İran'daki Azeri topluluğun sayısı tahminen 15-20 milyon olup, ülke nüfusunun çeyreğini oluşturuyor. Büyük çoğunluğu Tahran'da Mahmud Ahmedinejad yönetimine karşı soğuk olan Azerilerin, oylarını kendisi de Tebriz'li bir Azeri olan Cumhurbaşkanı seçimleri mağlubu Mir Hüseyin Musevi'ye verdikleri sanılıyor. Buna rağmen Azeriler hala İran'ın sosyal ve ekonomik kontrolü için devam eden mücadelede aktif olarak yer almakta isteksiz görünüyorlar.
Musevi'nin İran'daki azınlıkların sivil-medeni hakları konusuna yeterince eğilmemesi, bir çok Azerinin şu andaki süreçte geride durmalarının sebebini oluşturuyor. İran Azerileri, harekete geçmelerinin sağlayacağı kazançların ikna edici olmadığını düşünüyorlar. Tahran ve Kum'da devam eden güç savaşına rağmen Azeriler yaşam kalitelerinde kayda değer bir gelişim olacağına inanmıyorlar.
Tebriz'de gayri-resmi bir kuruluş olan İran'daki Azerbaycanlı Siyasi Mahpusları Savunma Birliği sözcüsü Yaşar Hakkakpur, Azeri aktivistlerin Musevi'nin Cumhurbaşkanlığında ısrar etmek ya da Ahmedinejad'a muhalefet etmekte bir kazanç görmediklerini belirtiyor.
Türkiye'den telefonla röportaj veren Hakkakpur durumu şöyle açıklıyor: "Tahran'daki Musevi'yi destekleyen kuruluşlar Azeri şehirlerinde gözaltına alınan aktivistlerden raporlarında söz etmiyorlar. Farsça basın yayın organlarında azınlıklar yok sayılıyor. Neden Azeriler onların davasını savunsun ki?". (detaylı bilgi için bkz. Eurasia Insight arşivi)
"Bu Azerilerin şimdiki rejimi destekledikleri anlamına gelmiyor. Sadece büyük bir fark göremiyorlar." Bu durum, Azerbaycan'daki Azeriler tarafından söz konusu olaylara nispeten sakin yaklaşılmasının nedenini açıklıyor. Örneğin, Bakü'deki İran Elçiliği önünde hiç bir Musevi destekçisi gösteri gerçekleşmedi.
Tebrizli diğer bir Azeri kültürel aktivisti de Hakkakpur'la aynı görüşte. Adının açıklanmaması şartıyla konuşan aktivist "Biz (Azeriler) rejim ve Musevi arasındaki karşılaşmaya müdahele etmemeye karar verdik" açıklamasını yapıyor. O, şu anda önde gelen Musevi destekçilerinden bazılarının 2006'da Tebriz ve diğer şehirlerdeki Azeri protestolarının şiddetle bastırılmasını onayladıklarını belirtiyor. Söz konusu protesto gösterileri, bir İran gazetesinin gençlik ekinde Azerileri böcek olarak gösteren bir karikatürün yayınlanmasından sonra patlak vermişti.
Azerilerin çoğu Musevi'ye verilen kitlesel desteğe katılmaya istekli değilken, hile karıştırılan 12 Haziran seçimlerinden sonra sokaklara çıkanlar da oldu. (detaylı bilgi için bkz. Eurasia Insight arşivi) Azerbaycan'daki haber kaynakları 13 ve 15 Haziran'da İran'ın Doğu Azerbaycan ile Batı Azerbaycan eyaletlerinin başkentleri olan Tebriz ve Urmiye şehirlerindeki protesto gösterlierinde beş kişinin öldürüldüğünü, onlarca katılımcının ise yaralandığını rapor etti.
Genel olarak, etnik azınlıkların yoğun olduğu bir çok bölge -sadece Doğu ve Batı Azerbaycan değil, Kürdistan, Beluçistan ve Khuzistan da dahil- Tahran'daki seçim sonrası kargaşaya göre daha sakinler.
Azeriler, Araplar, Kürtler ve Beluçlar gibi topluluklar, Tahran yetkilileri tarafından sistematik ayrımcılığa maruz kalıp kültürel ve dil haklarından mahrum kaldılar. Ancak onlar, şu andaki krizi, sorunlarına çözüm bulma şansı olarak görmüyorlar.
Tahran'daki radikaller, etnik azınlık topluluklarının daha faal olmamaları için yoğun çaba gösteriyorlar. Etnik azınlıklar meselesi İran için bir bombaya benziyor ve eğer şu anda patlarsa, ülkenin güç savaşının yönünü bir anda değiştirebilir. Radikaller başkent Tahran'ı güvenlik güçleri aracılığıyla kuşattıkları gibi, etnik azınlıkların yoğun olduğu bölgelerin başkentlerinde de kilit konumlarda yer alıyorlar. İddialara göre radikaller ayrıca Musevi ve yakınlarına, muhalefetin etnik azınlık topluluklarındaki huzursuzluğu tetiklediği ortaya çıkarsa şiddete başvuracaklarını bildirdiler.
Seçim kampanyaları süresince hem Musevi hem de Ahmedinejad, Azerilerin sivil haklarını genişletmek konusunda söz verdiler. Tebrizli kaynaklara göre konuşmasını Türkçe yaptığı iddia edilen Ahmedinejad, üniversite ve okullarda Azeri dil kursları açma vaadinde bulundu. Musevi ise Azeri Türkçesini İran'ın ikinci resmi dili yaparak Azeri nüfusunun yoğun olduğu bölgelerin ekonomik imkanlarını genişletme sözünü verdi.
Ancak Azerilerin çoğunluğu bu vaatleri boş sözler olarak değerlendiriyorlar. Hakkakpur'a göre "her seçimde adaylar Tebriz, Urmiye ve diğer şehirlere gelerek benzer vaatlerde bulunuyorlar. Ama seçimleri kazandıklarında, verdikleri sözleri birdenbire unutuyorlar."
Bakü'de sürgünde yaşayan Güney Azerbaycan Milli Uyanış Hareketi sözcüsü Azeri aktivist Ağrı Karadağlı ise konuyu şöyle yorumladı: "Musevi, siyasi kariyeri boyunca Azerilere yönelik baskıların giderilmesine ve onların dil haklarına hiç bir ilgi göstermedi ve onun bir değişim için kararlı olduğuna dair hiç bir kanıt yok."
Yazının orjinali: http://www.eurasianet.org/departments/insightb/articles/eav062309c.shtml