25 Şubat 2009 Çarşamba

Mühendis Abdullah Abbasi Cevan Serbest Bırakıldı

Güney Sesi: İran'da Azerbaycanlı kültürel aktivist ve Tahran Recayi Üniversitesi öğretim görevlisi Mühendis Abdullah Abbasi Cevan, 105 gün süren gözaltı döneminden sonra 70 bin dolar teminat karşılığında geçici olarak serbest bırakıldı.

13 Kasım 2008 tarihinde Azerbaycanlı tarihi kahraman Settar Han'ı mezarı başında anma töreninde gözaltına alınan Abbasi Cevan'a karşı Rey Şehrinin İnkılap Mahkemesinin 11. Şubesi tarafından "hükumet aleyhine propaganda" suçlaması ileri sürüldü. Abdullah Abbasi Cevan'ın 105 gün boyunca Tahran'ın Evin Hapishanesinin 209. bölümünde ağır fiziksel ve ruhsal işkencelere maruz kaldığı, bu süre boyunca kendisine avukat tutma ve ailesiyle görüşme izni verilmediği bildirildi.
Gözaltına alındığı ilk haftalarda 209. bölümün hücresinde tutulan Abbasi Cevan'ın ailesiyle tek görüşmesinin gözaltına alındıktan 3 ay sonra olduğunu, son derece kısa süren bu görüşme sırasında aile bireylerinin ve özellikle yaşlı annesinin manevi olarak oldukça yıprandığı belirtildi.Mühendis Abdullah Abbasi Cevan'ın annesi, 23 Şubat Pazartesi günü, oğlunun serbest bırakılmasından iki gün önce vefat etmişti.

Mühendis Abdullah Abbasi Cevan 2008 yılının Ağustos ayında da gözaltına alınarak 130 gün boyunca Evin Hapishanesinin 209. bölümünün hücresinde tutulmuş, bu süre boyunca elektrik şoku dahil olmak üzere şiddetli işkencelere maruz kalarak daha sonra 5 yıl için ertelenen 1 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Uluslararası Af Örgütü Şubat ayında yayınladığı İran'da İnsan Hakları raporunda Abdullah Abbasi Cavan'ın durumundan bahsederek onun vicdan mahpusu sayıldığını bildirmişti.

Devamını oku...

22 Şubat 2009 Pazar

21 Şubat Uluslararası Anadil Günü

21 Şubat günü UNESCO tarafından Uluslararası Anadil Günü olarak kutlanmaktadır

Anadil Haktır, Engellenmemelidir


Devamını oku...

20 Şubat 2009 Cuma

İran: Seçim Öncesi Muhaliflere Yönelik Baskılar Giderek Artıyor

İran: Seçim Öncesi Muhaliflere Yönelik Baskılar Giderek Artıyor
Şubat 2009
AI İndeksi: MDE 13/012/2009

Uluslararası Af Örgütü son üç ayda İran'ın dini ve etnik azınlık gruplarına, öğrencilere, sendikacılara ve kadın hakları savunucularına yönelik keyfi gözaltı dalgaları ve baskılarla ilgili bir çok rapor almıştır. Uluslararası Af Örgütü 220'den çok şahsın keyfi olarak gözaltına alınması ya da kısıtlayıcı önlemlerle karşı karşıya kalmasından haberdardır. Gözaltına alınanların büyük çoğunluğu işkence ve kötü muamele görme riski altındadırlar.

Bu süreçten önce gözaltına alınan şahıslara idam cezası verilmiştir. Ayrıca bazı gazeteler kapatılmış, aralarında insan hakları konulu olanların ve uluslararası yayıncılar tarafından yönetilenlerin de bulunduğu bazı internet sitelerine erişim engellenmiştir. Bu kısıtlamalar Haziran ayında yapılacak Cumhurbaşkanı seçimleri öncesi yetkililerin muhaleflere yönelik baskılarının bir uzantısı olabilir. Bütün şahıs ve toplulukların devlet politikalarına muhalefet etmek dahil olmak üzere ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğünü barışçıl şekilde kullanma hakkı tanınmalıdır.

Raporun Azerbaycanlılarla İlgili Bölümü:

İran'daki Azerbaycanlı topluluğa mensup olan Tahran Şehid Rejai Üniversitesi öğretim görevlisi prof. Abdullah Abbasi Javan ve yeğeni Hüseyin Hüseyni, Tahran'ın yakınlarında 13 Kasım 2008'de Sattar Han'ı (İran 1906 Meşrutiyet Devriminin önderlerinden Azerbaycanlı milli kahraman) anma töreninden hemen sonra gözaltına alınan dokuz kişiden ikisidirler. Aileleri, 23 Kasım'da onların Evin Hapishanesinin 209. bölümünde tutulduklarını öğrenene kadar durumlarından haber alamamışlardır. Hüseyin Hüseyni 21 Ocak'ta serbest kalmıştır; ancak Abdullah Abbasi Javan hala ailesi ve avukatına ulaşma imkanı olmadan gözaltında tutulmaktadır. Ona yönelik suçlamalarla ilgili bilgi yoktur. O 2007 yılında "pan-Türkizm" ve "sistem aleyhine propaganda" suçlamalarıyla 130 gün boyunca tutuklu kalmış ve raporlara göre işkence görmüştür.

14 Ocak 2009'da Batı Azerbaycan eyaletinin Urmiye şehrinin yakınlarındaki Khanegah-e Sorkh (Kızıl Heneye) köyünde gözaltına alınan yaklaşık 30 Azerbaycanlı Sünni'den 18'inin isimlerine ulaşmıştır. (bkz. Ek 3)
Bu kişiler su kaynaklarının yönünün bir kum ve çakıl özütleme fabrikasına yöneltilmesini protesto etmiş ve gösteriye müdahele eden polis göz yaşartıcı gaz kullanmıştır. Gözaltına alınanlardan bazılarının yaralı oldukları, ancak hastahaneye bir kaç saat geçtikten sonra götürüldükleri bildirilmiştir. Raporlara göre iki hafta süren sorgulamada gözaltındakiler işkence ve kötü muameleye maruz kalmışlardır. Bu şahıslar daha sonra yargılanmak üzere teminat karşılığında serbest bırakılmışlardır. 21 kişi 1 Şubat'ta Batı Azerbaycan eyaletinin Nazlu Genel Mahkemesi 101. Şubesinde "kamu düzenini bozmak" ve "devlet görevlilerine hakaret" suçlamalarıyla yargılanarak bir yıla kadar hapis, para cezası, 74 kırbaç ve İran'ın güneyindeki Hürmüzgan eyaletinin Minab kasabasına sürgün cezalarına çarptırılmışlardır.

Tavsiyeler

Bütün vicdan mahpuslarını (düşünce suçlularını) serbest bırakarak, mahkemede yargılanan ve tutuklanırsa vicdan mahpusu olacak sanıkların suçlamalarını düşürün;

Gözaltındaki herkesi, tanınabilir adli bir suçla uluslararası adalet standartlarına göre yargılanmadıkları takdirde serbest bırakın ve idam cezasıyla karşı karşıya kalmamalarını sağlayın;

İfade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğünü barışçıl olarak kullanan şahıslara yönelik seyahat kısıtlamalarına son verin;

Bütün ölüm cezalarını hafifleterek bu cezanın kullanımını durdurmanın ilk adımı olarak idamlara hemen kapsamlı bir şekilde erteleme getirin;

İfade, inanç, toplanma ve barışçıl örgütlenme özgürlüğünü kısıtlamakta ve kadınlara, etnik,dini ve diğer azınlıklara ayrımcılığı yasallaştırmakta kullanılabilecek ucu açık maddeleri değiştirin ya da iptal edin;

Bütün şahıs ve toplulukların devlet politikalarına muhalefet etmek dahil olmak üzere ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğünü barışçıl şekilde kullanma hakkını tanıyın.

Ek 3
14 Ocak 2008'de su kaynakları nedeniyle yaşanan bir çatışmadan sonra tutuklanan Azerbaycanlı Sünni azınlığa mensup 18 kişinin isimleri:
Barzad Nizami Afshar
Mighdad Nizami Afshar
Said Caferpur
Muhammed Samedzade
Behram Quluzade
Nadali Quluzade
Nadali Alipur
Mirac Alipur
Haydar Alipur
Süleyman İbrahimzade
Nesir Qolozadeh
Ekber Rüstemi
Eskandar Aslani
Allahverdi Aslani
Faramaz Caferi
Muhammed Caferi
Naqi A.
Davud Ş.

Devamını oku...

19 Şubat 2009 Perşembe

İran'da Azerbaycanlı Profesör 3 Aydan Uzun Süredir Gözaltında Tutuluyor

Güney Sesi: İran'da 13 Kasım 2008 tarihinde tutuklanan Azerbaycanlı mühendis Abdullah Abbasi Cevan halen Tahran'ın Evin hapishanesinin istihbarat teşkilatı (Ettelaat) yönetimindeki 209. koğuşunda tutuklu bulunuyor.

Mühendis Abdullah Abbasi Cevan, Azerbaycan milli kahramanı Settar Han'ı (İran'da 1906-1914 yıllarındaki meşrutiyet inkılabına önderlik eden tarihi kahraman) mezarı başında anma töreninde bazı katılımcılarla birlikte gözaltına alınmıştı.

Tahran'ın Recayi Üniversitesinin mimarlık bölümünde öğretim görevlisi olan mühendis Abdullah Abbasi Cevan, 12 Aralık'ta (tutuklanmasından bir ay sonra) gözaltı süresinin kanunsuz olarak uzadığı ve temel insani haklarının çiğnendiğini belirterek açlık grevine başlamıştı.Ancak kendisinin ailesi ve avukatıyla görüşmesi engellendiği için bu grevin ne kadar sürdüğü bilinmiyor.

Resmi olmayan kaynakların bildirdiğine göre, geçtiğimiz günlerde Rey şehrinin İnkılap Mahkemesinin 11. şubesinde avukatsız ve kapalı olarak görülen mahkemede mühendis Abbasi Cevan'ın ailesi, hakimden kendisini teminat karşılığında geçici olarak serbest bırakılmasını istedi, ancak mahkeme bu talebi reddetti.Halen belirsiz durumda tutulan Abdullah Abbasi Cevan'a karşı yöneltilen suçlamanın "rejim aleyhine propaganda" olduğu bildirildi.

Mühendis Abdullah Abbasi Cevan 2007 yılında da başkent Tahran'da tutuklanarak 130 gün boyunca Evin hapishanesinin Ettelaat (istihbarat teşkilatı) tarafından kontrol edilen 209. koğuşunun hücresinde tutulmuş, bu süre boyunca şiddetli işkencelere maruz kaldığı açıklanmıştı.

Profesör Abbasi Cevan'ın geçen yıl çarptırıldığı 1 yıl şartlı hapis cezasının verilecek mahkeme kararına eklenmesinden ve Azerbaycanlı faalin uzun süre hapiste tutulmasından endişe edildiği bildirildi.

Abdullah Abbasi Cevan'ın kardeşi Yedullah Cevan, Azerbaycan'ın Azadlık Radyosuyla yaptığı röportajda kardeşinin durumundan büyük endişe duyduğunu bildirdi. Yedullah Cevan, kardeşinin tutuklanmasının sebebinin sadece "Settar Han'ı mezarı başında Fatiha okuyup anmak" olduğunu belirterek "benim kardeşimin İran'da 25 milyon Azerbaycanlı nüfusun anadilde eğitim hakkını istemekten başka hiçbir suçu ve muhalefeti yoktur" dedi.

Abbasi Cevan'la aynı merasimde gözaltına alınan ve 68 gün sonra teminat karşılığında serbest bırakılan yeğeni Hüseyin Hüseyni (21) ise 2 Şubat 2009 tarihinde mahkemeye çıkarak 5 yıl sürgünde hapis cezasına çarptırıldı.

Devamını oku...

17 Şubat 2009 Salı

İran'da Üniversite Öğrencileri Azerbaycanlı Faallere Verilen Ağır Hükümlere İtiraz Etti

Güney Sesi: İran'da İsfahan, Urmiye, Mahabad ve Tahran Üniversitelerinin Azerbaycanlı öğrencileri birer bildiri yayınlayarak Azerbaycanlı aktivistlere 5 yıl sürgünde hapis cezası verilmesine itiraz etti.

Erdebil İnkılap Mahkemesi tarafından çıkarılmış hükmlere karşı Urmiye Üniversitesi öğrencilerinin bildirisinde, "Milli varlık ve kimliğin korunması bütün Azerbaycanlıların meşru ve insani hakkıdır.

İran hakimiyeti yıllardır baskı altında olan Azerbaycanlıların bu insani haklarını çiğneyerek mücadelelerini uzun süreli hapisler ile cezalandırmaktadır.

İran İslam Cumhuriyeti'nin ceza mahkemeleri, Erdebil eyaletinde Esger Ekberzade, Hüseyin Hüseyni, Erdeşir Kerimi, Vedud Saadeti, Behruz Alizade ve Rehim Gulami adlı aktivistleri 5 yıl sürgünde hapis cezasına çarptırarak devlete hakim olan ırkçı ruhunu açıkca göstermiştir.

Biz Urmiye Üniversitesi Öğrencileri olarak İran İslam Cumhuriyetinin hukuk sistemi tarafından Erdebil eyaletinde Azerbaycan hareketi aktivistlerine verilmiş adaletsiz cezalara karşı itirazımızı belirterek kimlik haklarını talep eden bu faallerin hükmünün tekrar gözden geçirilmesini talep ediyoruz." denildi.

İsfahan şehrinden İsfahan Üniversitesi, İsfahan Tıbbi Bilimler Üniversitesi, İsfahan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Malek Eşter Üniversitesi, İsfahan İslami Sanatlar Üniversitesi, Şeyh Bahai Üniversitesi ve Peyam-i Nur Üniversitelerinin ortak olarak yayınladıkları bildiride de "Geçtiğimiz aylarda güvenlik görevlilerinin siyasi,kültürel ve insan hakları aktivistlerine karşı baskılarının arttığına, anadilde eğitim hakkının verilmesi ve siyasi,ekonomik ve kültürel ayrımcılığın sona ermesinden başka talepleri olmayan Azerbaycan Milli Hareketi faallerine karşı yeni bir dönemin başlatıldığına şahit olduk.Son olarak Azerbaycanlı faaller Esger Ekberzade, Hüseyin Hüseyni, Behruz Alizade, Erdeşir Kerimi, Vedud Saadeti ve Rehim Gulami, Erdebil İnkılap Mahkemesinin 1. Şubesi tarafından kapalı olarak geçirilen mahkemede 5 yıl sürgünde hapis cezasına çarptırıldılar. Biz İsfahan üniversitelerinin öğrencileri olarak, İslam cumhuriyetinin hukuk organlarının Azerbaycanlı aktivistlere karşı adaletsiz tutumunu kınıyor ve kimlik haklarını talep eden bu kültürel aktivistlere karşı çıkarılan hükmün lağvedilmesini talep ediyoruz." açıklaması yapıldı.

Batı Azerbaycan eyaletindeki Azad Mahabad Üniversitesinden yayınlanan bildiride ise öğrenciler Azerbaycanlı aktivistlere çıkarılan kanunsuz ve keyfi hükümlerin bir an önce lağvedilmesi ve gözaltındaki faallere karşı sorgu sırasında işkence ve kötü muamelenin durdurulması çağrısında bulunarak aksi takdirde grev başlatacaklarını ilan ettiler.

Üniversitelerde faaliyet gösteren Azerbaycan Öğrenci Dergileri Birliği de bir bildiri yayınlayarak 5 Azerbaycanlı kültürel aktiviste karşı verilen cezaların kaldırılmasını istedi.

Devamını oku...

14 Şubat 2009 Cumartesi

İran'dan Azeri Muhaliflere Baskı

4 BLOG YAZARINA HAPİS
İran’da toplam 4 internet günlüğü (blog) yazarı ile 5’i internet günlüğü yöneten 10 Azeri hapis cezasına çarptırıldı. İnternet yazarları Ümid Mimariyan, Ruzbe Miribrahimi, Şahram Rafizade ve Cevad Gulamtamini’nin hapis ile kırbaç ve para cezalarına mahkum edildiği bildirildi.

2004’ün Eylül ve Ekim aylarında gözaltına alınan internet yazarları hakkında "yasa dışı örgütlerin kurulmasına katılma," "yasa dışı örgüt üyeliği," "devlet karşıtı propaganda," "yalan yayma," ve "kamu düzenini bozma" gibi suçlamalarda bulunulmuş, Gulamtamini ayrıca ihanet suçundan yargılanmıştı. Yargı erki yetkilileri, yazarların her birinin 3’er yıl 3’er ay hapis ve kırbaç cezasına, Mimariyan’ın ayrıca 500 bin tümen (250 dolar) para cezasına çarptırıldığını bildirdi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası İran’da İnsan Hakları Kampanyası tarafından yapılan açıklamada, 4 blog yazarının, İran Yargı Erki Başkanı Ayetullah Mahmud Şahrudi’nin, bu yazarların itirafa zorlandığını kabul etmesine rağmen hapse mahkum edilmelerinin "adil yargılanma hakkının" ihlali olduğu belirtildi.

Yazarlardan üçü 10 Ocak 2005’te görüştükleri Şahrudi’ye, cezaevinde gördükleri psikolojik ve fiziki işkencelerle, gizli bir yerde aileleri ve avukatları ile görüştürülmeden uzun süre tek kişilik hücrede tutulduklarını anlatmışlar, 20 Nisan 2005’te ise Yargı Erki sözcüsü, yapılan resmi soruşturmanın, bu kişilerin yazılı itiraflarının zorla alındığını doğruladığını açıklamıştı.

İnsan Hakları İzleme örgütü Orta Doğu bölümü müdür yardımcısı Joe Stork, "Bizzat Yargı Erki Başkanı’nın kanıtların zorla elde edildiğini kabul ettiği dikkate alınırsa, bu cezalar şoke edici. Yargıçlar, soruşturma yetkisini kötüye kullananları araştırıp cezalandırmalıydı, onların kurbanlarını değil" dedi. İki örgüt, Tahran Temyiz Mahkemesi’ni kararı bozmaya ve hükümeti de işkence iddialarını araştırmaya çağırdı.

4 internet gazetecisi 2004 sonlarında kefaletle serbest bırakıldıktan sonra Mimariyan, Miribrahimi ve Rafizade İran’ı terk ettiler ve halen yurt dışında yaşıyorlar. Gulamtamimi ise halen İran’da yaşıyor.

10 AZERİYE HAPİS

Bu arada İran’ın Tebriz ve Erdebil kentlerinde 7’si öğrenci, 10 Azeri’nin çeşitli hapis cezalarına çarptırıldığı bildirildi.

Tebriz’de Azeri öğrencilerine ait bir İnternet günlüğü sitesini yöneten 5 öğrencinin yasa dışı örgüt kurmak suçundan 1’er yıl hapis cezası aldığı belirtildi.

Öğrencilerin işletmekle suçlandığı, Azeri Öğrenci Hareketi’nin İnternet bloğu olduğu belirtilen “azoh.blogsky.net”in halen yayında olduğu, ancak zaman zaman engellendiği kaydedildi.
Öğrencilerin avukatı bloğun, içeriği ve Azeriler arasındaki popülaritesi nedeniyle hedef alındığını söyledi.

Hapse mahkum edilen öğrencilerin İnternet günlüğünde, İran’da yaşayan Azerilerin kendi dillerinde eğitim yapması savunuluyor ve İran yönetiminin Azeri kültürü ve öğrenciler üzerindeki baskıları eleştiriliyor.

Ayrıca, Erdebil kentinde ikisi öğrenci, biri gazeteci 5 Azeri, İran’da Azeri dilinde okullar açılmasını destekledikleri için 5’er yıl hapse mahkum edildiği bildirildi.

http://www.savaskarsitlari.org/arsiv.asp?ArsivTipID=5&ArsivAnaID=50399
http://www.milliyet.com.tr/Dunya/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1058819

Devamını oku...

Erdebil'de tutuklanan İki Azerbaycanlı Faalin İşkence Gördüğü Bildirildi

Güney Sesi: Çeşitli kaynakların bildirdiğine göre, 5 Şubat Perşembe günü Erdebil şehrinde güvenlik güçleri tarafından tutuklanan ve o günden beri Ettelaat (İran istihbarat teşkilatı) sorgu merkezinde tutulan Azerbaycanlı kültürel aktivistler İbrahim Sadıki ve Ramin Sadıki, şiddetli psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kalmaktadırlar.

Alınan haberlere göre, iki aktiviste sorgu sırasında itiraf almak için elektrik şoku vermek, dövmek, uzun süre uykusuz bırakmak, sözlü hakaret etmek ve hatta tutukluların lavaboya gitmesine izin vermemek gibi çeşitli işkenceler uygulanmıştır.

Gördüğü baskıları ve temel insani haklarının çiğnenmesini protesto etmek için açlık grevine başlayan Ramin Sadıki'nin sağlık durumu giderek kötüleştiği ve bu yüzden birkaç kez bilinç kaybına uğradığı bildirilmiştir.

Faallerin durumundan endişe eden Sadıki ailesi, oğullarının sorgu merkezindeki sağlık durumlarından endişe ettiklerini, halen hiçbir suçlamanın belirtilmediğini ve mahkeme yetkililerinin bu konudaki başvurulara cevap vermediğini açıkladı.

Ettelaat merkezinde işkence gören ve haklarında ağır hükmler çıkarılan diğer Erdebilli aktivistlerin durumlarına bakıldığında, bu iki faalin de işkence altında alınan yalan itiraflara göre ağır cezalara çarptırılması beklenmektedir.

Geçtiğimiz haftalarda Erdebil şehrinde tutuklanan ve aralarında 3 öğrenci ile 1 gazetecinin bulunduğu 6 Azerbaycanlı kültürel aktiviste Erdebil İnkılap Mahkemesi'nin 1. şubesinin hakimi Hasanzade tarafından 5 yıl sürgünde hapis cezası verilmişti.

Devamını oku...

7 Şubat 2009 Cumartesi

İran'da Azınlıkların Dil Mücadelesi: Azerbaycanlı Olmak Ve Türkçe Ölmek

Nazım Alpman- Birgün gazetesi/ internethaber

Bazı ülkelerde gerçekleri erken söyleyenin başına gelmedik felaket kalmaz!

Sonra aradan zaman geçer, korkutucu gelen şeylere karşı aşinalık başlar, herkes o gerçekleri dile getirebilir.

Ama kimseye bir şey olmaz!

Biz Türkiye'de bunu çok sık yaşıyoruz.

İşte son örnek Kürtçe konuşmak!

Cezaevlerinde yakınlarıyla Kürtçe konuştukları için tutuklular ve hükümlüler ek cezalar aldılar.

Kürtçe türkü çalan radyolar kapatıldı.

DTP"li belediye başkanlarına Kürtçe konuşup, davetiye yazdıkları için görevden alma cezaları verildi.

Şimdi AKP devlet eliyle Kürtçe yayın yapan bir televizyon kurdu. Yerel seçimlerde Kürtlerin oylarına göz dikti.

Bunlar oluyor, bizim gibi ülkelerde!

Komşumuz ve birçok yönden yakınlık kurduğumuz İran"da muhalif fikirlere sahip olmak kendiliğinden bir suç unsuru olabiliyor.

İran'da Azerbaycanlı olmanın getirdiği bin türlü derdin başında ana dilde konuşmak, yazmak geliyor.

İran Anayasası"nın 15. maddesinde anadilde eğitim hakkı yer alıyor. Bunu hayata geçirmek isteyen, şiddet içermeyen kültürel yollardan dile getiren İranlı Azerbaycanlıların başlarına gelmedik felaket kalmıyor.

Şimdi önümüzde bir tarih duruyor: 21 Şubat Dünya Anadili Günü!

İran"daki Azerbaycanlılar içlerinden çıkan tarihi şahsiyetleri mezarları başında anma törenleri düzenlemek istiyorlar. Devletin istihbarat birimleri bu çalışmaları doğrudan İran"ı yıkmak isteyen tehlikeli girişimler olarak yorumluyor.

Bu işin önderleri gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, sonra yüklü kefalet bedelleriyle tahliye edilip, arkasından da sürgün cezalarına çarptırılıyorlar.

Rehim Gulami, Vedud Saadeti, Behruz Alizade, Erdeşir Kerimi ve Hüseyin Hüseyni adlı İranlı Azerbaycanlılar böylesi bir operasyondan geçirildiler. 2008"in Nisan ayında Erdebil kentinde tutuklandılar, 20 gün hapiste kaldılar sonra 20 bin dolar kefalet ücretiyle salıverildiler. 2 Şubat 2009"da ise İran Adaleti onları şimdi Afganistan sınırındaki Zahidan kentine yolluyor.

Yukarıdaki isimlerin büyük çoğunluğu üniversite öğrencisi, gazeteci ve yazar…

Aktivistlerden 21 yaşındaki Hüseyin Hüseyni, 13 Kasım 2008 tarihinde Settar Han'ı (İran'da Meşrutiyet devrimini gerçekleştiren Azerbaycanlı tarihi kahraman) mezarı başında anma merasimine katılırken tekrar tutuklandı ve 68 gün boyunca, suçlamaları belirtilmeden ve avukat tutma hakkı tanınmadan Tahran'ın Evin hapishanesinin 209. bölümünün hücresinde tutuldu. Hüseyin eğitim gördüğü üniversiteden de atıldı, oysa mezun olmasına tek bir dersi kalmıştı.

Hüseyin şanslı olanlardan…

Bir de Ferhad Mohseni gibi olanlar var. 11 Haziran'da, Tebriz"de tutuklanan 26 yaşıdaki Ferhad Mohseni'nin işkence edilmiş cesedi göl kenarında bulundu!

İranlı gençlerin çektikleri çilelerin duyurulabilmesi için çırpınan arkadaşları dünya kamuoyunun dikkatini bu ihlallere çekmek istiyorlar.

***
Dünyanın her yerinde bu kural değişmiyor. İktidara gelenler her zaman orada devamlı kalacaklarını düşünüyorlar.

İktidarın her boyutu insanları kirletiyor.

İnsanlar kendi anadillerini konuşmak için neden bu kadar çok çile çeksinler ki?

Azınlık olmanın kadersizliği her yerde aynı:

-İran'da Türk olmak zormuş!
Devamını oku...

6 Şubat 2009 Cuma

İran’da Azerbaycanlı Siyasi Mahpusları Savunma Kuruluşunun Aylık Raporu - Ocak 2009

İran'da Azerbaycanlı kültürel aktivistlere yönelik baskı ve tutuklamalar geçtiğimiz ayda da devam etmiştir. Keyfi tutuklamalarla karşı karşıya kalan aktivistler mahkemeye çıkartılmadan ve haklarındaki suçlamalar resmi olarak belirtilmeden hapiste tutulmaktadırlar. Avukat tutma hakkından mahrum bırakılan ve aileleriyle görüşmelerine izin verilmeyen bu mahpuslar işkence ve kötü muameleye maruz kalma tehlikesi altındadırlar.Bu süreçte dini azınlıklar ekstra ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Onlar hem etnik köken hem de dini inançlarından dolayı İran İslam Cumhuriyeti’nin güvenlik görevlilerinden iki kat baskı görmektedirler.

Geçen Aylarda Tutuklananlar:

13 Kasım 2008 tarihinde Rey şehrinde Settar Han'ı (Azerbaycanlıların meşrutiyet devrimine önderlik eden tarihi önderi) anma töreninde tutuklanan Tahran Şehid Recayi Üniversitesi öğretim üyesi Abdullah Abbasi Cevan, halen Tahran'ın Evin hapishanesinin İstihbarat yönetiminde bulunan 209. koğuşda tutuklu bulunmaktadır.

Ailesiyle görüşmesine izin verilmeyen ve avukat tutma hakkından mahrum bırakılan Abbasi Cavan'ın yakınları onun tutuklanma sebebini henüz öğrenemediklerini belirtmişlerdir. Abbasi Cavan'ın kardeşi Yedullah Abbasi Cavan, 23 Ocak günü Azerbaycan Türkçesi’nde yayın yapan Azadlıq radyosuna verdiği röportajda şöyle konuşmuştur: "Benim kardeşim Settar Han'ı mezarı başında andığı için tutuklandı. İki aydan uzun süredir hücrede tutuklu bulunuyor. Bilmiyorum, bir Fatiha okuduğu için insana iki ay hapis cezası verilir mi? Anadilde eğitim hakkı istemek büyük bir suç mu sayılıyor?" Yedullah Cavan, kardeşinin durumunun iyi olmadığına ve işkence gördüğüne inandığını belirtmiştir.

Abbasi Cevan daha önce 18 Ağustos 2007 tarihinde tutuklanmış ve 130 gün boyunca Tahran'ın Evin hapishanesinin 209. koğuşundaki hücrede tutulmuştur. Cavan bu süre boyunca birçok kez dövülerek çeşitli işkencelere maruz kalmış, daha sonra Tahran Devrim Mahkemesi’nin 15. şubesi tarafından 5 yıl boyunca ertelenen 1 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.

Aynı törende tutuklanan Hüseyin Hüseyni (Erdebil Razişehr Üniversitesi İslami Öğrenci Birliğinin eski başkanı) 20 Kasım 2009 tarihinde 50 bin dolar teminat karşılığında Evin hapishanesinin 209. koğuşundan serbest bırakılmıştır. Kendisine karşı yöneltilen suçlamalar ve mahkeme tarihi henüz bilinmemektedir. Abbasi Cevan'ın yeğeni olan Hüseyni, 68 gün boyunca hapishanede hücrede tutuklu kalmış ve serbest kaldıktan sonra bu dönemde güvenlik görevlilerinin şiddetli fiziksel ve ruhsal işkencelerine maruz kaldığını açıklamıştır.

Hüseyni 2008 yılının Haziran ayında 3 hafta boyunca Negede (Sulduz) ve Erdebil şehirlerinin istihbarat merkezlerinde işkence görerek sorgulanmış, daha sonra 10 bin dolar teminat karşılığında serbest bırakılmıştı.

26 Aralık 2008 tarihinde tutuklanan Tebriz Azad Üniversitesi İktisat bölümü yüksek lisans öğrencisi ve Arman öğrenci kuruluşunun eski üyesi Vahid Şeyhbeyli, halen Tebriz Hapishanesi’nde belirsiz durumda tutuklu bulunmaktadır.

Şeyhbeyli, bu süre boyunca 2 kez Tebriz Devrim Mahkemesine çağrıldığı halde tutuklanma nedeni henüz açıklanmamıştır. Mahkeme hâkimi, Vahid’in dosyasının incelenmesinin tamamlanmadığını ve araştırma aşamasında olduğunu belirtmiştir. Adı geçen aktivistin son duruşması 28 Ocak 2009 tarihinde avukatsız ve kapalı olarak gerçekleştirilmiştir.

Kadın hakları savunucusu ve gazeteci Şehnaz Gulami, 69 gün tutuklu kaldıktan sonra 17 Ocak 2009 tarihinde 20 bin dolar teminat karşılığında geçici olarak serbest bırakılmıştır.

Mahkemeye çıkacağı tarih henüz kesin olarak belirtilmemiştir. Avukatının verdiği bilgilere göre Gulami'ye karşı suçlamalar "kamuoyunu kışkırtmak" ve "Halk Mücahidleri Teşkilatı’yla bağlantısı olan ajanslara haber iletmek" olarak belirtilmiştir. Şehnaz Gulami, Azerwomen webblogunun yazarı ve İran Kadın Gazeteciler Birliği’nin üyesidir. Gulami, 9 Kasım günü güvenlik görevlileri tarafından tutuklanmış ve gözaltı süresinin uzatılmasına karşı 8 gün süren bir açlık grevine girmişti.

Şehnaz Gulami 2008 yılının Ağustos ayında "düzene karşı propaganda" suçlamasıyla Tebriz Devrim Mahkemesi tarafından 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. O 1989-94 yılları arasında siyasi mahpus olarak tutuklu kalmış ve 2007 yılının Ağustos ayında da bir ay hapis cezası almıştır.

Yeni Tutuklamalar:

İnsan hakları aktivistlerinin verdikleri bilgiye göre 30 yaşındaki Azerbaycan kültürel aktivisti Hasan Asadi, 20 Ocak 2009 tarihinde istihbarat görevlileri tarafından Tebriz'de tutuklanmış ve Tebriz Hapihanesi’ne götürülmüştür.Yetkililerden Asadi'nin tutuklanma sebebine dair bilgi alınamamaktadır.

Hasan Asadi, 2008 yılının Mayıs ayında, Azerbaycanlıların İran gazetesinin yayınladığı hakaret içerikli karikatüre karşı ayaklanmasının 2. yıldönümünde tutuklanmış ve avukat tutmasına ve ailesiyle görüşmesine izin verilmemişti. İnsan hakları savunucularının raporlarına göre Hasan Asadi tutuklu kaldığı süre boyunca işkence ve kötü muameleye maruz kalmıştır. İddalara göre hapishanede işkence sırasında tırnakları çekilmiş ve parmakları kırılmış, işkencecilerin dayakları sonucu bilincini yitirmiştir. Sağlık durumunun kötüleşmesi sonucunda Asadi hapishane dışındaki hastaneye götürülmüştür. Asadi 22 gün tutuklu kaldıktan sonra kefalet karşılığında serbest bırakılmıştı.

Hasan Asadi, 8 Şubat 2007 tarihinde Erdebil Hapishanesinin karşısında Azerbaycanli siyasi aktivist Abbas Lisani'nin aldığı hapis cezasını protesto gösterisinde tutuklanmış ve Erdebil şehrinin istihbarat merkezi ile Tebriz Hapishanesinde "Ayrılıkçı topluluklara üyelik" suçlamasıyla 4 ay gözaltında tutulduktan ve bu süre de işkenceye maruz kaldıktan sonra 70 bin dolar teminat karşılığında serbest bırakılmıştı. Asadi 2008 yılının Şubat ayında Tebriz Devrim Mahkemesi’nin 2. Şubesi tarafından bir yıl hapis cezasına çarptırılmış ve bu ceza temyiz mahkemesinde 6 ay hapis cezasına çevrilmişti. Asadi son olarak 6 ay hapis cezasını çektikten sonra 17 Aralık günü Tebriz Hapishanesi’nden serbest bırakılmıştı.

Mahkemeye Çıkarılan Aktivistler:

Azerbaycanlı 8 öğrenci aktivist, 17 Ocak 2009 günü Tebriz Devrim Mahkemesinde yargılanmışlardır. Tebriz Üniversitesi öğrencileri Maksud Ahdi, Mansur Eminiyan, Aydın Haceyi, Amir Merdani, Feraz Zehtab, Seccad Radmehr, Malek Eşter İsfahan Üniversitesi Gemicilik Bölümü öğrencisi Mecid Makuyi ve orduda askerlik görevini yapıyor olan Daryuş Hatemi, "düzene karşı propaganda" ve "ulusal güvenliğini ihlal eden yasadışı gruplar oluşturmak veya onlara üye olmak" suçlamalarıyla mahkemeye çıkarıldılar. Kapalı olarak geçirilen mahkemeye aktivistlerin avukatı da katılmıştır.

Adı geçen aktivistler bu yılın yaz aylarında güvenlik görevlileri tarafından tutuklanmış ve istihbarat merkezi ile Tebriz Hapishanesi’nde 3 ay boyunca tutuklu kalmışlardır. Bu süre boyunca avukat tutmalarına ve aileleriyle iletişim kurmalarına izin verilmeyen öğrenci aktivistler İstihbarat sorgu merkezinde işkence ve kötü muameleye maruz kalmışlardır. Öğrenciler daha sonra 20 ve 50’şer bin dolar teminat karşılığında geçici olarak serbest bırakılmış ve dosyaları Tebriz Devrim Mahkemesine nakledilmiştir.

İnsan hakları savunucusu ve yazar Hamid Valayi'nin mahkemesinin ilk oturumu 28 Ocak 2009 günü Tebriz Devrim Mahkemesinin 2. şubesinde gerçekleşmiştir. Valayi'nin avukatının verdiği bilgiye göre, mahkemede "düzen karşı propaganda" suçlamasıyla yargılanmıştır.

Hamid Valayi'nin mahkemesinin ilk oturumu 1 Aralık 2008 tarihinde görülecekti, ancak sanığın ve avukatının orda bulunmasına rağmen dosyaya bakan hâkim mahkeme tarihinin ertelenmesine karar vermişti.

Hamid Valayi, 15 Temmuz 2008 tarihinde Tebriz'de güvenlik güçleri tarafından tutuklanmış ve 13 gün boyunca İstihbarat merkezinde fiziksel işkenceye ve psikolojik baskılara maruz kalmıştır. Sorgu sırasında gördüğü işkence sonucunda Valayi'nin dişleri kırılmış, diş etleri iltihaplanmış, kafasında ve sağ bacağında kırık oluşmuştur.

Azerbaycanlı kültürel aktivistler Behruz Alizade, Vedud Saadeti, Rehim Gulami, Erdeşir Kerimi ve Hüseyin Hüseyni'nin mahkemeleri 29 Ocak 2009 tarihinde Erdebil Devrim Mahkemesinin 1. şubesinde görülmüştür.

Mahkeme, bu aktivistleri "milliyetçiliği yaymak" suçlamasıyla yargılamıştır. Hüseyin Hüseyni dışındaki 4 aktivist, 8 Nisan 2008 tarihinde Erdebil şehrinin İstihbarat güçleri tarafından tutuklanmış ve 20 gün boyunca tutuklu kalmışlardır. Bu süre boyunca aileleriyle görüşme ve avukat tutma hakkı verilmeyen aktivistlere, yalan ifade almak için işkence edilmiştir. Tutuklular daha sonra 30 bin dolar teminat karşılığında serbest bırakılmışlardır.

Mahkemeye Çağırılanlar:

2008 yılının Ağustos ayının son haftasında Urmiye'de yapılan Uluslararası Futbol Turnuvasında "ayrılıkçı tezahüratlar yapmak" suçlamasıyla tutuklanan Said Mahmudi, Yaver Şerifi, Mehmed Şerifi ve Ali Ekberi, 24 Ocak günü Urmiye Genel Ceza Mahkemesinin 104. şubesine çağrılmışlardır. Bu şahısların suçlaması " ulusal güvenliğe karşı hareket" olarak belirtilmiştir.
Aynı turnuvada tutuklanan seyircilerden biri olan Purya Hezreti, Urmiye Genel Ceza Mahkemesinin 104. şubesinde yargılandıktan sonra Hakim Nazri tarafından serbest bırakılmıştır. Kasım ayında verilen beraat kararında, tutuklanma nedeni "ayrılıkçı toplulukların lehine ve milliyetçi sloganlar atmak" olarak belirtilmiştir.

Güvenlik Güçlerinin Urmiye'deki Sünni Köylülerle Çatışması:

15 Ocak 2009 günü İran İslam Cumhuriyetinin güvenlik güçleri göz yaşartıcı gazlar ve kalaşnikof silahları ile Urmiye'nin Kızıl Heneye köyünde yeraltı su kaynaklarının yönünün sanayide kullanmak üzere değiştirilmesini protesto eden ve Salmas-Urmiye yolunu kapatan yüzlerce çiftçiye saldırmıştır. Güvenlik güçleri, köylülerin alanda park edilmiş olan ulaşım araçlarına hasar vermiş ve araçların plakalarını sökerek el koymuşlardır.

Berzad Nezami Afşar, Meğdad Nizami Afşar, Said Caferpur, Mehmed Samedzadeyi, Behram Gulizade ve oğlu Nadeli Gulizade, Nadeli Alipur, Mirac Alipur, Haydar Alipur, Süleyman İbrahimzade, Naser Gulizade, Ekber Rüstemi, İskender Aslani, Allahverdi Aslani, Feramuz Caferi, Samed Caferi, Naği H. ve Davut Ş. dahil olmak üzere otuzdan çok köylü gözaltına alınmışlardır.

Nadeli Gulizade ile Nadeli, Mirac ve Haydar Alipur gibi bazı tutuklular, silahla yaralandıkları halde ilk saatlerde tedavi edilmeleri engellenmiş ve 6 saat gözaltında tutulduktan sonra aşırı kan kaybı nedeniyle Urmiye İmam Humeyni Hastanesine götürülmüşlerdir. Tutuklanan köylüler, 10 gün boyunca şiddetli işkencelere maruz kalarak sorgulandıktan sonra geçici olarak serbest bırakılmışlardır. "Devlet aleyhine ayaklanmak" ve "devlet görevlilerin çağrılarına uymamak"la suçlanan tutuklularının Urmiye'den 30 km. uzaklıkatki Nuşinşehr Mahkemesi’nde yargılanmalarına karar verilmiştir.

Resmi ismi Farsça "Hanegah-e Sorh" olarak değiştirilen "Kızıl Heneye" köyü Batı Azerbaycan eyaletinin Urmiye şehrinin Nazlu bölgesindedir ve yaklaşık 2000 kişilik nüfusu vardır. Bu köyün sakinleri çoğunlukla "Küresünni" ve "Sünni Türk" olarak bilinen Sünni Azerbaycan Türkleri’dirler.

İran'da Sünni Azerbaycan Türkleri, Batı Azerbaycan ve Erdebil eyaletlerinde yaşamaktadırlar. Resmi olmayan kaynaklara göre, Urmiye, Hoy, Salmas ve Piranşehr bölgelerindeki Sünni Azerbaycanlı’ların nüfusunun 400 binden fazladır. Batı Azerbaycan eyaletindeki Sünni Azerbaycan Türklerinin büyük bölümü, 1979 İran İslam Devrimi döneminde can güvenliklerinin olmaması nedeniyle Türkiye'ye göç etmişlerdir. Onlar İran’da kamu personeli seçme sınavlarında ve üniversitelerde reddedilmekte ve köy arazileri devlet binaları tarafından gasp edilmektedir.

Herhangi bir kuruluşları, dernekleri, vakıfları ve devlet dışı teşkilatı bulunmayan yüzbinlerce Sünni Azerbaycan Türkü’ne dini okul kurma izni verilmemektedir. Bazı Sünni Azerbaycan köylülerinin verdiği bilgilere göre, İran devlet yetkilileri bu köylerin yeraltı su kaynaklarının yönünü değiştirerek çiftçilik ve tarımla geçinen köylülerin yetiştirdikleri ürünleri sulamalarını engellemektedir.

Öğrenci Dergilerinin Kapatılması:

İran'da Azerbaycanlı öğrenci dergilerine yönelik baskının bir devamı olarak, Türkçe ve Farsça olarak Yezd Üniversitesi’nde yayınlanan öğrenci dergisi "Heleç" kapatılmıştır. Bu dergi, Azerbaycan meselesi ve İran’da yaşayan Türklerle ilgili yayınladığı makalelerde milliyetçilik ve Pantürkizm (Türkçülük) yapmak suçlamasıyla disiplin komitesine götürülmüş ve 2. sayısından sonra yayını süresiz olarak durdurulmuştur.

Yeni öğretim yılında üniversitelerin kültür şurası yetkilileri Azerbaycanlı öğrenci dergilerini büyük baskıya maruz bırakmıştır. Ulus, Nesim, Araz, Özlük, Oyanış, Settar Han, Kimlik, Yoldaş, Aydın Gelecek, Kıpçak, Yarpak, Telenger, Çanlıbel, Yeşil Yol, Ana Yurd, Seher, Açık Söz, Sayan ve Bulud geçtiğimiz aylarda kapatılan öğrenci dergilerinden bazılarıdır.

Devamını oku...

4 Şubat 2009 Çarşamba

5 [Güney] Azerbaycanlı Kültürel Aktiviste Ağır Hapis ve Sürgün Cezaları Verildi

Güney Sesi: İran'da Erdebil İnkılap Mahkemesinin 1. şubesi 2 Şubat Pazartesi günü kapalı olarak geçirilen mahkemede 5 Azerbaycanlı kültürel aktivisti "milli güvenlik aleyhine faaliyet" suçlamasıyla beşer yıl sürgünde hapse mahkum etti.

Rehim Gulami, Vedud Saadeti, Behruz Alizade, Erdeşir Kerimi ve Hüseyin Hüseyni adlı aktivistler, 2008 yılının Nisan ayında Erdebil şehrinde tutuklanmış ve 20 gün boyunca gözaltında tutulduktan sonra 20.000 dolar teminat karşılığında geçici olarak serbest bırakılmışlardı.

Bu aktivistler, İran'da Azerbaycanlı üniversite öğrencilerinin ve aydınların anadilde eğitim hakkı ve ırksal ayrımcılığın sona erdirilmesi gibi talepler içeren kültürel hareketinin tanınmış faallerindendirler.

Uluslararası insan hakları kuruluşları bu dönemde bildiriler yayınlayarak aktivistlerin tutuklanmasını ve gözaltında işkence görmelerini kınamışlardı.

Azerbaycanlı Siyasi Mahpusları Savunma Birliğinin belirttiğine göre, kültürel aktivistler Ettelaat (İran İstihbarat Teşkilatı) sorgu merkezinde tutuklu kaldıkları süre boyunca elektrik şoku, dayak ve uzun süre uykusuz bırakılma dahil olmak üzere fiziksel ve ruhsal işkencelere maruz kaldılar.

Aktivistlerden 21 yaşındaki Hüseyin Hüseyni, 13 Kasım 2008 tarihinde Settar Han'ı (İran'da Meşrutiyet devrimini gerçekleştiren Azerbaycanlı tarihi kahraman) mezarı başında anma merasimine katılırken tekrar tutuklanmış ve 68 gün boyunca, suçlamaları belirtilmeden ve avukat tutma hakkı tanınmadan hapishane hücresinde tutulmuştu.

Karara göre gazeteci Rehim Gulami Erdebil şehrine 1000 km uzaklıktaki Hamedan hapishanesine, öğrenci Hüseyin Hüseyni Kerman'a, Erdeşir Kerimi Basra körfezi kıyısındaki Hürmüzgan şehrine, Vedud Saadeti Simnan şehrine ve Behruz Alizade Bucurd'a sürgün edilip ordaki hapishanelerde 5 yıl tutuklu kalacaklar.

Aynı mahkeme kısa bir süre önce Esger Ekberzade adlı 23 yaşındaki Erdebilli öğrenci aktiviste de 5 yıl sürgünde hapis cezası vermişti.


Devamını oku...

ADAPP kuruluşunun Urmiyeli Sünni Türklerle ilgili Kanlı Olaylar Hakkında Bildirisi

ADAPP (İran'da Azerbaycanlı Siyasi Mahpusları Savunma Birliği), 14 Ocak 2009 tarihinde Batı Azerbaycan eyaletinin başkenti Urmiye'de İran güvenlik güçlerinin saldırısına maruz kalan Kızıl Heneye köyü sakinlerinin durumuyla ilgili endişelerini bildirmektedir.


ADAPP, İran İslam Cumhuriyetini son olaylara açıklık getirmeye çağırmakta ve Batı Azerbaycan eyaletinde yaşayan 400 binden çok Sünni Türkün temel insani haklarının korunmasını istemektedir.

Sünni Müslümanlar İran'da bir dini azınlık olarak yaşamaktadırlar. İran hükümeti Sünni Azerbaycan Türklerinin yüksek öğretim görmesini zorlaştırmakta, devletdışı kuruluşlar ve dini okullar kurmalarına izin vermemektedir.

Devlet merkezlerinde işe alınmamak gibi ayrımcılıklara maruz kalan Sünni Azerbaycan Türklerinin köylerinin yeraltı sularının yönü değiştirilmekte ve tarım alanlarında oluşturulan su sorunu nedeniyle çiftçiler ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmaktadırlar.

14 Ocak 2009 tarihinde, Kızıl Heneye'li yüzlerce çiftçi yeraltı su kaynaklarının yönünün sanayide kullanılmak için değiştirilmesini Urmiye-Salmas anayolunda protesto ettiler.Bu sırada onlarca polis memuru protestoculara göz yaşartıcı gaz ve silahlarla saldırıp ateş açmıştır. Polis ayrıca köylülere ait olan ulaşım araçlarına hasar verip plakalarına el koymuştur.

Aralarında Berzad Nezami Afşar, Meğdad Nezami Afşar, Said Caferpur, Mehmed Samedzade, Behram Guluzade, Nadeli Guluzade, Nadeli Alipur, Mirac Alipur, Haydar Alipur, Süleyman İbrahimzade, Naser Guluzade, Ekber Rüstemi, İskender Aslani, Allahverdi Aslani, Feramez Caferi, Muhammed Caferi, Naği A. ve Davud Ş. adlı vatandaşların bulunduğu 30'dan çok köy sakini polis tarafından gözaltına alınmıştır.

Gözaltına alınanların arasında yaralılar da vardı, ancak ilk saatlerde onlar için tedavi imkanları sağlanmadı. Yaralılar 5-6 saat sonra, aşırı kan kaybı nedeniyle Urmiye'nin İmam Humeyni Hastanesine götürüldüler. Tutuklananlar işkence edilerek sorgulanıp 10 gün içinde kefalet karşılığında serbest bırakıldılar, ancak "hükümete karşı isyan" ve "mahkeme kararına saygısızlık etmek"le suçlananan bu köy sakinleri Urmiye'nin yakınlarındaki Nuşinşehir mahkemesinde yargılanacaklardır.

ADAPP, İran İslam Cumhuriyetini Azerbaycan ve başka bölgelerde yaptığı dini ayrımcılıkları durdurmaya çağırarak, Urmiye'nin Kızıl Heneye köyünde gerçekleşen kanlı olaylara açıklık getirilip zarara uğramış sakinlerin durumlarının iyileştirilmesini istemektedir.

ADAPP ayrıca İran İslam Cumhuriyetinin mahkeme organlarından silahlı saldırıya maruz kalan ve zarar çekmiş köy ahalisi yerine, onlara saldıranların yargılanmasını talep etmektedir.


Devamını oku...

3 Şubat 2009 Salı

İran'da Azerbaycanlı Mühendis 2 aydan Uzun Süredir Tutuklu Bulunuyor


İran'da 13 Kasım 2008 tarihinde tutuklanan Azerbaycanlı mühendis Abdullah Abbasi Cevan halen Tahran'ın Evin hapishanesinin istihbarat teşkilatı (Ettelaat) yönetimindeki 209. bölümünde tutuklu bulunuyor.

İran'daki Azerbaycan Türklerinden olan Mühendis Abdullah Abbasi Cevan, yeğeniyle birlikte 13 Kasım'da Azerbaycan milli kahramanı Settar Han'ı (İran'da 1906-1914 yıllarındaki inkılap hareketine önderlik eden tarihi şahsiyet) mezarı başında anma törenine katılırken tutuklanmıştı.

21 Ocak Çarşamba günü Abbasi Cevan'ın birlikte tutuklandığı yeğeni Hüseyin Hüseyni, kefalet karşılığında geçici olarak serbest bırakıldı.Ancak Mühendis Abdullah Abbasi Cevan'ın durumu belirsizliğini koruyor.

ADAPP (İran Azerbaycanı Siyasi Mahpuslarını Savunma Birliği) kuruluşu tarafından İngilizce, Farsça ve Türkçe olarak yayınlanan bildiride Abdullah Abbasi Cevan'a avukat tutma ve ailesiyle görüşme izni verilmediği, hakkındaki suçlamalar belirtilmeyip mahkemeye çıkarılmadığı açıklandı.

Tahran'ın Recayi Üniversitesinin mimarlık bölümünde öğretim görevlisi olan mühendis Abdullah Abbasi Cevan, 12 Aralık'ta (tutuklanmasından bir ay sonra) kanunsuz olarak tutuklandığını ve temel insani haklarının çiğnendiğini belirterek açlık grevine başlamıştı..Ancak Abbasi Cavan'ın ailesi ve avukatıyla görüşmesi engellendiği için bu grevin ne kadar sürdüğü bilinmiyor.

Abdullah Abbasi Cevan'ın kardeşi Yedullah Cevan, Azerbaycan'ın Azadlık Radyosuyla yaptığı röportajda kardeşinin durumundan büyük endişe duyduğunu bildirdi. Yedullah Cevan, kardeşinin tutuklanmasının sebebinin sadece "Settar Han'ı mezarı başında Fatiha okuyup anmak" olduğunu belirterek "benim kardeşimin İran'da 25 milyon Azerbaycanlı nüfusun anadilde eğitim hakkını istemekten başka hiçbir suçu ve muhalefeti yoktur" dedi.

Mühendis Abdullah Abbasi Cevan 2007 yılında başkent Tahran'da tutuklanarak 130 gün boyunca Evin hapishanesinin 209. bölümünde tutulmuştu. Bu dönemde uluslararası teşkilatlar tarafından onun hapishanede fiziksel ve ruhsal işkenceye maruz kaldığını belirtilmişti.

Devamını oku...