukat tutması engellenmektedir. Halen Tebriz'deki İstihbarat Bakanlığı ofisinde tutulmasına, ya da Tebriz Hapishanesine nakledilmiş olmasına ihtimal verilmektedir.

GENEL BİLGİLENDİRME: Mehdi Babai Ajabshir İran'daki Azerbaycan Türk toplumuna mensup bir aktivisttir. İrandaki Azerbaycan Türkleri resmi istatistiklere göre nüfusun %25-30'unu oluşturup genelde ülkenin kuzeyinde ve başkent Tahran'da yoğundurlar. Azerbaycan kültürel kimliğini ve anadili kullanım haklarını savunanlar genellikle İran devlet yetkilileri tarafından pan-Türkizm yayılmacılığı yaparak ülke güvenliğine karşı eylemlerde bulunmak” gibi belli belirsiz sözlerle bezenmiş suçlamalarla karşılaşmaktadırlar.

2006 yılının Mayıs ayında İran'ın Azerbaycan Türk nüfusunun çoğunlukta olduğu kuzey-batı şehirlerinde, 12 Mayıs günü devlet gazetesi "İran"da yayınlanan ve Azerbaycanlıların çoğunun hakaretamiz olarak kabul ettikleri karikatürler protesto edildi. Bu gösterilerde yüzlerce katılımcı gözaltına alındı. (bkz. UA 151/06, MDE 13/055/2006, 26 Mayıs 2006 ve UA 163/06, MDE 13/063/2006, 8 Haziran 2006). Gözaltına alınanların bir kısmının işkence gördükleri ve tedaviye ihtiyaç duydukları bildirildi. Adı geçen gazete 23 Mayıs günü geçici olarak kapatıldı ve editörü ile karikatürlerin çizeri gözaltına alındı. İran'daki Azerbaycanlı kaynakların belirttiğine göre güvenlik güçlerinin müdaheleleri sonucu onlarca protestocu öldürüldü ve yüzlercesi yaralandı. Güvenlik güçleri gösterilerde ölenlerin olduğunu reddettiler, ancak 29 Mayıs günü bir polis memuru Sulduz (Negede) şehrindeki protestolarda 4 kişinin öldüğünü ve 43 kişinin yaralandığını açıkladı.

ÖNERİLEN EYLEM: Lütfen Farsça, İngilizce, Fransızca, Arapça ya da kendi dilinizde bir mektup yazarak en kısa sürede gönderin. Mektubunuzda:

-Azerbaycanlı Türk aktivist Mehdi Babaei Ajabshir'in bilinmeyen bir yerde, aile ve avukatına erişimi olmadan gözaltında tutulması nedeniyle endişe duyduğunuzu belirtin;

- Yetkilileri onun tutulduğu yeri,gözaltı nedenini ve varsa suçlamaları açıklamaya çağırın;

- Yetkililere, onun işkence ve kötü muameleye maruz kalmadığını garanti ederek, ailesine, avukatına, ve gerekirse sağlık yardımına ulaşmasını sağlamaları çağrısında bulunun;

Mahdi Babaei Ajabshir'in, Azerbaycan Türk toplumunun haklarını savunmak adına yürüttüğü barışçıl faaliyetler nedeniyle gözaltına alınmasından endişe duyduğunuzu ve bu durumda onun Uluslararası Af Örgütü tarafından "vicdan mahpusu" (düşünce suçlusu) sayıldığını belirtin;

- Yetkililere, uluslararası standartlara göre adli bir suçla yargılanmadığı halde onu hiç bir ön koşul olmadan bir an önce serbest bırakmaları çağrısında bulunun.

Devamını oku...

9 Ağustos 2006 Çarşamba

İRAN’DA TÜRK KARŞITLIĞININ HESAPLANMAYAN SONUÇLARI

Cavid VELİEV-TUSAM-Yakındoğu Araştırmaları Masası
cveliev@tusam.net

İran’ın resmi gazetesi “İran”, 12 Mayıs 2006 tarihli çocuk sayısının “Ne yapalım da böcekler bizi böcekleştirmesin?” başlıklı makalesinde[i], Türklere yönelik ağır hakaretler içeren bir karikatür yayınlamıştır.

[i] İran Resmi Haber Ajansı. İrna. http://www.irna.ir/en/news/view/menu-236/0605247724130711.htm 24 Mayıs 2006.

Karikatürde Farsça konuşan bir çocuğun karşısında oturan hamamböceği Azerbaycan Türkçesinde konuşturulmak suretiyle, Azerbaycan Türkleri hamamböceğine benzetilmiştir.[i] Ayrıca, “ülkedeki hamamböceklerinin temizlenmesi gerektiği” ifade edilerek ırkçı bir yaklaşım ortaya konmuştur. Türkleri hamamböceğine benzeten karikatürün altında ayrıca şu yazılar yer almaktadır: “Hamamböcekleri tuvaletlerde yaşarlar. Öldürmekle veya sifonu çekmekle bitmezler. Hamamböcekleri insanların pisliklerini tüketerek yaşamlarını sürdürürler. Biz Farslar belli bir süre pisliğimizi tuvalete değil de dışarı yaparsak hamam böcekleri kendiliğinden (aç kalmak suretiyle) ölürler.”

Bunun üzerine binlerce Azerbaycan Türkü, 20 Mayıs’tan itibaren Zencan, Tebriz, Erdebil ve Urmiye gibi Azerbaycan şehirlerinde başlayan, yüz binlerce Azerbaycan Türkü’nün katıldığı[ii] dört gün içinde birçok Azerbaycan şehrine sıçrayan ve İran güvenlik birimlerinin engellemesine rağmen 28 Mayıs’ta Tahran’daki İran Parlamentosu önüne kadar genişleyen bir protesto mitingi gerçekleştirmiştir.[iii] Olayların büyümesi üzerine İran Gazetesi makalenin yazarını ve karikatüristi işten çıkarmıştır. Ancak bu da gösterileri dindirmeye yetmemiş ve İran Kültür Bakanı Seffar Herrendi Azerbaycan Türklerinden özür dilemiş ve ardından gazete geçici olarak kapanarak redaktör ve karikatürist tutuklanmıştır.[iv]

Özrün bir hafta geç gelmesi, tepkilerin dinmesine neden olmadı; bilakis gösterilerin İran’ın başkenti Tahran’a taşınması gündeme geldi. 28 Mayıs 2006’da Tahran’da gösteri yapmayı planlayan Azerbaycan Türkleri daha farklı talepler dile getirmeye başladılar. Ayrıca, "geç özür dilendiği" için Kültür Bakanı hakkında gensoru vermek için Azeri milletvekilleri imza toplamaya başladı.[v] Bunun yanında İran ve dünya basınında yer alan bilgilere göre İran güvenlik güçlerinin göstericilere ateş açması sonucu onlarca insan yaşamını kaybederken, yüzlerce insan yaralanmış ve bir o kadarı da tutuklanarak işkenceye maruz kalmıştır. İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin Avrupa’daki temsilcileri ölenlerin, yaralananların ve tutuklananların isimlerini BM’ye liste halinde vermiştir.

Türkün Gücü

Olayların birkaç gün içinde hızla yayılması, aslında sorunun sadece çizilen karikatürden değil yıllarca biriken sorunlardan kaynaklandığının göstergesidir. Nitekim göstericilerin talepleri de bunun kanıtıdır. İran’daki Azerbaycan Türklerinin ayaklanması İran’ın varlığını sürdürmesi açısından önemli bir gelişmedir. İran coğrafyasında yaşayan diğer etnik halklardan farklı olarak, Azerbaycan Türklerinin, İran’ın nüfusu içindeki ağırlığı dışında ülkenin siyasi, sosyal, askeri ve ekonomik hayatında da önemli oranda ağırlığı bulunmaktadır. Diğer etnik ayaklanmalardan farklı olarak tarihte ve günümüzde Azerbaycan Türkünün ayaklanması lokal düzeyde kalmıyor, İran’ın geneline yayılıyor. Azerbaycan Türklerinin İran’ı ayakta tutan unsur olduğunu İran’ın eski Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani’nin “İran’ın birçok yönetici kadrosunda Azerbaycan Türkü bulunmaktadır ve İran’ın siyaseti, ekonomisi ve sanayisi onların üzerine kurulmuştur.”[vi] sözleri kanıtlamaktadır. ABD’den yayın yapan Günaz Tv’nin İran’da yaşayan Azerbaycanlılardan biri olan sahibi Ehmed Obalı “İran bize yaptıklarımız karşısında teşekkür edeceğine bizleri hayvana benzetti.” diyerek kızgınlıklarını ortaya koymuştur. İran’da yaşayan Azerbaycan Türkleri ile Türkiye ve Azerbaycan arasındaki bağlar da İran Devleti’ni korkutmaktadır. Bu iki bağımsız devletin yönetimi devletlerarası ilişkileri dikkate alarak İran Devleti’nin Türklere yönelik baskılarına tarafsız kalsalar bile İran’daki olayların büyümesi durumunda halkın baskısı ile resmi ağızlardan bazı açıklamalar yapılabilir. Diğer yandan yanı başında iki bağımsız Türk Devleti’nin varlığı bile bu insanlar açısından manevi destek niteliğindir. Nitekim bu olaylar sırasında bölge basınından en çok destek Azerbaycan ve Türkiye’den gelmiştir.

İran’da hiçbir iç değişim Azerbaycan Türklerine rağmen gerçekleşmemiştir. Hatta İran’da yaşayan diğer etnik unsurlar da Azerbaycan Türklerinin değişim taleplerinden etkilenmiş ve moral bulmuşlardır. 1925 yılına kadar İran’ı yöneten Azerbaycan Türkleri 1905 Meşrutiyet Hareketi’nde ve 1979 İslam Devrimi’nde büyük rol almış ve İran coğrafyasında 1920’de Azadistan Devleti’ni ve 1945’de Azerbaycan Demokratik Firgesi’ni kurmuşlardır. Azerbaycan Türkü merkezli hareketlerin yayılmasında ise Azerbaycan Türkleri için ulusal kale niteliğinde olan Tebriz şehrindeki öğrenci hareketlerinin ve aydınlarının önemi büyük olmuştur. Kısacası İran coğrafyasında yaşayan Azerbaycan Türkleri açısından Tebriz’in “onay vermediği” hiç bir hareket başarılı olmamıştır. Karikatür krizi nedeniyle ortaya çıkan gösterilerin de Tebriz’de yapılması önemli bir gelişmedir. Gösterileri daha da kuvvetlendiren ise diğer Azerbaycan şehirlerinin de Tebriz’e destek vermesidir.

Bu konudaki gelişmelerin önemli bir boyutu da Azerbaycan Cumhuriyeti’nden İran’da yaşanan olaylara yönelik gelen tepkiler olmuştur. Olayları “Güney Azerbaycan’da ulusal hareket”, “İran Devleti, Azerbaycanlıları ayağa kaldırdı” gibi başlıklarla veren Azerbaycan basınına destek bir de Azerbaycan Parlamentosu’ndan gelmiştir. Azerbaycan Parlamentosu’nun 23 Mayıs 2006 tarihli oturumunda muhalif parti liderleri, Güney Azerbaycan’da yaşanan gelişmelere ilgisiz kalamayacaklarını belirtirken iktidar partisi Yeni Azerbaycan Partisi Başkan yardımcısı Siyavuş Novruzov, İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerini, Azerbaycan topraklarını işgal eden Ermenistan’a destek veren İran’a baskı yapmaya çağırmıştır. Azerbaycan milletvekilleri Azerbaycan hükümetinden ve Milli Meclis’ten, İran’da Azerbaycan Türklerine yönelik şiddet kullanımını protesto etmeyi istemiştir.

İran’da yaşanan olaylarla ilgili gelişmelerin diğer boyutu ise sorunun uluslararası basına taşınması olmuştur. Reuters, İnterfax ve BBC gibi uluslararası basın kuruluşları Azerbaycan Türklerinin tepkilerini dünya gündemine taşımışlardır. Bu da İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin sorunlarının uluslararası platforma taşınması açısından önem taşımaktadır. Fakat Fars muhalif basını karikatür sorununa hiçbir şekilde yer vermemiş ve hatta İran Rejimi’ne destek verdiğini açıklamıştır. Hatırlatalım ki daha önce İran’ın Arap ve Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı bölgelerde istikrarsızlıklar dünya medyasında yer alsa da Azerbaycan Türklerinin gösterileri ve tepkileri yer almamıştı.

ABD’nin Rolü Var mı?

Karikatür üzerine çıkan olayların kısa sürede bitmesini beklerken göstericilerin talepleri değiştirmesi ve bütün Azerbaycan şehirlerine yayılması Tahran’ı tedirgin etti. İran’da Azerbaycan Türklerini ayağa kaldıran karikatürün yayınlanması iki şekilde yorumlanabilir:1. Aşırı Fars milliyetçisinin akılsızca davranışı.2. Yabancı istihbarat servislerinin komplosu ile ortaya çıkan bir durum.Zamanlama açısından bakıldığında olayın bir komplo olduğundan şüphe duyulmamaktadır. Diğer yandan bu yaklaşımın Fars bilincinin bir ürünü olduğu da ortadadır.

Komplonun bir boyutu da İran Devleti’nin, Azerbaycan Türklerinin ülke içindeki gücünü ölçmek için böyle bir yönteme başvurduğudur. Fakat zaten uluslararası alanda sıkıntı içinde olan ve her açığını yakalamaya çalışan bir ABD’nin karşısında olan İran mantık çerçevesinde iç politikada güçlü ve bütün olduğu imajını vermek ister. İkincisi diğer etnik unsurlardan farklı olarak Azerbaycan Türklerinin ayağa kalkması İran’ı rejim değişikliğine kadar götürebilir. Dolayısı ile İran’ın böyle bir riski göze almış olması son derece düşük bir ihtimal gibi gözükmektedir.

Birçok değerlendirmede olaylar yabancı istihbarat servisleri ile ilişkilendirilmektedir. Tabi ki olay zamanlaması açısından akıllara hemen bu şüpheyi getirmektedir. İran’da Türklere yönelik Farslaştırma politikalarının temelini atan Rıza Pehlevi iktidara, 1925 yılında ABD-İngiltere işbirliği ile getirilmiştir. Diğer yandan İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin kurduğu 1945–1946 Cumhuriyeti’ne, ABD destekli Rıza Pehlevi orduları tarafından son verilmiştir. Bu olaylar İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin bilinçaltındaki yerini korumaktadır. Dolayısı ile Azerbaycanlılar ABD veya her hangi bir yabancı güce güvenmemektedir. Ayrıca gösterilere dış dünyadan destek gelmemiş tam tersi İran devleti gazeteyi kapattığı için eleştirilmiştir.

Bu tür gelişmelerin temelinde ABD değil İran Devleti’nin etnik gruplara yönelik baskıcı politikası bulunmaktadır. Zira Ahmedinecad’ın olayları ABD’nin kışkırttığını iddia etmesine rağmen Tebriz milletvekili Ekber Elemi tepkilerin nedeninin dışarıda değil içerde aranması gerektiğini söylemiştir. İran’ın Azerbaycan Büyükelçisi Efşar Süleymani ise Azerbaycan Türkleri’nin gösterilerini haklı olduğunu söylemiştir.[vii] Birikmiş sorunların çözülmeden kapatılmasının en kolay yolu olaylara ABD gölgesi düşürmektir. Dolayısıyla böyle bir yaklaşım İran’ın da işine yaramaktadır.

Türkiye’de yer alan birçok yorumun aksine gösteriler dış müdahale sonucunda değil tamamen İran basının kışkırtıcı karikatürü sonucunda gelişmiştir. Bu olay Fars basınının Türklere yönelik ilk hakareti değil, bardağı taşıran son damlası olmuştur. 1995’te de Azerbaycan’daki Türk öğrencilerin gösterileri, İran Radyo Televizyon Kurumu’nun Türklere yönelik tahkir içerikli bir anketiyle başlamıştır. Ayrıca İran’da yaşayan Azerbaycan şairi Muhammed Şehriyar, Farsların Türkleri “eşek” olarak tanımlamasına nazire olarak “Tahranlı eşek sen misin yoksa ben mi?” şiirini yazmıştır. Son dönemde Azerbaycan Türklerinin sivil taleplerini geri çeviren İran yönetiminin bu olayların çıkmasında birincil derecede sorumlu olduğu söylenebilir. Özellikle Ermenilerin sözde soykırım gösterilerine izin veren İran yönetiminin Azerbaycan Türklerinin Hocalı Soykırımı’nı anma isteklerini geri çevirmesi ve sık sık İran’ın sadece Farsların değil İran’da yaşayan diğer etnik grupların ülkesi olduğunu vurgulamasına rağmen İran Milli Takımını Fars Milli takımı olarak tanımlaması da olayların patlak vermesinde etkili olmuştur.

......................................................................................................................


Devamını oku...