18 Temmuz 2009 Cumartesi

İran'da Azerbaycanlı Siyasi Mahpusları Savunma Birliği'nin (ADAPP) Aylık Raporu- Haziran 2009

İran'daki Azerbaycanlılara yönelik sistematik insan hakları ihlalleri 2009 yılının Haziran ayında da devam etmiş olup kültürel aktivistler geçen aylarda olduğu gibi keyfi gözaltılara, işkence ve kötü muameleye maruz kalmışlardır. Gözaltındaki aktivistlerin avukat tutma ve aileleriyle görüşme hakları tanınmamaktadır.

Yeni Gözaltılar
Azerbaycanlı webblog (internet günlüğü) yazarı ve Tahran Üniversitesi'nde yayınlanan öğrenci dergisi Yaşmaq'ın eski sorumlu müdürü Sima Didar, 18 Haziran Perşembe günü eşi Ali Rıza Ferşi'nin gözaltında tutulduğu Tebriz Hapishanesi'nin 37. koğuşuna ziyareti sırasında gözaltına alınmıştır.

Hapishane yetkilileri 18 Haziran Perşembe günü Ferşi'nin avukatına başvurarak başvurarak eşi ve avukatının Ali Rıza Ferşi'yi Tebriz Hapishanesi'nin Ettelaat (İstihbarat Teşkilatı) kontrolündeki 37. koğuşunda ziyaret edebileceğini belirtmişlerdir. Ancak avukat ve Sima Didar hapishaneye gittiklerinde memurlar, hakimin yayınladığı çağrı belgesini (celb belgesi) göstererek Didar'ı gözaltına almışlardır. Avukat Abbas Cemali'nin açıklamalarına göre belgede gözaltı nedenleri "milliyetçilik, Tebriz'de 22 Mayıs'taki protestolara katılmak ve Halkın Mücahidleri kuruluşuna yardım etmek" olarak belirtilmiştir.

Sima Didar'ın eşi Ali Rıza Ferşi, 22 Mayıs'da Tebriz'de El Gölü (Şah Gölü) parkına düzenlenen geniş katılımlı bir yürüyüşte, Azerbaycanlıların anadilde eğitim hakkıyla ilgili slogan atması nedeniyle İstihbarat Bakanlığı'na bağlı güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınmıştı. Olayların görgü tanığı olan Sima Didar, bir gün sonra yazarak internette yayınladığı raporda yürüyüşte çıkan olaylarla ilgili açıklamalar yapmıştı. Didar, ayrıca 10 Haziran günü Tebriz'de yapılan bir protesto gösterisine katılarak, eşinin ve olaylarda gözaltına alınan diğer şahısların serbest bırakılmasını talep etmişti.

Azerbaycanlı kültürel aktivist ve tarih bölümü doktora öğrencisi Ali Bikes, 15 Haziran Pazartesi günü Tahran'da İstihbarat Bakanlığı memurları tarafından gözaltına alınarak Evin Hapishanesine götürülmüştür.
Yakınlarının belirttiğine göre O, bir arkadaşıyla görüşmek için Tahran'da kaldığı yatakhaneden çıktığı sırada gözaltına alınmıştır. Dostlarından biri, onun Pazartesi günü kendisine telefonla ulaşarak Evin Hapishanesi'nin İstihbarat Bakanlığı kontrolündeki 209. bölümünde tutulduğunu bildirdiğini açıklamıştır. Azerbaycanlı aktiviste gözaltına alındığı günden beri avukatıyla ve ailesiyle görüşme hakkı tanınmamakta olup yakınları, kendisine işkence ve kötü muamele edilmesinden ve dosyasının Tahran'daki son olaylarla ilişkilendirilmesinden endişe etmektedirler.

"İslami İran Azerileri Birliği"nin halkla ilişkiler başkanı olan ve Cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin Tahran'daki seçim çalışmalarında görev yapan Ali Bikes, internette yayılan ve eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'yi Azerbaycanlılarla ilgili fıkralar anlatırken görüntüleyen videonun yayınlanmasından sonra bu görevlerden istifasını bildirmiş ve yazdığı bir açık mektupta görüntülere yönelik tepkisini açıklamıştı.

Azerbaycanlı kültürel aktivistler Behnam Şeyhi ve Mahmud Ocaklı, 9 Haziran 2009 tarihinde Tahran-İslamşehr'de İstihbarat Bakanlığı memurları tarafından gözaltına alınarak Evin Hapishanesi'nin 209. bölmesine nakledilmişlerdir.

Aktivistlerin gözaltına alınma nedenleri, Azerbaycanlıların anadil haklarıyla ilgili İslamşehr mahallelerinin duvarlarına sloganlar yazmaları olarak belirtilmiştir. İstihbarat Bakanlığı memurları 13 Haziran'da Şeyhi'nin evini ve işyerini arayarak, mağazasının kasasında, bazılarının üzerine Azerbaycanlıların kültürel haklarıyla ilgili sloganların yazılı olduğu paralara, kitaplara, kişisel eşyalarına ve duvar yazılarında kullanılan damga ve kalıplara el koymuşlardır.

Şeyhi ailesine yakın kaynakların bildirdiklerine göre, aktivistin durumunu öğrenmek için sürekli gösterilen çabaların ardından Tahran Emniyet Savcılığı Hakimi Fellah'ın muavinleri aktivistin kardeşine, kendisinin Evin Hapishanesi'nin 209. bölümüne götürüldüğü ve dosyasının araştırıldığını söylemişlerdir.

Tahran'daki İstihbarat Bakanlığı memurlarının 9 Haziran'da Behnam Şeyhi'yi telefonla arayarak kendisini sorgulanmaya çağırdıkları, ancak Şeyhi'nin hakimin imza ve mührünün olduğu yazılı bir çağrı olmadan bunu yerine getirmeyeceğini söylediği bildirilmiştir. Şeyhi'nin bu talebinin ardından memurlar onun işyerine giderek kendisini ve kardeşini darp etmiş ve çağrı (celb) belgesini göstermeden kendisini gözaltına almışlardır. Memurlar, olayların görüntülerini kaydettiği gerekçesiyle bir diğer aktivist olan Mahmud Şeyhi'yi de gözaltına almışlardır.

Adı geçen Azerbaycanlı aktivistler hala gözaltında tutuluyor olup aileleriyle görüşme ve avukat tutma hakları tanınmamaktadır. Ailelerinin sürekli başvurularına rağmen yetkililer, görüşme izni vermekten kaçınmaktadırlar. Behnam Şeyhi 13 Kasım 2008 tarihinde Rey şehrindeki Settar Han'ı (İran'da Meşrutiyet Devriminde rol oynayan Azerbaycanlı tarihi kahraman) anma töreninde de gözaltına alınmış ve bir günden sonra kefalet karşılığında serbest bırakılmıştı.

Azerbaycanlı hikaye yazarı ve kültürel aktivist İlgar Müezzinzade, 15 Haziran günü Meşkinşehr'deki (Hıyav) işyerinde İstihbarat Bakanlığı memurları tarafından gözaltına alınmıştır. Memurlar daha önce 31 Mayıs ve 8 Haziran tarihlerinde Müezzinzade'nin evini aramış ve aile bireylerini tehdit etmişlerdi.

Aynı şehirdeki Azerbaycanlı kültürel aktivistlerden biri olan Ali Feyzi, 9 Haziran günü İstihbarat Bakanlığı memurları tarafından gözaltına alınmış ve 23 gün gözaltında tutulduktan sonra 2 Temmuz 2009 tarihinde teminat karşılığında serbest bırakılmıştır.

Bu aktivistler, Meşkinşehr'de (Hıyav) Azerbaycanlıların anadil haklarının savunulduğu ve Azerbaycanlı kimliğine yönelik her türlü hakaretin kınandığı bildirilerin dağıtılmasıyla ilgili olarak gözaltına alınmışlardır. İlgar Müezzinzade ve Ali Feyzi, gözaltı süreçleri boyunca avukat tutma ve aileleriyle görüşme haklarından mahrum edilmişlerdir.

Marağa şehrindeki Azerbaycanlı kültürel aktivistlerden Mecid Peşuhefam, Mustafa Gulizade ve Yaser Mikanili, 10 Haziran günü Azerbaycan Türkçesinin resmi dil statüsüne getirilmesi ve Azerbaycanlıların anadil haklarıyla ilgili sloganlar attuktan sonra gözaltına alınmış ve şehrin İstihbarat Bakanlığı merkezinde bir gün boyunca sorgulanıp darp edildikten sonra mülk senedini teminat göstererek serbest bırakılmışlardır.

15 Haziran günü Tebriz şehrinin Bağ-ı Şimal Stadyumunda bir futbol maçının bitmesinin ardından yaklaşık 3000 kişilik seyirci topluluğu Abresan Meydanı ve şehrin diğer bölgelerinde toplanarak Azerbaycanlıların milli ve kültürel haklarıyla ilgili sloganlar atmış ve İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarını protesto etmişlerdir. Gösteriye müdahele eden memurlar ve çevik kuvvet ekipleri protestoculara saldırarak onları darp etmiş ve birçoğunu gözaltına almışlardır. Görgü tanıklarının ifadelerine göre polisin cop darbeleri nedeniyle üç protestocu hayatını kaybetmiş, ancak bu şahısların kimlikleri belirlenememiştir.

Gösterilerin ardından emniyet memurları öğrenci yurtlarına ve evlerine girerek Azerbaycanlı öğrenci aktivistler Amir Merdani ve Emin Cihani'yi, diğer sekiz Tebriz Üniversitesi öğrencisiyle birlikte gözaltına almışlardır. İki aktivist, 5000 dolarlık teminat karşılığında serbest bırakılmışlardır. Diğer öğrencilerin de kefalet karşılığında serbest bırakıldıkları bildirilmiştir.

Amir Merdani daha önce 2008 yazında üç ay boyunca gözaltında tutulmuş ve "milli güvenlik aleyhine faaliyet eden kuruluşlara üyelik" suçlamasıyla üç yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.

Gösteriden yaklaşık bir saat önce güvenlik memurları bir çoğu Azerbaycanlı siyasi aktivistlerden olan Dr. Şerbianlu, Dr. Ferzedi, Dr. Geffarzade, Dr. Sultaani Azer, Dr.Penahi, Dr. Seyflu, Leyla Ferzedi, Mühendis Cabri, Mühendis Dadizade, Mühendis Mehdi Yarbehrami, Mansur Geffari, Hüccet'ül-islam Emiri, Emir Hüseyin Cihani, Rehim Yaveri, Abas Purezhari, Yakubzade, Mehdi Hüdadadi, Sabti, Ruhullah Rehimpur ve Şamlu'yu gözaltına almışlardır. Adı geçen şahısların tümü, bir hafta boyunca gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılmışlardır.
İran Mezunlar Birliği (Advar Tehkim) kuruluşunun Azerbaycan şubesi başkanı Musa Saket, 17 Haziran'da gözaltına alınmıştır. Tebriz dadestan'ı Yahya Mirza Mahmudi, bu gösteriler sırasında ve sonrasında 50-60 kişinin gözaltına alındıklarını belirtmiş ancak resmi olmayan kaynaklar 200 kişinin söz konusu gösterilerle ilgili olarak gözaltına alındığını ve bunlardan bir çoğunun teminat karşılığında serbest bırakıldıklarını bildirmiştirler. Gözaltına alınan şahıslar "kamu düzenini ihlal etmek"le suçlanmışlardır.
İran'da Cumhurbaşkanlığı Seçiminin sonuçlarının açıklanmasının ardından Urmiye şehrinde de protestolar başlamıştır. 13 ve 15 Haziran'da yapılan bu protesto gösterileri sırasında yaklaşık 3000 katılımcı, Azerbaycanlıların milli ve dilsel haklarıyla ilgili sloganlar atarak seçim sonuçlarına tepki göstermişlerdir. Güvenlik güçlerinin müdahele ederek katılımcıları darp ettiği gösterilerde 300'den çok protestocu gözaltına alınmıştır. Görgü tanıklarının ifadelerine göre cop darbelerinin etkisiyle iki kişi hayatını yitirmiştir. Gösterilerde hayatını kaybeden ve gözaltına alınan şahısların kimlikleriyle ilgili kesin bir bilgi alınamamıştır.

Tahran'daki siyasi aktivistlere yönelik gözaltı dalgasından sonra Zenjan şehrindeki siyasi aktivistlerden Ehed Rezayi, Celal Behrami ve Sadık Resuli 20 Haziran'da İstihbarat Bakanlığı memurları tarafından gözaltına alınmış ve iki günden sonra geçici olarak serbest bırakılmışlardır.

Zenjanlı diğer bir aktivist olan Esger Bazergani, 24 Haziran'da İstihbarat Bakanlığı memurları tarafından gözaltına alınmış ve bir hafta boyunca gözaltında tutulduktan sonra teminat karşılığında serbest bırakılmıştır.

Gözaltındaki Aktivistler
4 Nisan Cumartesi gününden beri gözaltında tutulan Azerbaycanlı gazeteci ve yazar Neği Ahmedi Azer Mukaddem, 57 gün boyunca Tebriz'in İstihbarat Bakanlığı gözaltı merkezindeki hücrede tutulduktan sonra bu şehrin merkezi hapishanesine nakledilmiştir. Üç aydan uzun süredir gözaltında tutulan Azer Mukaddem'in durumu belirsizliğini korumaktadır.

Azerbaycanlı yazarın ailesi, hapishaneye nakledilmesinden sonra kendisiyle görüşebilmişlerdir. Ahmedi Azer, Azerbaycan Cumhruiyeti'ndeki edebi-kültürel çevrelerle ilişkileri hakkında sorgulandığını açıklamıştır. Ancak dosyasından sorumlu olan Tebriz Devrim Mahkemesi 4. Şubesinin sorgu yargıcı Hakim Haşemzade, kendisinin gözaltı nedenini ve suçlamalarını açıklamaktan kaçınmıştır.

Güvenlik memurları, Ahmedi Azer'in gözaltına alınmasından sonra evini iki kez aramış ve bazı kitapları ile yazılarına el koymuşlardır.

Neği Ahmedi Azer Mukaddem, yayını durdurulan haftalık dergi Şems-i Tebriz'in yazı kurulunun üyelerindendir. O Farsça olarak "Türk Dili ve Azerbaycan Tarihi", "Sultan Mehmet ve Tebriz Minyatür Mektebi", "Meşrutiyet Olayları" gibi kitapların yazarı olup çeşitli Türkçe kitaplar yazmış ve çevirmiştir.

31 Mayıs'ta Meşkinşehr (Hıyav) şehrinde güvenlik memurları tarafından gözaltına alınan Azerbaycanlı kültürel aktivistler Aydın Zakeri, Mansur Seyfi ve Ferdin Nobaht'ın durumları belirsizliğini korumaktadır.

Yetkililer tarafından 3 Haziran'da Erdebil şehrinin İstihbarat Bakanlığı gözaltı merkezine nakledilen aktivistler, dosyanın araştırma aşaması tamamlandıktan sonra 9 Haziran'da Erdebil Hapishanesinin genel bölümüne götürülmüşlerdir. Aktivistlere avukat tutma ve aileleriyle görüşme hakkı tanınmamıştır.

14 Mayıs günü Youtube sitesinde yayınlanan bir videoda, Mir Hüseyin Musevi'yi destekleyen eski Cumhurbaşkanı Hatemi, Azerbaycanlılarla ilgili fıkra anlatırken görüntülenmiştir. Bu görüntüler yüzlerce Azerbaycanlı aktivistin tepkisini çekmiş olup, yapılan protestolarda Hatemi'nin resmen özür dilemesi talep edilmiştir. Tebriz, Urmiye, Zenjan, Erdebil, Meşkinşehr (Hıyav), Miyandoab (Koşaçay) ve diğer şehirlerde yapılan protestolarda onlarca katılımcı gözaltına alınmış olup, bunlardan sadece 35 kişinin isimleri kesinleşmiştir.

Örneğin 22 Mayıs'ta Tebriz'de El Gölü (Şah Gölü) parkına devlet tarafından düzenlenen geniş katılımlı bir yürüyüşte, katılımcılardan bir bölümü söz konusu görüntüleri protesto ederek anadilde (Azerbaycan Türkçesinde) eğitim taleplerini dile getirmişlerdir. Protestocuların büyük bir kısmının gözaltına alındığı ve yaralandığı protestolarda tanınmış Azerbaycanlı aktivist ve üniversitede öğretim görevlisi olan Ali Rıza Ferşi de gözaltına alınmış olup, hala Tebriz'de İstihbarat Bakanlığı gözaltı merkezinde belirsiz bir durumda tutulmaktadır.

Ali İslami, Esger Çemeni, Bayram Halikzade, Behzad Sadıkiyan, Muhsin Golesan, Araş Aşeki (Tebriz Fen Bilimleri Fakültesi öğrencisi), Vahid Alizade, Ekber Mahmudi, Kadir Himmeti, Seccad Karabağlı, Ferdin ve Murtaza Muradpur, Hekkem Muradpur ve eşi, Vahid Ağacani ve eşi Seher Fethi, yürüyüşte gözaltına alınan diğer protestoculardandırlar. Vahid Ağacani, eşi Seher Fethi ve Hale Fethi 3 gün gözaltından sonra ve Hekkem Muradpur ile eşi ise bir ay sonra teminat karşılığında serbest bırakılmışlardır. Ancak gözaltına alınan diğer şahıslar büyük ihtimalle hala serbest bırakılmamışlardır (ADAPP'ın bu konuda bilgisi yoktur).

Tebriz'de 25 Mayıs günü Mir Hüseyin Musevi'nin Bağ-ı Şimal stadyumundaki seçim mitingi sırasında gözaltına alınan Azerbaycanlı aktivistler Esger Kadimi (Tebriz Üniversitesi öğrencisi), Hamid Hasanzade (Azad Tebriz Üniversitesi öğrencisi), Babek Minugi, Ferid Bağerzade, Armin Şakeran Vahi, Ali ve Mehdi İmani, Cihanbahş ve Nadir Bahtaver, Ali Sadıki ve Abdullah Sedugi, 2 Temmuz'ta teminat karşılığında serbest bırakılmışlardırç

23 Mayıs günü Urmiye şehrinde Azerbaycanlılar tarafından yapılan protesto gösterisinde de gözaltına alınanlar olmuştur. Bunlardan Urmiye Üniversitesi öğrencisi Ferşid Adeli, Hamid Bireng ve Urmiye Fen Bilimleri Fakültesi öğrencisi Mehmedi'nin isimleri bilinmektedir. Ferşid Adeli, iki gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılmış olup diğer iki kişinin durumundan haber yoktur.

Siyasi Tutuklulara Yönelik İşkence ve Kötü Muamele
Çeşitli kaynaklardan alınan raporlara göre, "milli güvenlik aleyhine faaliyet" ve "casusluk" suçlamalarıyla çarptırıldığı beş yıl hapis cezasını Erdebil Hapishanesi'nde çekiyor olan Azerbaycanlı siyasi tutuklu Ali Abbasi, yetkililer tarafından işkence ve kötü muamelesiye maruz kalmakta ve temel insani haklarından mahrum bırakılmaktadır.

Daha önce Erdebil Hapishanesinin 7. Bölümünde (siyasi tutuklular koğuşunda) tutulan Ali Abbasi, diğer birkaç siyasi tutukluyla birlikte hapishanenin karantinasına nakledilmiş olup HIV virüsü ve bulaşıcı hastalıklar taşıyan mahkumlarla bir arada tutulmaktadır. Raporlara göre Abbasi'nin ailesi ve yakınlarıyla telefon görüşmeleri yapma hakkı hapishane yetkilileri tarafından kısıtlanmakta ve İran'da tutuklulara genel olarak verilen çıkış izinleri kendisine verilmemektedir. Abbasi, hapishane yetkililerinin tavrına ve bir tutuklu olarak temel insan haklarının çiğnenmesine itiraz olarak 13 Haziran günü açlık grevine başlamıştır.

Ali Abbasi 16 Ekim 2007 tarihinde gözaltına alınmış ve 38 gün boyunca Erdebil şehrinin Ettelaat (istihbarat teşkilatı) merkezinde işkence görerek sorgulandıktan sonra avukatsız ve kapalı olarak görülen mahkemede, Hakim Hasanzade'nin kararıyla 11 yıl hapis cezasına çarptırılmış, ancak bu ceza daha sonra temyiz mahkemesinin kararıyla 5 yıla indirilmişti. Erdebilli kültürel aktivistin Azerbaycan Cumhuriyetini ziyaret etmesi, suç dosyasında kanıt olarak sunulmuştu.